Av Ebru Günay: Tecrit devam ederse savaş devam eder

09:40

Öykü Dilara Keskin/JINHA

İSTANBUL - İmralı Cezaevi'nde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit derinleşerek devam ederken, bir süre önce yanına getirilen Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş'ın Silivri Cezaevi'ne sürgün edildiği ortaya çıktı. Müvekkilleri ile görüştürülmeyen avukatlar gelişmelerden kaygılı. Asrın Hukuk Bürosu avukatı Ebru Günay, "Tecrit devam ederse savaş devam eder. Derinleşen savaş derinleşen tecrittir. Bu durumun çözümü İmralı sisteminin lav edilmesidir. İmralı oldukça savaş devam edecek bunun önüne geçilmelidir" dedi.

Kuzey Kürdistan'da savaş ve katliam politikalarını devreye koyan AKP, bir yanda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridi daha derinleştiriyor. 17 yıldır İmralı Cezaevi'nde ağırlaştırılmış tecritte tutulan Abdullah Öcalan ile İmralı Heyeti'nin 5 Nisan'dan bu yana adaya gidilmesine engel oluşturuluyor. Yasaların uygulanmadığı Türkiye'de Abdullah Öcalan avukatlarıyla 27 Temmuz 2011 yılından beri de avukatları ile "hava muhalefeti" "koster bozuk" gibi çeşitli gerekçelerle engelleniyor. Son olarak, Abdullah Öcalan'la aynı cezaevine kalan Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş 'ın Silivri Cezaevi'ne sürgün edildiği öğrenildi. Sürgün edilmesin ardından müvekkilleriyle görüşmek isteyen avukatlar görüştürülmüyor. Avukatların talebine Salı günün görüşün Pazartesi olduğunu belirten cezaevi, Çarşamba günü için ise görüşlerin Salı günü olduğunu söyledi. Oysa Ceza İnfaz Kanun'unun 59. maddesinin Avukatlık ve Noterlik Kanunu'nda avukatlar için belli bir görüş günü belirtilmiyor.

'Savcılar suçlu profili oluşturuyor kaygılanıyoruz'

Hukuk dışı uygulamaları 'kaygı ile takip ettiklerini' geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyuran Asrın Hukuk Bürosu'nun avukatlarında Ebru Günay, konuya ilişkin JINHA'ya konuştu. Müvekkillerinin Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş'ın, Silivri Cezaevi'ne sürgün edildiğini İmralı Cezaevi'ne yolladıkları mektubun geri gelmesiyle öğrendiklerini belirten Ebru, sürgünler hakkında resmi bir bilgi verilmediğine dikkat çekti. Ebru, "Cezaevini aramamızın ardından Nasrullah Kuran'ın ve Çetin Arkaş'ın Silivri'de olduğunu öğrendik. Dün yaptığımız başvurularda bize 'Pazartesi günü avukat görüş günü olacak' dedi. Ama Ceza İnfaz Kanunu bu konuda çok açık bir avukat mesai saatleri içerisinde istediği saatlerde günde görüşebilir. Ama görüşme keyfi belge engellendi ve resmi bir belge verilmedi" diye kaydetti.

Konuyla ilgili Silivri ve Bakırköy Başsavcılığı'na başvuruda bulunduklarını belirten Ebru, "Çarşamba günü gene geldik. Ama savcı ve cezaevi müdürüyle görüşemedik. Savcılar kimlik bilgilerini sicil numaralarını gizliyor, yüzlerini dahi gizleyen bir suçlu profili ortaya çıkarıyor. İnsanlar bir suç varsa temas etmekten çekinir bu durum bizi kaygılanıyor" dedi.

'Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş'a işkence mi yapıldı?'

Silivri getirilen müvekkillerinin hangi şartlar altında getirildiklerini bilmediklerini ifade eden Ebru, "Tüm hükümlüler konusunda endişeliyiz. Vücut bütünlüğünden endişeliyiz. Avukatlık sadece müvekkilinin savunma makamı değildir, infazın hukuka uygun olup olmadığınındı garantörüdür ama biz bunu gerçekleştiremiyoruz" dedi. Bursa Cumhuriyet Savcılığıyla yapılan görüşmede 3 müvekkilinin hala İmralı Cezaevi'nde olduklarını söylediklerini belirten Ebru, "Onlarla görüşemediğimiz sürece kaygılanıyoruz. Sağlık durumlarını bilmiyoruz. Silivri'de karşılaştığımız manzara bizi de daha da kaygılandırıyor. Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş 'a işkence mi yapıldı? Bunun cevabını veren bile yok olsa bile görmemiz lazım. Biz müvekkillerimizin beyanlarına bağlıyız" diye konuştu.

'Derinleşen savaş derinleşen tecrittir'

Israrla bilgi vermeyen bir yetkili profilinin olduğunu ifade eden Ebru, Adalet Bakanlığı'ndan açıklama beklediklerini belirtti. Bir an önce müvekkilleriyle görüşmek istediklerini belirten Ebru, demokratik kamuoyunda bu konuda sessiz kalmayarak harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. "17 yıldır İmralı deneyiminden biliyoruz. Tecrit hep vardı ama tecrittin derinleştiği dönemlerde savaş daha da derinleşiyor. Kabul edilemez bir durum oluyor. Kürdistan'da sokağa çıkma yasağı var bir kent tecrit halinde ve katliamlar yaşanıyor. Bunların hepsi derinleştirilmiş tecritten sonra gerçekleşti. Bunları birbirinden ayırmak mümkün değil" diyen Ebru, son olarak şunları söyledi: "Tecrit devam ederse savaş devam eder. Derinleşen savaş derinleşen tecrittir. Bu durumun çözümü İmralı sisteminin lav edilmesidir. İmralı oldukça savaş devam edecek bunun önüne geçilmelidir."

(fk)