'Havuz medyası gerçekleri yansıtmıyor'

09:01

Şehriban Aslan / JINHA

AMED - Sur'da yaşanan ablukaya karşı Diyarbakır'a gelen Barış İçin Yürüyorum İnisiyatifi üyeleri, duydukları ile gördükleri arasında dünyalar kadar fark olduğunu belirterek, havuz medyasının gerçekleri yansıtmadığına dikkat çekti.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde devlet ablukası 34'üncü gününe girerken, yaşanan saldırılar nedeniyle Türkiye ve Kürdistan kentlerinden Barış İçin Yürüyorum İnisiyatifi üyeleri 21 Aralık'ta Diyarbakır'a geldi. İzmir Foça'dan Diyarbakır'a gelen Barış İçin Yürüyorum İnisiyatifi'nden Arzu Okay, gözlemlerini paylaştı. Arzu, "Böyle bir şeyin olduğunu duyduk ve katılmamız gerektiğini düşünerek geldik. Bu yürüyüşe aslında katılma nedenim arkadaşlarla forum yaptık ortaya çıkan düşünce şuydu; 'Senin fikirlerine yüzde yüz karşı olabilirim ama senin fikirlerini savunmak için hayatımı verebilirim.' Bu anlamda demokrasi olmak zorundadır. İnsanlar özgürce yaşayabilmeli, özgürce fikirlerini savunabilmelidir. Nereye kadar giderse gideceği yere kadar Kürt halkı ile beraber gideceğim" ifadelerinde bulundu.

'Buraya gelerek kendimle yüzleştim'

Dışarıdan bakmak ile burada olmak arasında dünyalar kadar fark olduğunu söyleyen bir başka kadın Nebahat Gülhan ise, hiçbir şeyin televizyondaki gibi olmadığına dikkat çekti. Nebahat, "Hiç bir haber doğru verilmiyormuş. Örneğin Sur'a geldiğimiz ilk gün hiçbir basın polisin saldırısını vermedi. Bizler Diyarbakır'a girdiğimiz ilk gün polis şiddetine maruz kaldık ve dayak yedik. Bizler batıda bunları yaşıyoruz ama burada yapılan saldırıların daha vahşice olduğunu gördük. Bu yaşadıklarımız hiçbir kanal tarafından basına düşmedi. Demek ki bir şeyleri görmek ve yaşamak için burada savaşın ortasında olmak gerekiyormuş. Savaşın ortasında olanlar ile paylaşım içerisinde olmak gerekiyordu. O yüzden buraya gelerek kendimle yüzleşmem gerekiyordu. Buraya gelmekle kendimle yüzleşmeye başladım. Burada yaşanan savaşa bilerek yaşamamak için yarın öbür gün torunlarımın ve çocukların yüzüne bakabilmek için geldim" diyerek karşılaştığı manzaraları anlattı.

'Havuz medyası gerçekleri yansıtmıyor'

Havuz medyası denilen kanalların bölgede yaşanılan olayların hiçbir şekilde gösterilmediğini dile getiren Feyza Taner de, "Bizim gibi yani bir şeyleri yakından görmek isteyenler havuz medyasının kanallarını ve gazetelerini takip etmiyoruz. Genel itibari ile haberleri internet partallarından ve internet üzerinden alıyoruz. En iyi haberi o şekilde alabiliriz. Yola çıktığımdan bu yana karmaşık duygular içerisindeyim. Bodrum'da konforlu hayat çok zor geldi. Bizim oralarda gerçek anlamda direniş yok. O yüzden büyük direniş gösteren halk ile bir arada olmak istedik. Buradaki kadınlarla dayanışma içinde olmak istedim çünkü savaşta en çok zarar gören kesim kadınlar ve çocuklardır" sözlerini kullandı.

'Çok sıcak karşılandık'

Yürüyüş kapsamında Ankara, Adana, Urfa ve Diyarbakır'da konakladıklarını dile getiren Feyza, "İnsanlar çok misafirperver ve bizi çok sıcak karşıladılar. Ailelerin ve halkın bizden istediği tek şey gördüklerimizi yaşadığımızı batıdaki insanlara anlatmamızdır. Biz de onlara olan görevimizi yerine getirip gördüğümüz her şeyi anlatacağız" ifadelerine yer verdi.

(de/mg)