Münevver'in yaşamı suni 'sınır'lar arasında bir göç hikayesi
09:08
Zêrîn Kurtay/JINHA
QAMIŞLO - Münevver Karataş, devletin zulmüne karşı dünü ve bugünü direniş hikayeleriyle dolu olan Nusaybin ilçesinden. Devletin göçertme politikalarından dolayı 1982 yılında Qamişlo'ya ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalan Münevver, tarihten bu yana yok sayılan Kürtlerin özyönetim talebiyle artık zulme baş eğmeyeceğinin altını çizdi.
Kürt halkına yönelik imha, inkar ve asimilasyon politikaları yıllardan beridir sürüyor. Özellikle 1980'li yıllarda göçertme politikalarıyla binlerce Kürt yerinden yurdundan edildi. Bunlardan biri de 45 yaşındaki Münevver Karataş. Henüz 11 yaşındayken devletin baskıları nedeniyle ailesiyle birlikte 1982 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesinden Rojava'nın Cizîrê Kantonu'na bağlı Qamişlo kentine göç eden Münevver, yaşadıklarını anlattı. Nusaybin'in dünden bu gün direnişiyle tarih yazdığını kaydeden Münevver, şimdi de bu direnişin Nusaybin'de devletin zulmüne karşı devam ettiğini dile getirdi.
'Devletin amacı halkı göçertmek ve direnişi kırmaktır'
Kuzey Kürdistan halkına yönelik geçmişten bu yana çok zulümler yapıldığını söyleyen Münevver, "Devletin amacı halkı göç ettirmek ve direniş iradesini kırmaktır. O yıllarda birçok katliam gerçekleşiyordu. Özel olarak faili meçhul olaylar çok fazlaydı. Ben o zamanlar çocuktum, birçok şeyi anlamıyordum ama şimdi daha iyi anlıyorum. Devlet 80'li yıllarda Hizbullah'ı örgütlemişti ve bu örgüt Kürt kentlerinde birçok katliam gerçekleştirdi. Din adı altında kirli siyasetlerini devreye koymuşlardı. Bugün de DAİŞ şahsında yine din adı altında Kürtler katlediliyor" ifadelerinde bulundu.
'İktidarlar değişti zihniyet aynı'
Türkiye'de devleti yöneten birçok iktidarın geldiğini ancak hepsinin de aynı zihniyeti taşıdığını belirten Münevver, "Türk devletinin Kürt halkına karşı zulmünden dolayı Rojava Kürdistan'ına geldik. Türkiye'de Türkçe Rojava'da ise Arapça konuşuluyordu. Fakat Kürt halkına karşı ferman ve gerçekleştirilen katliamlar yönünden devlet anlayışı aynıydı. Göç ettiğimizden dolayı uzun bir süre rahatlıkla yaşamımızı yürütemedik. Ben burada evlendim ve 5 çocuğum var. Ailemiz savaştan ve gurbetlikten dolayı çok dağıldı. Şimdi de yaşamımızı yeniden inşa etmek için çabalıyoruz. Ama doğduğun toprakların yerini hiç birşey tutmaz" diye belirtti.
'Kürtler hep ötekileştirildi'
Rojava devrimi ile beraber özerklik tartışmalarının da yürütüldüğünü kaydeden Münevver sözlerine şöyle devam etti: "Rojava devrimiyle birlikte birçok bedel de ödendi. Kürtler artık kendi kendini yönetmek istiyor. Özerklik talebi Kürtlerin en doğal hakkıdır. Kürtler bu güne kadar hep ötekileştirildi, göçlere maruz bırakıldı, işkencelerden geçirildi, infaz edildi, hiçbir yaşam hakkı tanınmadı. Kürt halkının bu zulümlerden sonra özerklik istemesi de doğaldır. Bugün Rojava'da kendi rengimizle ve kültürümüzle yeni bir yaşamı inşa ediyoruz. Demokratik özerklik modeli halkların barış içinde yaşayacağı bir modeldir ve tüm halkların kurtuluşudur. Her ne kadar iktidarlar halkın özyönetimini kabul etmese de tüm güçleriyle saldırsa da halk direnişine devam edecektir ve iradesiyle kazanacaktır. Kürt halkı katliam ve soykırıma karşı özgürlükte ısrar ediyor. Halk Rojava'da ve Kuzey Kürdistan'da özyönetimini istiyor ve saldırılara karşı mücadelesini yükseltiyor."
'Kürt halkı artık zulme baş eğmeyecek ve direnecek'
Münevver, geçmiş yıllar ile bugün arasında büyük farklar gördüğünü söyleyerek, "1982 yılında Türk devletinin vahşi uygulamalarından dolayı içimizde büyük bir korku oluşmuştu. Her zaman bizi öldürmekle tehdit ediyorlardı ve başkaldıran da katlediliyordu. Ama şimdi farklı bir durum çıktı ortaya. Devletin saldırılarına karşı hendeklerin arkasında direnişin öncülüğünü yapan kadınlar ve halk, 'Biz vatanımızdan vazgeçmiyoruz ve damarımızdaki son damla kana kadar mücadelemizi yükselteceğiz' diyor. Bu bana büyük bir güç veriyor ve beni mutlu ediyor. Geçmiş yılların korkusu gitti. Artık Kürtlerin örgütlenmeleri gerçekleşti ve halk özgürlük için mücadelesini yükseltiyor. Kuzey Kürdistan kadınları direnişleriyle Türk devletinin vahşiliğini Nusaybin'de yendi. Kürtler artık eski Kürtler değiller ve işgalcilerin zulmüne ve vahşiliğine baş eğmeyecekler" sözleriyle konuşmasını tamamladı.
(du/mg)