'Kerbela'dan bugüne kadınlar direniyor'

09:06

Tekoşin Tekin/JINHA

AMED - Özyönetim talebi ve özyönetim direnişinin Alevi inancına ve yaşam felsefesine denk düştüğünü belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Sözcüsü Hülya Yer, bu alanlarda kadının direnişine dikkat çekerek, "Kerbela'da Zeynep anamız, Dersim'de Bese ve Zarife anamız, Beritan ve Sakine canımız gibi bugün kadınlar direnişe devam ediyor" dedi.

Öz yönetim direnişinde Alevi kadınının bakışını ve konumunu değerlendiren Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Sözcüsü Hülya Yer, tarihi bir süreçten geçildiğini belirterek, Kürt halkının kendi kendi yönetme talebinin Aleviliğe denk düştüğünü ifade etti. Hülya,"Biz Maraş katliamından bugünkü acıları çok iyi biliyoruz. Bugün aynı vahşet Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ilçelerinde yaşanıyor. Demokratik bir talebe karşı yaşanılan bu vahşeti Maraş, Koçgiri, Dersim, Sivas Madımak'ta da tanıklık edip gördük" dedi.

Hülya, Alevi toplumunun yüzyıllardır kendi kendini yönettiğini, demokratik özyönetimin yeni bir kavram olmadığını dile getirerek, "Özyönetim talebi ve özyönetim direnişi Alevi inancına ve yaşam felsefesine denk düşen bir şeydir. Dersim'i buna örnek verebiliriz. Şuanda bile kırsalda yaşayan devlet ve iktidara bulaşmamış Aleviler kendi sorunlarını kendi cemlerinde, kendi meclislerinde çözüyorlar. Yüzlerce yıl hem Kürt toplumu hem Alevi toplumu bu sistemle kendi kendini yönetti. Daha öncesinde aşiretler ve beyliklerle kendilerini yönetti. Bunların bu kadar kriminalize edilmesi sadece bir hendek barikat sorununa indirgenmesi aslında Türt devletinin Türk siyasi erkinin acizliği olarak tanımlıyoruz" dedi.

'Kürt halkı ve Alevi halkı yok sayılıyor'

Kürt halkının ve Alevi halkının asırlardır yok sayıldığını ifade eden Hülya, "Öz yönetimin olduğu alanları biz aynı zamanda 'rıza şehirleri' olarak tanımlıyoruz. Kendi Alevi öğretimizde inanç ve felsefemizde kültürümüzde bir arada din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı olamadan bir arada demokratik bir şekilde yaşama biçimidir. Aleviler bu sürece bundan sonra daha fazla güç ve destek verecekler. Bugün örneğin Maraş katliamının temel nedenlerinden birisi gelişen Kürt özgürlük hareketini bastırma ve Kürdistan'da Fırat'ın batısında ne Kürtlere ne Alevilere yaşam hakkı tanımamaktı. Maraş bunlardan dolayı seçilmişti. Oysa yüz yıllarca Maraş Alevisiyle, Sunnisiyle, Kürdüyle, Türküyle ve farklı etnik yapılarla demokratik bir şekilde bir arada yaşayan halklardı" dedi.

'Bu Saray diktatörlüğün zihniyetidir'

1978'de gerçekleştirilen fiziki soykırımın bugün kültürel soykırım ile devam ettiğini söyleyen Hülya,"Katliam katmerli bir şekilde devam ediyor. Bu saray diktatörlüğün zihniyetidir. Bizler bunu kabul etmeyeceğiz. Bugün Silopi'de, Cizre'de gerçekleşen katliam Maraş ile aynıdır. Maraş'ta da çocuklar katledildi, hamile kadınların karnı dişildi, yaşlılar ve gençler katledildi. Cizre'de de bugün yaşananlar budur. Bu DAİŞ zihniyetidir. 1978'de de DAİŞ zihniyeti vardı. Bugün Kürdistan'ın her tarafında DAİŞ zihniyeti iş başındadır. Biz bunu kabul etmiyor ve sessiz kalmayacağımızı belirtiyoruz. Kürtlere karşı geliştirilen topyekun saldırılar karşısında Aleviler güçlü bir duruş sergilemek zorunda" ifadesinde bulundu.

'Alevi toplumu için Alevi kadınlar öncü güç haline dönüştü'

Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ilçelerinde, Dersim, Adıyaman, Maraş, Malatya ve Sivas'taki gibi katliam zeminine dönüştürülmeye hazırlanıldığını belirten Hülya, "Alevi toplumu için Alevi kadınlar öncü güç haline dönüştü. Alevi kadınları olarak Alevi toplumuna çağrımızdır, bugün demokrasiyi özgürlüğü savunan Kürt halkının yanında yekvücut olarak durmak zorundayız. Aynı zaman da Kürt halkının zaferi Alevi toplumunun da teminatıdır. Aleviler Kürt halkının yanında durmak zorundadır başka bir alternatif yoktur. Bugün Kürt halkını katleden yarın Alevilere madalya vermeyecek" dedi.

'Kerbela'dan Sur'a kadar kadınlar direniyor'

Hülya, Sur ve Cizre'de direnen kadınların Alevi kadınlar açısından çekiciliği olduğunu belirterek, "Kadınlar açısından direniş kültürünü ele aldığımız zaman örneğin Kerbeladan günümüze Zeynep'in direnişini örnek gösterebiliriz. Bin 400 yıl önceki direnişi örnek verebiliriz. Zarife anamızın Bese anamızın Dersim'de Yezit zihniyetli faşist ruhun eline geçmemek için Dersim uçurumlarından kendini ölüme atan kadınlarımızı annelerimizi biliyoruz. Zarife, Bese ana, Beritan'dan Sakine canımıza kadar bunlar bizim tarihimizdir. Özyönetimler bizim açımızdan çekici bir merkezdir" diye konuştu.

(gc)