'Eskiden gizli yapılırdı, şimdi açık açık saldırıyorlar'

09:40

Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Kürdistan topraklarında uygulanan sıkıyönetime saldırılarına karşı ses vermek için Bodrum'da yola çıkan ve Diyarbakır'a ulaşan barış yürüyüşçüleri arasında Sanatçı İlkay Akkaya'da yer alıyor. İlkay, 1990'lı yıllarda da Kürt halkının aynı saldırılarla karşı karşıya kaldığını belirterek, 2015 sürecinde gerçekleşen saldırılarının tek farkının gizli yapılanların artık açık şekilde yapılması olduğunu söyledi.

Bodrum'dan Diyarbakır'a yürüyen 'Barışa Yürüyorum İnisiyatifi', Diyarbakır'a ulaştı. Kadınlara böylesi bir yolculuğa niye çıktıklarını sorduk. Yürüyüşte yer alanlardan biri tanıdık bir barış savuncusu. Sanatçı İlkay Akkaya, "Kürdistan halkına yapılan bu zulüm bir kıyımdır ve halkı sindirme diz çöktürme politikalarıdır. Biz de bu kıyıma daha fazla dayanamayıp yollara düştük. Bölge halkının yanında yer alamaya ve sesleri olmaya gidiyoruz" dedi. Batı halkının Kürdistan'da yaşanan katliamlara karşı sessizliğini bozmak adına yola çıktığını ifade eden İlkay, bir aydır Sur ilçesinde uygulanan ablukanın korkunç ve insani olmadığını tüm Türkiye halklarına duyuracaklarını belirtti. Cizre ile başlayan ablukaların katmerleşerek yayıldığına dikkat çeken İlkay, Kürt halkına karşı faşizan tarzda yaklaşıldığını dile getirdi. 1990'lı yıllarda da Kürt halkının aynı saldırılarla karşı karşıya kaldığının altını çizen İlkay, 2015 sürecinde gerçekleşen saldırılarının tek farkının gizli yapılanların artık açık şekilde yapılması olduğunu kaydetti.

'Birlikte yaşama umudunun son dönemecini yaşıyoruz'

Katliamların açık şekilde yapılmasının nedenine değinen İlkay, "Bizler şunun farkındayız devlet açık katliamlarla bizleri yıldırma ve itaat ettirmek istiyor. Katliamları gizleme gereği duymayan bir kötülük şuan egemen. Bu kadar katliamı Batı'daki halk haberim yok diyerek üstünü kapatamaz. Çünkü iletişim ağları o kadar gelişti ki artık elinizin altında ki telefonlardan bile katliamları takip edebilirsiniz" diye belirtti. Kürdistan topraklarında hayata geçirilmek istenen katliam politikalarına karşı durmanın gerekliliğine dikkat çeken İlkay, halkların bir dönemeçte olduğunu ve birlikte yaşama umudunun son dönemeci olduğunu belirtti.

'Kürtler zarar görürse tüm ülkenin zarar görecek'

Barışa Yürüyorum İnisiyatifi aktivisti Duygu Öztürk, Kürdistan'da yaşayan halkların zarar görmesi halinde tüm ülkenin zarar göreceğine dikkat çekerek, hayata geçirilmek istenen katliam politikalarına karşı tüm kadınların ses çıkarması gerektiğine dikkat çekti. Barış yürüyüşüne kadınlar olarak başladıklarını dile getiren Duygu, yürüyüş ilerledikçe katılımların arttığını ve çoğalarak Diyarbakır'a kadar yetişeceklerini kaydetti. Duygu, "Yola ilk olarak 19 kişiyle çıktık. Adana ve Urfa'dan katılımlar da oldu. Diyarbakır'da büyük bir kalabalıkla ablukalara karşı yürüyeceğiz. Amacımız Batı'daki halkında rahat uyumadığını yansıtmak. Bu ülkede Kürtler zarar görürse tüm ülkenin zarar göreceğine inanıyorum. Kardeşlik için gidiyoruz, barış için gidiyoruz" dedi.

'Batı'da evimizde rahat oturamazdık'

İstanbul'dan barış yürüyüşüne katınla Pınar Ercan ise, Diyarbakır'ın Sur ilçesinden ve yasaklı bölgelerden aldıkları haberler nedeniyle Batı'da evlerinde rahat oturamadıklarını söyledi. Batı'da ilerleyen her saatte kendilerini daha fazla çaresiz hissettiklerini ifade eden Pınar, "Ekoloji aktivistileri olarak yasaklara karşı ne yapabiliriz diye düşünüp bu yürüyüşe destek sunmaya karar verdik. Bizler ekoloji adına katılmaya karar verdik. Arkadaşlarla yollara barışı haykırmak için çıktık. Hem söz üretmek, hem eylem yapmak hem de insanlara olan bitenleri daha iyi anlatmak için yaşananları yerinde inceleyeceğiz. Kimse bir halkın barış çığlığının karşısında duramaz" şeklinde konuştu.

'Özgür yaşam için tüm canlıların sesini duymalıyız'

Gezi direnişini hatırlatan Pınar, "Mesele üç beş ağacı aştı ama orda ki ağaçlar için çıkmıştı. Şuanda sadece ağaçlar, ormanlar, hayvanlar, insanlar değil topyekûn yaşama bir saldırı söz konusudur. Eğer özgür bir hayat istiyorsak katledilen bütün canların sesini duymalıyız ve onların sesine ses katmalıyız. Eğer halkın sesine ses olmazsak ülkenin hiçbir yerinde huzur olmayacaktır. Tüm duyarlı insanların yaşadıkları illerde bir araya gelmeye, örgütlenmeye, ses çıkarmaya çağırıyorum. Bu savaşa hayır demeliyiz bölge halkının yanın da yer alarak savaşı durdurmalıyız" dedi.

(be/fk)