'Örgütlenmemiş tek bir kadın bırakmayacağız'

09:04

JINHA

COLEMERG - Özyönetim ilanları ile birlikte Cizre, Sur, Silopi ve Nusaybin başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok yerinde kadına yönelik şiddetin ve katliamların açık bir şekilde yapıldığına dikkat çeken KJA Yüksekova bileşenlerinden Nuran Yılmaz, katliam ve şiddet politikalarına karşı örgütlenmemiş tek bir kadın bırakmayacaklarını söyledi.

Kürdistan'da devam eden savaşın yarattığı sonuçlar en fazla kadınları ve çocukları etkiliyor. Savaşın yol açtığı etkilere dikkat çeken KJA Yüksekova bileşenlerinden Nuran Yılmaz, 7 Haziran öncesinde başlayan ve 1 Kasım sonrasında başta kadınlara olmak üzere Kürt halkına karşı yürütülen ve giderek şiddetlenerek devam eden bir savaşla karşı karşıya olduklarını söyledi. Kürdistan'daki savaşta katliamlara maruz kalan onlarca kadın ve çocuğun olduğunu dile getiren Nuran, kadınların her gün katliamla yüz yüze olduklarına belirterek, özellikle özyönetim ilanları ile birlikte Cizre, Sur, Silopi başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok yerinde kadına yönelik şiddetin ve katliamların açık bir şekilde yapıldığını belirtti.

'Kadınlar sokakta devlet eliyle infaz ediliyor'

Son zamanlarda devletin kadınlara yöneldiğini ve bu yönelimin şiddetle vücut bulduğunu dile getirdi. Nuran, devamında şöyle konuştu: "Anne karnındaki bebeğe yaklaşım anneye yaklaşımdır. İrade olmak isteyen, kendi hakkında karar mekanizması olmak isteyen bunun için örgütlenen kadınlara dönük yaklaşımlar ve tutuklamalar alenen ortadadır. Kadınlar sokak ortasında devlet ve özel harekat timlerinin eliyle infaz ediliyor. Kadını da sokak ortasında vurarak devlet ve özel harekat timlerinin eliyle infaz ediliyor. Kadını da sokak ortasında vurarak aslında kendini örgütleyen ve geliştiren kadına bir mesajı var. Kadınlar kapılarının önünde de olsa eğer ses çıkarma eylemine de katılsa dahi karşılaşacağı durum ölümdür üzerinden bir mesaj veriliyor."

'Örgütlenmemiş tek bir kadın bırakmamak üzere ilerliyoruz'

Nuran, AKP hükümetinin periyodik olarak halk üzerinde uyguladığı şiddeti kadın ve çocuklar üzerinden geliştirdiğini kaydederek, "Neden kadın ve çocuklar?" diye sordu. Nuran, devletin gençlere dönük politikasının ise uyuşturucu, fuhuş olduğunu kaydederek, bunun yanı sıra medya aracılığıyla yapılmak isteneni ise şu sözlerle dile getirdi: "Bunlar üzerinden yozlaştıran mutasyona uğratan ve algı yönetimini basın ve medya üzerinden geliştiren bir durum söz konusudur. Terörize edilen başkalaştırılmaya çalışılan yaklaşımlar var. Sistematik olarak devletin medyası ile dizileriyle, açıklamalarıyla hatta manşetleriyle alt yapısını doldurduğu algı yönetmenliğini yaptığı bir süreç içerisindeyiz. Bu süreçte kadın hareketi olarak tüm alanlarda örgütlenme çalışmalarımıza hız veriyoruz. Örgütlenmemiş tek bir kadın bırakmamak üzere ilerliyoruz."

'Paris katliamın faillerinin bulunmaması bir handikaptır'

Fransa'nın başkenti Paris'te üç yıl önce katledilen Kürt siyasetçi kadınlar Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'i hatırlatan Nuran, "Sakine Cansız, hem siyasi çalışmalar içinde olan bir kadındı. Kürt kadın hareketinin sıkılmış bir kurşun olduğunu belirtmek isterim. Fidan Doğan aynı şekilde siyasi ve diplomasi ayağı ile çalışmalarını Avrupa merkezli yürüten bir kadın arkadaşımızdı. Leyla Şaylemez gençlik hareketinde olan genç, dinamik yapıyı harekete geçiren örgütleme çalışması içerisinde yer alan bir kadın arkadaşımızdı. Faillerinin Fransa gibi bir yerde hala bulunamaması tam bir handikaptır" diye konuştu.

(ga/dc/mg)