Sanatçılar: Daha kaç kişi ölecek, derhal müzakere masası kurulsun
09:01
JINHA
AMED - Sur'daki ablukanın kaldırılması ve sivil ölümlerine dikkat çekmek amacıyla Diyarbakır'a gelen "Barış Savunucuları" içerisinde yer alan sanatçılardan Lale Mansur ve Zeynep Tanbay, katledilen bebek ve kadınlara dikkat çekti. Lale, 90lardaki süreçten daha kötü bir süreç yaşandığını belirterek, "Artık cesetlerin mahremiyetine tecavüz ediliyor. Bütün savaşlarda birinci hedef kadınlar ve kadın vücutları" dedi. Dansçı Zeynep Tanbay ise "Her bir çocuğun ölümü sanatın ölümüdür. Derhal masaya dönülmeli. Sorunun çözümü diyalogla sağlanacaktır" diye konuştu.
Sur'da bir ayını dolduran, Cizre ve Silopi'de ise 18'inci gününe giren sıkıyönetim uygulamaları ve ablukalarda katledilenlerin durumuna dikkat çekmek amacıyla aralarında birçok yazar, aydın, gazeteci, sanatçı ve akademisyeninde bulunduğu "Barış Savunucuları" içerisinde yer alan oyuncu Lale Mansur ve dansçı Zeynep Tanbay, ajansımıza açıklamalarda bulundu. Lale, batıda yaşayanlar olarak Kürdistan için ellerini geleni yapmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Artık iç savaşa girdik gibi neredeyse. Elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz. Ölmekle öldürmekle dünya hiçbir sorun çözülmedi. Hiçbir anlaşmazlık masaya oturup konuşulmadan çözülmedi. Derhal bunu yapmaları lazım" dedi.
'Cesetlerin mahremiyetine tecavüz ediliyor'
"Kaç bebeğin ölmesi gerekiyor, kaç annenin cesedinin sokakta günlerce kalması gerekiyor" diye soran Lale, bölgede yaşananlara karşı ortak vicdan oluşturmak için geldiklerini söyledi. Sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte bölgede tarih, doğave kültürel miras olmak üzere herşeyin yok olduğuna dikkat çeken Lale, "Batıdakilerin kalplerinin sesinin bizlerle birlikte olduğunu biliyoruz ama bir adım daha öne çıkmaları gerekiyor" dedi.
Lale, yaşananlarla birlikte çok uç bir noktaya gelindiğine değinerek, "Ben 90larda buradaydım. O zamanlarda çok kötüydü ama şuan olanlara laf bulamıyorum. Artık cesetlerin mahremiyetine tecavüz ediliyor. Bütün savaşlarda birinci hedef kadınlar ve kadın vücutları" şeklinde belirtti. Katliamların ardından beyaz bayraklarla cenazelerin taşınmasının trajedi olduğunu dile getiren Lale, "Düşünsenize, kendi ülkenizdesiniz ve beyaz bayrakla çıkıyorsunuz dışarıya" diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
'Batıdan ses çıkmıyor deniliyor merak etmeyin öyle değil'
Daha önceki Sur ablukasında Selin Şen'in yaşamını yitirmesinin ardından Diyarbakır'a gelerek orada olan biteni batıya aktarmaya çalıştıklarını anımsatan Zeynep Tanbay, "Biz döndükten 3 hafta içinde Sur ne hale geldi. Çok sayıda insan öldü. Biz Selin Şen öldü diye gelmiştik. Kaç çocuk öldü bütün bu operasyonlarla. Anladık ki birşeyler yapılması gerekiyor. Batıdan ses çıkmıyor deniliyor ya merak etmeyin öyle değil. Yaşanılanlar hepimizin derdi hepimizin acısı, bu olan şey burada oluyor bize bişey olmuyor demeyin. Bizde geceleri uyuyamıyoruz" diye konuştu.
"Fıratın doğusu batısı ayrımından nefret ediyoruz. Biz bu topraklarda yaşayan insanlarız. Herkesin derdi bizim derdimiz" diyen Zeynep, operasyonların durmasını barışın gelmesini derhal çözüm sürecinin başlamasını, bir tek çocuğun, kadının, sivilin daha ölmesini istemediklerini ifade etti. Batıdakilerin bölgede yaşananlara karşı sessiz olmadığını söyleyen Zeynep, "Hem buranın sesini oraya duyuracağız hemde oranın sesini buraya duyurmaya geldik. Herkes bilsin ki böyle bir bölünmüşlük olmasını kabul etmiyoruz ve izin vermeyeceğiz" dedi.
'Sadece Sur değil Amed'in heryerinde tarih var'
Sur'da sadece insanların değil, tarihin ve sanatında öldürüldüğünü belirten Zeynep, "Çok sayıda kadın ve çocuk öldü. Tabiki can herşeyden önemlidir. Fakat hakikaten birsürü tarihi eser yok oluyor. Bunları düşününce aklıma ilk Tahir Elçi geliyor. 4 ayaklı minare için basın açıklaması yapan Türkiye'nin en değerli hukukçularından biri öldürüldü. Şuanda Tahir Elçi'nin kemikleri sızlıyor. Biz Tahir Elçi'nin de anısına buradayız. 4 ayaklı minare için mücadele ediyordu" şeklinde konuştu. "Sadece Sur değil Amed'in heryerinde bir tarih var" diyen Zeynep, "Buranın kıymetinin bilinmesi gerekiyor. bunu kendi ülkesinde olan iktidar böyle birşeye nasıl göz yumabiliyor. Nasıl oraları tahribat haline geitrebiliyor. Sur'da ilk yasak kalktığında sadece duvarlarda ki yazılar bile şiddeti ve vahşeti gösteriyor. Bunlar tehlikeli ve çok kötüye doğru gidiştir" dedi.
'Her çocuk ölümü sanat ölümüdür'
Zeynep, çocukların, kadınların, yaşlıların çok kolay bir şekilde nişan alınarak katledildiğine değinerek, "Zaten doğayı, kenti, coğrafyayı, sanatı direk olarak katledersiniz. Her bir çocuğun ölümü sanatında ölümüdür aslında. Birbirinden bağımsız şeyler değil. Bir tarafta insan öldü diğer tarafta tarihi eser yok oldu değil bunlar birbirine bağlı durumlardır. Tabiki sanatında yok olması var. Bakın şuanda IŞİD niçin gidip tarihi yerleri yıkıyor ve yok ediyor. Aslında insanlığın duyarlı olduğu hassas noktaları yok etmek istiyor. Savaşında getirdiği budur. İnsanları yok etmek ama çevresiyle doğasıyla tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla yok etmektir" diye konuştu. Zeynep, barış için geldiklerini belirterek, çözüm sürecine ve müzakere masasına geri dönülmesi gerektiğini ve sorunun diyalogla çözülebileceğini belirtti.
(dk-gc/fk)