JINHA

MÊRDÎN - YPS'nin yeni bir halk örgütlenme alanı olduğunu söyleyen YPS Nusaybin Üyesi Nalin Mêrdîn, "Son olarak Silopi'de 3 kadın siyasetçinin de katledilmesiyle artık örgütlenmekten başka yolun olmadığı bir kez daha açığa çıktı. Kadının elindeki silahtan değil, örgütlülüğünden korkuyorlar. Tüm dünya Kürdistan'daki kadınların öncü rolünün farkında, bu yüzden açık bir şekilde kadınları katlediyor. Örgütlenmekten başka yol yok" diye konuştu.


Daha önce 6 kez sıkıyönetim ilan edilen ve sonuncusunun 11 gün sürdüğü Nusaybin'de gençler, Yekineyen Parastina Sivil-Sivil Savunma Birliği'ni (YPS) kurduklarını ilan etmişti. Önümüzdeki süreçlerde ise YPS-Jin ile kadınların özgün bir alan oluşturacağı beklenen YPS üzerine Nusaybin üyesi Nalin Mêrdîn ile konuştuk.

'Molotoflu YDG-G artık silahlı YPS oldu'

YPS'nin halkın örgütlenmesi anlamına geldiğini söyleyen Nalin, "Tam olarak YDG-H'nin YPS'ye evrilmesidir, daha önce saldırılara molotofla cevap veren halkın artık silahlanması anlamına geliyor. Dayanılmaz asimilasyona karşı genç, kadın anne farketmeksizin halk silahlanarak yeni bir mücadele başlattı. Nasıl ki demokratik konfederalizm halkın kendi kendini yönetmesi anlamına geliyorsa, YPS de halkın mücadele alanı yaratması demektir. Neolotik dönemden bu yana var olan mücadele içerisnde yer alan Kürtler, şehirde başlattıkları silahlı mücadelenin adıdır YPS" şeklinde belirtti.

'YPS'de silahıyla nöbet tutan anneleri görmek mümkün'

İleriki süreçlerde YPS içindeki kadınların YPS-Jin olarak yeni bir yapılanmaya gideceğini aktaran Nalin, "YPS'nin içinde Nusaybinli olup batıda büyüyen, maruz kaldığı asimilasyonu en derin şekilde yaşayan gençler başta olmak üzere, mahallede silahlanan gençlerin annelerine kadar birçok farklı hikayeye sahip üyeler var. Özellikle kadınlar YPS'yi sahiplenmiş durumda. kendi mahallesinin başında nöbet tutan silahlı annelerimiz var. Bu direnişin en önemli aktörü annelerdir, annelere mücadelenin öncülüğünü yapıyor. Tüm YPS'lilerin ortak amacı sömürgeciler tarafından gerçekleştirilen saldırılara karşı cevap olmaktır" vurgusunu yaptı.

'Kürt halkı silahlı mücadeleyi kaçınılmaz görüyor'

Yıllardır barış isteyen Kürtlerin artık sadece barış değil, aynı zamanda özgürce yaşayabileceği onurlu bir barış istediğini söyleyen Nalin, "Önceki süreçte önder Apo'yla bir görüşme vardı, şimdi ise bu görüşme sekteye uğradı. Görüşmenin durdurulmasıyla tüm dünya devletlerinin Kürtlere karşı çelişkileri daha da ortaya çıktı. Ortadoğu'da var olan sıcak bir savaş yürütülüyor. O nedenle daha önce silahsız olan ve barışı isteyen sivil halk, şimdi ise Önder Apo'yla görüşmelerin durdurulmasıyla açığa çıkan çelişkileri çok iyi bir şekilde analiz ediyor ve silahlı mücadeleyi kaçınılmaz görüyor. Var olan savaş içinde silahlı mücadele olmadan özgürlüğe ulaşamayacağını Kürt halkı artık çok iyi biliyor ve bunu onurlu bir mücadele olarak görüyor" şeklinde konuştu.

'Kadın iradesinden korkuyorlar'

Paris katlşamına denk düşen bir dönemde Silopi'de DBP PM Üyesi Seve Demir, KJA aktivisti Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eş Başkanı Pakize Nayir'in katledilmesi olayına dikkat çeken Nalin, "Kadının elindeki silahtan değil, örgütlülüğünden korkuyorlar. Tüm dünya Kürdistan'daki kadınların öncü rolünün farkında, bu yüzden açık bir şekilde kadınları katlediyor. Bu da onların kadın gücünden ne kadar korktuğunu gösteriyor. Bu saldırılar, kadın iradesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor" şeklinde konuştu. Nalin son olarak tüm dünya kadınlarına çağrıda bulunarak, "Kobanê sürecinde dünyadan birçok insan YPJ'ye katıldı. Aynı katılımı başta kadınlar olmak üzere tüm dünyadan bekliyoruz. Şu an halkımız büyük bir saldırı altında buna karşı tüm dünyaya katılım çağrısı yapıyoruz" diye çağrıda bulundu.

(zd/fk)