Cizre'yi terk etmeden yaşamak direnişlerin en görkemlisi
09:00
Mizgin Adım/JINHA
ŞIRNEX - Cizre'de tepeler kar tuttu, Cudi Gabar heybetli ve beyaz. 23 gündür direnenler bir yıla bombalar altında girdi. Doğmamış çocukların bile 'düşman' ilan edildiği Cizre'de 17 yaşındaki Sibel sessiz kalanlara seslendi.
Cizre'de direniş 23. gününde de sürüyor. Günlerdir yoğun saldırıların yaşandığı Cizre'de tüm yaşam alanları hedef alınıyor. Havanın soğumasıyla yaşam zorlaşıyor. Yılbaşının olduğu gün kar yağıyor Cizre'ye. Cizre'ye nadir kar yağar ama kar heyecanlandırmıyor kimseyi sadece keskin nişancıların görüş alanları daralıyor diye bir kaç saat sakinleşiyor ve çocuklar kısa süreliğine kar topu oynuyor. Yüksek bir yere çıkıp Cizre manzarasını seyrediyoruz ve gizlice çekim yapıyoruz, gizlice çünkü gölgemizin dahi fark edilmesi vurulma sebebi ve 'terörist' ilan edilmemiz hiç de zor değil. Cizre kar tutmamış ama etrafında bulunan tepelerde kar var. Dicle nehri Cudi ve Gabar tüm heybetiyle karşımızda. Çok kısa süreliğine bu anın tadını yaşıyoruz sonra yeniden patlıyor bombalar evler yıkılıyor ve Dicle nehri kenarındaki evlerden dumanlar yükseliyor o evlerde kimsenin olmamasını umarak olanları çekmeye başlıyoruz. Bazı evlerden tüm savaşa rağmen soba dumanları yükseliyor savaşın içindeki bu yaşam belirtileri insana güç veriyor.
Doğmamış çocuklar bile 'düşman'
Obüsler, toplar, bombalar, doçkalar A-4'ler ve adını öğrendiğimiz birçok silah kullanılıyor. Tüm bunların ismi, görüntüsü, sesi, parçaları bu savaşın bize öğrettikleri oluyor. Bir şeyi daha öğreniyoruz herkes ve her şey 'düşman.' Anne karnındaki çocuk, 4 aylık bebek ve onu hastaneye götüren dedesi bile… Çocuklarına un almaya giden Kazım düşman, Nur Mahallesinde bir kadının yardımına giden hayatı boyunca hiç silah tutmamış tek suçu yaraları illeştirmek olan sağlık çalışanı Aziz düşman. Bu yüzden Cizre'de yaşamın adı direnmek oluyor. Cizre'yi terk etmeden yaşamak direnişlerin en görkemlisi oluyor ve her şeye rağmen
Cizre'de hayat devam ediyor.
Cizre'yi terk etmemek en büyük direniş
Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Asya Yüksel bir evde mahallesini terk etmeyen ve tüm güçleriyle hayatın akışı için çaba harcayan kadınlarla toplantı alıyor. Asya tankların ve topların altında mücadele verdiklerini söyleyerek, "Kadınlar bu mücadeleye öncülük ediyor bu harekette kadınlar 40 yıldır mücadele ediyor" diyor. Asya Cizre'deki ablukanın bir devletle girilen savaştan farksız olduğunun altını çizerek şunları dile getiriyor: "Tanklarıyla toplarıyla tüm imkânlarıyla bize saldırıyor bu da yetmiyor psikolojik savaş da yürütüyor. Buna rağmen devlet Cizre'de ilerleyemiyor yakıyor yıkıyor ama ilerleyemiyor. Bizi bitireceklerini sanıyorlar ama biz bitmeyeceğiz hepimizi öldürseler dahi bitmeyeceğiz."
Asya hükümetin sivilleri katlederek 'PKK'li vuruldu' şeklinde açıklamalar yaptığını belirterek, "PKK'li 5 aylık bebektir ve onu hastaneye götürürken vurulan dedesidir. Davutoğlu'nun kastettiği temizlik bu mu? Biz hakkımızı istiyoruz. Cizre'deki savunma halkın öz savunmasıdır. Devlet çocukları öldürecek kadar acizleşmiştir bu kaybettiğinin göstergesidir. Cizre'nin toprağı bizim için şeref meselesidir" diyor.
Sokakta 17 yaşındaki Sibel'e rastlıyoruz. Sibel yılbaşı gecesi bir şiir yazmış Cizre'deki katliamlara karşı sessiz kalan kamuoyuna böyle sesleniyor Sibel:
"Siz 2016'ya gülerek biz ağlayarak girdik.
Siz sevdiklerinize hediyeler aldınız biz sevdiklerimizin ölüm haberini aldık.
Siz kırmızı şarapla biz kırmızı kanla girdik.
Siz gece yarısını beklediniz biz silah seslerinin susmasını bekledik.
Siz yıla sarhoş girdiniz biz aç girdik.
Siz karın keyfini çıkarırken biz donmanın acısını yaşadık.
Siz aydınlıkta biz karanlıkta girdik.
Size havai fişekler bize bombalar roketler patladılar.
Size batılı bize terörist dediler.
Biz yazdıklarımızı şairler değil duyarlı insanlar okusun diye yazdık."
(gc)