Cumartesi Anneleri: Yaşamda ve barışta ısrar ediyoruz

13:46

JINHA

İSTANBUL - Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 562. haftasında barış talebi ile bir araya gelerek, "Ölü bedenleri günlerce sokakta bırakan, toprağa verilmesini engelleyen insanlık dışı politikanıza son verin. Ordunuzu, polisinizi, özel kuvvetlerinizi, paramiliter güçlerinizi, tankınızı, topunuzu Kürt halkının üzerinden çekin" dedi.

Cumartesi Anneleri'nin kayıplarının bulunması ve faillerinin yargılanması için başlattıkları adalet arayışları 562. haftasında da Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirdikleri oturma eylemiyle devam etti. "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartın üzerine kırmızı karanfillerin bırakıldığı eylemde "Yaşamda ve barışta ısrar ediyoruz" yazılı dövizler taşındı. Cumartesi Anneleri'nin bu haftaki eylemine, HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu da katıldı.

'2016 yılı barış yılı olsun'

Eylemde ilk olarak söz alan Pervin Buldan, devletin Savaş Buldan'ı katlettiğini fakat binlerce Savaş Buldan doğduğunu, devletin Hasan Ocak'ı kaybettiğini fakat yine binlerce Hasan Ocak doğduğunu dile getirerek, "Yine aynı şekilde Cizre'de, Sur'da, Nusaybin'de insanları katlediyorlar. Ama orada katlettiğiniz insanlar yerine binlerce insan doğacak barış isteyen, kardeşlik isteyen, eşitlik isteyen. O yüzden 2016 yılı barış yılı olsun diyorum ve herkese barış getirmesini temenni ediyorum" dedi. Ardından söz alan Sezgin Tanrıkulu ise "Karda, kışta, güneşte 20 yıldan fazladır bu meydandayız. Ama maalesef buradaki annelerin kalbi ve vicdanları soğumadı. 2015'te kriz yaşadık ama dayanışmayı arttırırsak 2016'yı barışın yılına dönüştürebiliriz" diye belirtti.

'Yargılanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı'

Bu haftanın açıklamasını ise gözaltına kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. Maside, "562 haftadır Galatasaray'dayız. Türkiye'nin adaletsizlik ve çatışma üreten rejimine itiraz ediyor ve barış istiyoruz. Barışı, insan hak ve özgürlüklerinin tanındığı, korunduğu ve geliştirildiği bir durum olarak görüyoruz" diyerek barışta ısrarcı olduklarının altını çizdi. Maside, Cumartesi Anneleri'nin taleplerini sıralayarak şunları söyledi:

"Zorla kaybetme suçu, Türk Ceza Kanunu'nda insanlığa karşı suçlar başlığı altında düzenlenmeli, bu suçun yargılanmasında devlet sırrı ve zaman aşımı savunmasına yer verilmemesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Gözaltında kaybetme suçunun faili olan devlet görevlileri üzerindeki cezasızlığa son verilmeli ve evrensel hukuka göre yargılanmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Başta AİHM'de hak ihlali kararıyla sonuçlanmış davalar olmak üzere, gözaltında kayıplara dair soruşturma dosyaları yeniden açılmalı; etkin, derinlemesine ve hızlı soruşturma yapılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Toplu mezarlardan çıkartılmış kemikler üzerinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan kimliklendirme çalışması makul süreler içerisinde sonuçlandırılmalıdır. Toplu mezarlar ve ölüm kuyuları açılması ve incelenmesi sırasında, bugüne kadar uygulanan ve delillerin karartılmasına yol açan ilkel yöntemler terk edilmeli, BM Minnesota Protokolü çerçevesinde bilimsel esaslara uygun çalışma yapılmalıdır."

'İnsanlık dışı politikalarınıza son verin'

2016 yılına başlarken Kürt illerindeki ablukalara son verilmesini istediklerini söyleyen Maside, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na seslenerek, "Silahlı kişileri etkisiz hale getirme bahanesiyle henüz doğmamış bebeklerin, çocukların, kadınların, yaşlıların öldürülmesine neden olan savaş politikanıza son verin, ölü bedenleri günlerce sokakta bırakan, toprağa verilmesini engelleyen insanlık dışı politikanıza son verin. Ordunuzu, polisinizi, özel kuvvetlerinizi, paramiliter güçlerinizi, tankınızı, topunuzu Kürt halkının üzerinden çekin" dedi. Maside son olarak şunları belirtti: "Türkiye'nin insanlık suçluları için korunaklı bir cennet, hak ve özgürlük talep edenler için güvencesiz bir cehennem olmasına izin vermeyin."

(ck-sg/dk)