'İşgal ettikleri topraklarda direnişi kırmak için kadın bedenine yöneliyorlar'
09:03
Habibe Eren/JINHA
ANKARA - Son zamanlarda ev baskınlarında ve sokağa çıkma yasaklarında kadınların hedef gösterilerek katledilmesini ve infaz edilmesin, değerlendiren avukat Şilan Aydın, "Dünyanın her yerinde egemenler, işgal ettiği topraklardaki direnişi kaldırmak için kadın bedenine yönelir" dedi. Devletin hakim anlayışının eril olduğunu, bu yüzden kadının özgürleşmesine tahammülü olmadığını belirten Şilan, mücadele eden kadınlara, 'bana karşı savaşırsan senin benliğine, bedenine saldırarak seni ve kadınlığını öldürürüm' mesajının verilmek istendiğini kaydetti.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şube yöneticisi avukat Şilan Aydın, "İç Güvenlik Paketi adıyla bilinen ve yasalarda yapılan düzenlemelerin hiçbirinde hukuki sınırları aşarak polise öldürme yetkisi vermiyor. İnfazın dayanağında bir hukuk normu yoktur. Sadece keyfi hukuk tanımaz bir irade vardır. Bu iradenin dayanağı ise nefrettir" dedi. Son 5 ay içinde ev baskınlarında 6 kadın çatışma süsü verilerek katledildi. İstanbul Küçükarmutlu'da ev baskını sırasında katledilen Dilek Doğan'ın görüntüleri geçtiğimiz günlerde basına yansımıştı. Dilek, ev baskını yapan timleri "galoş giyin" dedikten sonrainfaz edilmişti. Olayın üzerinden birkaç gün geçmeden yine İstanbul'da iki devrimci kadın Şirin Öter ve Yeliz Erbay katledildi. Kürdistan'da barikatlarda sokaklarda direnen kadınlar batıda ise devrimci kadınlar devlet tarafından hedef alınıyor.
'İnsan hakları raporlarında yargısız infaz ilk sırada yer alıyor'
Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şube yöneticisi avukat Şilan Aydın, konuya ilişkin JINHA'ya değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin yargısız infaz ve polis şiddeti konusunda karnesinin kabarık olduğunu ifade eden Şilan, her yıl insan hakları raporlarında yargısız infazın, işkence ve kötü muameleden sonra ilk sırada yer aldığını belirtti. Şilan, "Bu infazların tamamında idari makamların yaptığı açıklamalarda infaz edilenlerin polisle çatıştığı, polisin karşılık verdiği iddia ediliyor. Yani polisin meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı bununda hukuki olduğu, dolayısıyla da cezasız olacağı daha ilk açıklamalardan anlaşılıyor" diyerek, bu tarz açıklamaların faillere yönelik koruma güdüsünde geldiğini belirtti.
'Yargısız infazın sorumlusu kolluk kuvvetlerine bu yetkiyi veren devlettir'
Yargısız infazların çoğalmasının bizzat kolluğa bu yetkiyi veren devletin tahammülsüzlüğü olduğunu vurgulayan Şilan, "Dilek Doğan olayında da durum benzer, görüntülerde açıktır ki bir çatışma, direnme, müdahale etme söz konusu değil. Polise ev araması konusunda bir sıkıntı çıkarılmıyor. Polis açıkça infaz ediyor. Burada yargısız infaz durumu bile söz konusu değil açıkça cinayet var" dedi. Polislerin Dilek Doğan'da olduğu gibi diğer yargısız infazlarda da ceza almayacağını kaydeden Şilan, yaşanan diğer örneklere göre davaların ilerleyemeyeceğini ve sonuçsuz kalacağına dikkat çekti.
'Kadının özgürleşmesine tahammülü olmayan sistem'
Savaşlarda ilk hedef alınan kadın ve kadın bedeni olduğunu dile getiren Şilan, "Dünyanın her yerinde egemenler için kadın bedenine yönelik saldırı ki bu saldırının içinde öldürme, tecavüz etme çıplak olarak teşhir etme, işkence etme de var, işgalin ve teslimiyetin simgesi olarak kabul edilir. İşgal ettiği topraklardaki direnişi kaldırmak için kadın bedenine yönelir" diye konuştu. Devletin hakim anlayışının eril olduğunu, bu yüzden kadının özgürleşmesine tahammülü olmadığını belirten Şilan, mücadele eden kadınlara, 'Senin işin dövüşmek değil, bana karşı savaşırsan senin benliğine, bedenine saldırarak seni ve kadınlığını öldürürüm' mesajının verilmek istendiğini kaydetti.
'Şirin Öter'in cinsel organına iki kurşun sıkılmış'
Kürdistan’da ve Batı'da devrimci kadınların hedef alınmasında bu nedenlerin olduğunu belirten Şilan, devletin kadın devrimcilere yönelik işkence ve katliamların odağında cinsel saldırının bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti: "En son İstanbul’un Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde iki sosyalist devrimci kadın katledildi. Yeliz Erbay ve Şirin Öter yaralı haldeyken polis tarafından infaz edildiği iddia edildi. Şirin Öter’in cinsel organına iki kurşun sıkılmış. Yine geçtiğimiz aylarda Varto'da bir kadın gerillanın Ekin Wan’ın işkence edilmiş ölü bedeni çıplak bir şekilde teşhir edilmiştir. Geçmişte de bunun örneklerini yaşadık. Ele geçirdikleri her kadın devrimcinin cinsel kimliğine saldırarak onu toplumun gözünde değersizleştireceklerini düşünmektedirler."
'İnfazların dayanağı İç Güvenlik Paketi değil, nefrettir'
İç Güvenlik Paketi'nin polise ve mülki idari amirlere geniş yetkiler tanıdığının altını çizen Şilan, "Fakat İç Güvenlik Paketi adıyla bilinen ve yasalarda yapılan düzenlemelerin hiçbirinde hukuki sınırları aşarak polise öldürme yetkisi vermiyor. Silah kullanmanın sınırlarını çiziyor ve keyfiliğe izin vermiyor. Yani bu infazların dayanağı bir yasal düzenleme değildir. Kısacası infazın dayanağında bir hukuk normu yoktur. Sadece keyfi hukuk tanımaz bir irade vardır. Bu iradenin dayanağı ise nefrettir" dedi.
'Hakim ve savcı kararı olmadan arama yapılamaz'
CMK’nin 119.maddesinde evlerde yapılacak arama kararının hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabileceğinin altını çizen Şilan, polisin yada jandarmanın hakim ve savcı kararı olmadan arama yapmasının mümkün olmadığını, ancak bugün Kürdistan'da yapılan ev baskınların arama izni olmadan yapıldığını söyledi.
'Devletin özel olarak gönderdiği güçler, kendi düşman hukukunu uyguluyor'
"Kürdistan’da anayasayı ve kanunları ihlal ederek idari amirlerce verilen sokağa çıkma yasakları başlı başına bölgede bir hukukun olmadığının göstergesidir" diye konuşan Şilan, bölgede yaşam hakkı başta olmak üzere, barınma, beslenme, sağlık, güvenlik, eğitim, iletişim ve vücut dokunulmazlığı hakkının ihlal edildiğini belirtti. Bölgede hukukun olmadığına dikkat çeken Şilan, "Devletin özel olarak gönderdiği ve asker mi, polis mi kim oldukları bilinmeyen güçler bölgede kendi düşman hukuklarını işletmektedirler. Bu keyfiliğe karşı kendilerine cezasızlık zırhı verilmiştir. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi bu günde bu ihlallerin sorumluları da yargı önünde hesap vermeyeceklerdir" dedi.
(sy/fk)