JINHA

İZMİR - Kürdistan'da yaşanan sokağa çıkma yasaklarında her türlü hukuki denetimin devre dışı bırakıldığını söyleyen Barış için Hukukçular Topluluğu, sokağa çıkma yasağı ve özel güvenlik bölgesi uygulamaları ile başta Anayasa'nın 2. Maddesinin ihlal edildiğini söyledi.

Barış için Hukukçular Topluluğu, Kürdistan'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve katliamlara ilişkin Tepekule Kongre Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda avukatın katıldığı açıklamada salona "Yaşama ve barışa tarafız, ölümler son bulsun" yazılı pankart asıldı.

Avukatlar adına açıklama yapan Beydağ Öneri, yaşanan çatışma ve operasyonları endişe ile takip ettiklerini söyledi. Beydağ, devletin çatışma durumunu bahane ederek "sokağa çıkma yasağı" ve "özel güvenlik bölgesi" adı altında uluslararası ve ulusal hukuka aykırı bir yönetim biçimi uyguladığını da kaydetti. Son bir kaç aylık süreçte, sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde çocuk, yaşlı, genç, kadın olmak üzere onlarca yurttaşın katledildiğini ve "örgüt mensubu" olduğu iddia edilen kişilerin yargısız infaza uğratıldığına işaret eden Beydağ, her türlü hukuki denetimi devre dışı bırakan sokağa çıkma yasağı ve özel güvenlik bölgesi uygulamaları ile başta Anayasa'nın 2. maddesi olan hukuk devleti ilkesi olmak üzere yaşam hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı gibi vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklerin birçok kez ihlal edildiğini söyledi.

Beydağ, "Kürt sorununda barışçıl ve demokratik çözümler üretmek yerine askeri yöntemlere başvurulmasının nelere mal olduğunun yakın tanığıyız. Bizler sokağa çıkma yasağı ve özel güvenlik bölgesi ilan rejimi ile temel hürriyetleri ihlal edilen Sur, Cizre, Silopi ve Nusaybin halkı ile dayanışma içinde olduğumuzu, halka yaşatılan bu hukuksuzluğa sessiz kalmayacağımızı ve her türlü ulusal ve uluslararası hukuki koruma mekanizmalarını işletmek için durumun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız" dedi.

(ht/gc)