'Doğuda savaş sürdükçe batıda güneş doğmayacak'

09:02

JINHA

İZMİR - Kürdistan'da yaşanan katliam ve saldırılara tepki gösteren İzmirli kadınlar, doğuda savaş sürdükçe batına güneşin doğmayacağının altını çizerek, Kürdistan'daki özyönetim direnişinin batıda da büyütülmesi gerektiğini belirtti.

Kürdistan'da devam eden savaş her gün başka bir boyuta evrilirken, Türkiye metropollerindeki kadınlarda yaşanan savaşa ses veriyor. Türkiye'nin ikiye bölünmüş olduğunu anlatan kadınlardan Asiye Başkan, "Orada ölen canların, orada ölen çocuklar, orada ölen kadınlar için batıdaki insanların hiçbir tepki vermemesini aklımız almıyor. Bir Özgecan olayında Türkiye ayağa kalkmıştı. Şuanda bölgede birçok kadın öldürüyor ve bunu insanlar duymuyor. Yeter artık bu savaşa, bu acıya yeter artık. Bunun öncüsü biz olacağız. Bu savaşa bitene kadar mücadeleden çekilmeyeceğiz. Bir canımız var, onu da bu yolda feda edeceğiz. Bütün kadınlar harekete geçmelidir. Tüm kadınları serhıldana çağırıyoruz" dedi.

'Yasaklarla Türkiye halklarına mesaj verilmek isteniyor'

Kürdistan illerinde süren savaşın kendilerini derinden etkilediğini ifade eden Semra Uzunok, "Özellikle kadınların ve çocukların hedef alınması da bütün kadınlara bir mesaj. Bizlere 'Sokağa çıkmayın, kentinize ve çocuklarınıza sahip çıkmayın' mesajı verilmektedir. Cenazeler günlerce sokaklarda bekletiliyor. Bunların hepsinin arkasında bütün Türkiye halklarına 'ben tekim iktidarım ve hepinizi yenerim' mesajı verilmek isteniyor. Hendekleri bahane eden AKP ve saray, aslında hendeklerin sonuç olduğunun farkında olması gerekiyor. Hendek bir sonuç. İnsanlar özyönetim istiyorlar. Özyönetimin Türkiye'de sıkışan bu yönetimsizliğe bir alan açacağını düşünüyoruz" ifadelerinde bulundu.

'Hitler Almanyası'na özenen bir iktidarla karşı karşıyayız'

Hitler Almanyası'na özenen bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyleyen Semra, konuşmasının devamında şunları belirtti: "Kürt halkı özyönetim istiyor ve bedeli bu kadar ağır verilmemeli. Dünyanın birçok ülkesinde özyönetim modelleri var ve dünya bu modeli konuşuyor. Ancak Türkiye'nin bu talebe ölümle cevap vermesinin sebebi Hitler Almanyası'na özenen bir iktidarla karşı karşıya olmamızdır. Bu ablukayı ancak kadınlar, gençler ve çocuklarla yan yana gelerek dayanışarak Kürdistan illerine savaşa hayır diyerek aşabileceğimize inanıyorum. Kadın dayanışması ile aşabileceğimize inanıyorum. Zor bir süreç ama direnmek yaşamaktır. Orada direnenler kazanacak."

'Devlet muhalif olan herkese savaş açmış durumda'

Devletin memleketin bir bölümdeki halkına savaş açtığını söyleyen Zühra Yıldırım, "Bu savaşta da bilindiği gibi en çok kadınlar, çocuklar ölüyor. Devlet kendi yurttaşlarına savaş açmış durumda. Doğuda bunu yaparken batıda da bunun fark edilmediği görülüyor. Onun içinde biraz da batıdan savaşa ses çıkarmak gerekiyor. Buradan ses verildiği devletin baskısı pervasızca olmayacak. Devlet muhalif olan herkese bir savaş açmış durumda. Ama insanların kendilerine batıncaya kadar bunu fark etmeyecekler. Bu savaş bir zaman sonra buraya da yansıyacak. Onun için geç olmadan batıdan doğuya devletin bu faşizan tavırlarına karşı mücadele vermemiz gerekiyor" şeklinde ifade etti.

'Bu savaşı televizyondan bile izleyemiyoruz'

Egeli bir kadın olarak Kürdistan'daki savaşan kadınların onurlu direnişini selamladığını belirten Ummahan Çalışkan, "Biz burada savaşın bizden çok uzaktaymış gibi hissediyoruz. Irak savaşını televizyondan izlemiştik. Bu savaşı televizyondan bile izleyemiyoruz. Gördüklerim karşısında dehşete düşüyorum. Benimde bir çocuğum var. Çocuklarımızla rahat oturabiliyorsak; şuanda utanç duymamız gerekiyor. Bizimde sokağa çıkmamız gerekiyor. Üzerimizdeki ölü toprağı atmamız gerekiyor. Bunun için tüm kadınların vicdanlarına seslenmek istiyorum; artık evde oturmamaları gerekiyor. Biz çok uzakta olan bir şeye bakıyor gibi bakıyoruz. Buraya ne kadar yakında olduğunun farkında değiliz. Bu yönde eylemlere ihtiyacımız var. Bunun için bütün kadın örgütlerine savaşa karşı dik bir duruş sergilemesini istiyorum" diye ifade etti.

'Bizler bir savaş filmi izler gibi savaşı izledik'

Kürdistan'da direnen kadınları selamladığını söyleyen Sebahat Kuş ise "Onların direnişiyle gurur duyuyoruz. Bizlerinde buradaki örgütsüzlüğümüzden de oldukça rahatsızlık duyuyorum. Savaşın farkındalığını yaratmak çok önemli. Bizler bir savaş filmi izler gibi savaşı izledik. Kürdistan'da hep bir mücadele vardı. İnsanlar orada kepenk kapatma eylemi yaptı, biz burada cevap olamadık. Ama şimdi zorun zoru bir süreçteyiz. Daha ağır şartlardayız. Savaş tamamen şehirlere ulaşmış durumda. Biz burada gerek kadınlar olarak gerek erkekler olarak gerekse de batı toplumu olarak maalesef savaşın gerisinde kaldık. Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor biz sadece televizyonlardan izliyoruz" dedi. Basın açıklamalarının sıradanlaştığına işaret eden Sebahat şöyle devam etti: "Oradaki insanlar savaşın korkusunu da aşmışlar. Bizler burada savaşın korkusunu yaşıyoruz ama; savaş bize de yavaş yavaş gelecek. Savaşın sonucunu bizler zamlarla göreceğiz, yoklukla göreceğiz, farklı bir şekilde göreceğiz. Ben bir Tireli olarak bir şeyler yapamamamın acısı içindeyim."

'Bizim de batıda Kürdistan'ı örnek almamız gerekiyor'

Kürdistan'da bir iç savaşın olduğunu yineleyen Fatma Acar da, "Eskiden de Kürdistan'da belli bir mücadele vardı ama bu artık yeni bir savaş konseptine evrilmiş durumda. Doğuda özel timlerle evler bombalanıyor. Batıda devrimci kadınlar evlerinde infaz ediliyor. Biz batı metropollerinde yaşayan kadınlar şunu söylüyoruz; doğuda savaş sürdükte batıda güneş doğmayacak. En çok kadınların ve gençlerin hedef alındığını görüyoruz" dedi. Kadınların savaşta emeklerinin kimliklerinin tehdit altında olduğunu işaret eden Fatma, "Şuan Kürdistan'da kadınlar sadece toprakları için, sadece kendi ulusları için değil, aynı zamanda kendi bedenleri emekleri ve kimlikleri içinde mücadele etmektedir. Bizim de batıda aynı Kürdistan'ı örnek alarak bedenimiz emeğimiz ve kimliğimiz için bir mücadele hattı izlememiz ve hem Kürdistan'ı bir yandan savunmamız hem de batıda da bu Kürdistan'da var olan direnişi batıda da büyütmemiz gerekiyor" diye belirtti.

(ht-öö/mg)