JINHA

İSTANBUL - Silopi'de 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesine tüm kadın kesimlerinden tepkiler gelemeye devam ediyor. Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik, "Kadınların moral gücünün olması, fiziki olarak direnişlerin en önlerinde yer alması, militarist güçlerin hedefi haline gelmesine sebep oluyor. Emperyalistler en çok kadınlar ve çocuklara saldırıyor. Burada hareketin ana damarı olarak kadının hedef alındığı aşikârdır. Hiç bir baskının kadınları yıldıramayacağını, düşünüyorum" dedi.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde önceki gece Karşıyaka Mahallesi'nde hedef gözetilerek katledilen DBP PM üyesi Sevê Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayir ve KJA üyesi Fatma Uyar'ın katledilmesine tepkiler büyüyor. Üç Kürt kadının katledilmesinin kınayan Avukat Ebru Timtik, direnişin halk gücünün en önemli ayağının kadılar olduğunu söyleyerek, "Kadınların moral gücünün olması fiziki olarak direnişlerin en önlerinde yer alması militarist güçlerin hedefi haline gelmesine sebep oluyor. Emperyalistler en çok kadınlar ve çocuklara saldırıyor. Bunların tesadüf olmadığına inanıyorum. Aynı şekilde emperyalizmin istihbarat teşkilatları da bu gibi halk hareketlerinde en başta kadınların katledilmesi emrini verirler" dedi. Ebru hareketin ana damarı olarak kadınların hedef alındığının aşikar olduğunun altını çizerek, "Bu tür baskı şiddet zulüm ve katliamları halk direnişini engellemekten ziyade direnişe ivme kazandırdığı da görülen olgulardan biridir. Hiç bir baskının kadınları yıldıramayacağını, düşünüyorum" diye konuştu.

'Kadınlar erkek eliyle, devlet eliyle militarizmle her yerde katlediliyor'

Sosyalist Feminist Kolektif (SFK) üyesi Tuğba Özay Baki, 3 devrimci kadının katledilmesi ile birlikte aslında kadınların ne kadar çok katledildiğinin ve acıların yaşanması için dahi nefes alınamadığının belirtti. Tuğba, "60'ına merdiven dayamış feminist bir kadın olarak bu katliamları artık tanımlayamıyorum. Çok öfkeliyiz, içimiz koyu acıdan koyu katran oldu. Bir kadının cansız bedeni sokaklarda kalıyor, bir kadın sofrasında öldürülüyor. Artık rüyalarımda kadın katliamlarını görüyorum" dedi. Kadınlar olarak ağır suçluluk duygusu içinde olduklarını ifade eden Tuğba, "Batıda yaşamanın bizlere verdiği en ağır yük bu. Kadınlar erkek eliyle, devlet eliyle militarizmle her yerde katlediliyor. Sözün bittiği yerdeyim. Bütün bu olanlar boğazım düğüm düğüm. Bunlar kaldırılacak şeyler değil" şeklinde konuştu.

'Katliamcı bu tutumlara karşı dayanışmak ve direnmek'

Yaşamın her alanında tüm olumsuzluklarda önce kadınların hedef alındığına vurgu yapan Tuğba, "Hep biz öldürülüyoruz. Hep biz katlediliyoruz. Savaşlarda kadınlar on kat daha ağır yara alıyor. Ablukada çocukların bütün bakım işleri kadında, kadın hastasını hastaneye taşımak için öldürülüyor çocuğuna su bulmak için öldürülüyor, cenazesini gömmek istersen öldürülüyor" diye ifade etti. Bütün katliamcı bu tutumlara karşı dayanışmanın ve direnmenin önemine değinen Tuğba, "Direnmek ve dayanışmak için oralara elimizi uzatabilmek önemli. Yalnız olmadıklarını onlara hissettirecek her türlü dayanışmayı sağlamamız gerekiyor. Metropollerde daha çok eylemler yapılmalı. Ana akım medyaya karşı her yerde olabildiğince fazla gerçekleri yansıtabilmemiz daha çok kişiye ulaşabilmemiz ve daha d büyüyerek uluslararası kamuoyunda etkin faktör olabilmemiz önemli" şeklinde konuştu.

'Direnise ses vermek için kadınları alanlara davet ediyorum'

Barış İçin Kadın Girişimi'nden (BİKG) Feride Eralp de kadınların polis tarafından, devlet tarafından ciddi şekilde hedef alınarak katledildiklerine işaret ederek, "Kadınların ciddi şekilde hedef alındığını keskin nişancılar tarafından vurulduğunu biliyoruz. Biz BİKG olarak tüm kadınlara Kürdistan'daki kadınların direnişin yükseltme çağrısı yapıyoruz nerede olursak olalım, sokaklarda olmak için nöbet tutmak için ya da kendi bulunduğu mecralarda bu dirense ses vermek için kadınları alanlara davet ediyorum. Devletin baskıcı politikalarına karşı katliamlarına karşı bizler kadınlar olarak sonuna kadar barış diyoruz" diye kaydetti.

(sg-öç/dk)