Dicle'nin gözlerinden Sur'a bakmak
09:02
Duygu Erol-Esra Aydın/JINHA
AMED- Sur'da evleri taranan ve zorla çıkarılan Dicle ve Rabia, 16 yaşındaki Çekwar ve 12 yaşındaki Helin'in katledilmesine şahitlik ediyor. Rabia, "Hep çocukları öldürüyorlar, niye öldürüyorlar, niye" diye soruyor. 2 buçuk yaşındaki Dicle ise fotoğraf makinesinden dahi korkuyor.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 36 gündür devam eden abluka sonucu yüzlerce insan göç ettirildi. 6 mahalleyle sınırla kalmayan abluka tüm ilçeye yayılmış durumda. İlçenin tüm mahalle ve caddelerinde fiili de olsa yasak sürüyor. Sur'da yaşananlara tanıklık etmek için ilçeye gidiyoruz ancak ilçenin dış tarafında kalan İskenderpaşa Mahallesi'ne girebiliyoruz. 6 çocuklu 8 kişilik bir aileye konuk oluyoruz. Çocuklar her konuşmalarında evlerine, mahallelerine duydukları özlemi ve Suriçi'nde kalan arkadaşlarını, komşularını merak ederek annelerine soruyor. Aslanda kadın, erkek, çocuk, yaşlı herkes aynı soruları yöneltiyor birbirine "Kimler ölmüş, isimleri beli mi, iyiler mi?"
Onlarca cenazeye tanık olan çocukları en çok korkutan ise arkadaşlarının ölümü. Çocuk cenazelerini görmek onlarda ayrı bir travmaya neden oluyor. Çocuklar akranlarını rüyalarında gördüklerini ve korktuklarını belirtirken dillerinden oyunlarına ritim olan slogan dökülüyor "Bijî berxwedane Sur ê"
Fotoğraf makinesini silah sandı
Evin en küçüğü olan 2 buçuk yaşındaki Dicle annesinin kucağından ayrılmıyor. Sokakta oyun oynayan çocuklarla katılmıyor. ,O kadar güzel gözleri var ki biran hiç düşünmeden o güzel yüzü çekmemiz gerektiğini düşünerek ve fotoğraf makinesini doğrultuyorum. Gözlerinden yaşlar akmaya başlıyor ve annesine sıkıca sarılıyor. Dicle'ye yanaşmak ve ağlamaması için bir şeyler yapmak istiyorum ama o buna bile izin vermiyor, bakışlarımızdan dahi rahatsızlık duyuyor.
Akşam evlerine misafir olunca Dicle'yi kucağına alan annesi anlatmaya başlıyor: "Polisler evimizin altını mevzi olarak kullanıyordu. Kurşunlar hep evimize isabet ediyordu. Çocuklarıma bir şey olmasın diye banyoya koydum, orada cam yoktu çünkü. Bir anda polisler avlunun kapısını kırarak silahlar eşliğinde içeriye girmeye başladılar. Eşimin ve oğlumun göğsüne dayadılar silahı, diğer polislerde silahlarını bize doğrulttu. Çocuklarım çok korktu, ağlamaya başladılar."
Dicle de fotoğraf makinesini silah sanmış gözlerinden akan yaşın nedeni ortaya çıkıyor. Ürdün'de Suriye Kampı'nda fotoğraf makinesini görünce teslim olan küçük kızın fotoğrafları zihnimde beliriyor bir anda.
'Hiç kimsenin ölmesini istemiyoruz'
Annesinden sözü alan 10 yaşlarındaki Rabia anlatmaya başlıyor bir anda. Hasırlı Mahallesi'nde kaldıkları esnada özel harekat polisleri tarafından evlerinin basıldığını anlatan Rabia avlu kapılarının kırılarak içeriye girildiğini söylüyor. "Daha sonra polis babamın ve abimin göğsüne silah dayadı. Evimizin üstünde silahlar atılıyordu, annem de bizi banyoya koydu orası penceresiz olduğu için. Polis geldiği zaman bir kişi öldürmek için gelmişti. Niye böyle yapıyorlar" diyen Rabia ölmek istemediklerini ifade ederek mahallerinden çıkarken Çekwar Çubuk'un cenazesini yerde gördüklerini, o an çok korktuklarını da belirterek "Hiç kimsenin ölmesini istemiyorum" dedi.
'Notalarım ve elbiselerim kaldı'
Müzikle uğraşan Rabia abisi ile beraber kullandıkları notalarının evlerinde kaldığını ifade ederek "Biz barış istiyoruz. Niye böyle yapıyorlar? Benim müzik notalarım ve elbiselerim kaldı" dedi.
Rabia evlerinden çıkarıldıklarında sedye üzerinde Çekwar'ın cansız bedenini gördüklerini ve çok korktuğunu ifade ederek "Amcamın kızını da öldürdüler, ona da 'terörist' dediler. Annesinin çok ağladığını gördüm. Her şeye 'terörist' diyorlar zaten. Hep çocukları öldürüyorlar, niye öldürüyorlar, niye? Çok çocuk öldü, çok... Bütün çocukları haksız yere öldürüyorlar. Biz Sur'daydık, evimizden çıkıyorduk, bir tane cenaze gördük, cenaze Çekvar'ın olduğunu sonradan duyduk, bembeyaz olmuştu. Daha sonra sürekli rüyalarıma girmeye başladı, çok korkmuştum. Biz oradan geçince bize bir şeyler vermek istediler, biz almak istemedik. Dedik siz Erdoğancısınız, istemiyoruz sizin bir şeylerinizi. Neden bize bunları yaşatıyorsunuz, çocukları öldürüyorsunuz. Hakkınız yok çocukları, bizleri öldürmeye" dedi.
(gc)