Nusaybin pazar yeri koçer kadınların yasaklara hazırlık alanı
09:09
JINHA
MÊRDÎN - Dün 2 kişinin katledildiği ve TEOG sınavlarının erkene alınarak yapıldığı Nusaybin'de yurttaşlar 7'nci sokağa çıkma yasağından şüphelenerek pazara akın etti. Barikatların arkasından topluca çıkıp alışveriş yapan koçer kadınlar, el işlemeli heybelerine sebze, meyve ve çokcuklarına aldıkları papuçları doldurarak yeni bir yasağa hazırlık ediyor.
Daha önce 6 kez sokağa çıkma yasağının ilan edildiği ve ablukanın hala devam ettiği Mardin'in Nusaybin ilçesinde TEOG sınavlarının öne alınmasıyla birlite 7'nci sokağa çıkma yasağının ilan edilmesinden endişelen yurttaşlar market ve pazarlara akın ederek temel ihtiyaçlarını stoklamaya başladı. Şiddetli yapmurların başlamasıyla çamurlaşan barikatlı sokakların arasından pazara akın eden Nusaybinli kadınlar bir yandan çocuklarına pamuklu kışlık kıyafetler alırken, bir yandan da bol bol gıda malzemesi alarak yasağa hazırlık ediyor.
Şöylece uzaktan bakıldığında bayram arefesinin ana-baba günü pazar manzaralarını andıran Nusaybin pazar yeri aslında son dönemlerin en önemli işlerinden biri olan yasaklara hazırlık için stoklama yapan kadınların uğrak mekanı haline gelmiş durumda. El emeğiyle ördükleri heybelerine portakal, mandalina,pirinç ve et dolduran koçer kadınların telaşına eşlik eden, "Erzan bu, erzan bu- ucuzladı" diye bağıran pazarcıların getirdikleri ürünlere akın eden kadınlar, fiili sokağa çıkma yasağının ilan edildiği ilçede son olarak dün Hüseyin Akyüz ve Kerem Akyürek'in katledilmesiyle beraber bir sokağa çıkma yasağının daha ilan edileceğini söylüyor.
'Su ve elektrik yok ama insanlık var'
Fırat Mahallesi'nde oturan Bilemez Arı, eşya stoklamanın artık Nusaybin'in rutin bir işi haline geldiğini söylüyor. Bilmez, "Bu yasaklar bize her şeyden bol bol almamızı öğretti. Bize inat oldu, topraklarımızı bırakmayacaksak o zaman yasağa hazırlık edeceğiz. Zaten aylardır elektrik ve su yok, paramızda yok ama insanlık var. Yemeğim biterse komşumun var, açlıktan ölecek değiliz ya. Ama onursuzluktan ölünür, öyle yaşamaktansa aç kalmak daha iyi bir alternatif gibi geliyor bize" diye konuştu.
'Barikatlar bizi koruyor'
Yasağın başlamasıyla odun sobalarını yakkıp önünde oturduklarını, kaldırıldığında ise dışarı çıkıp ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyleyen Semira Aslan da, "Burası tıpkı bir getto haline gelmiş durumda. Tanklar uzaklaştığında diğer mahallelere gidiyoruz, mahalleyi sardığında ise sadece sokağımızda dışarı çıkabiliyoruz. Alıştık bu duruma, barikatlar bizi koruyor, dışarıda olanlar düşünsün. Çocuklarımız yaşadıkça moralşmiz yerinde, onlar olmazda biz de olmayız" dedi.
'Evini terk etmemek artık suç haline gelmiş'
Fırat Mahallesi'nde Şerife Orak ise elindeki poşetleri gösterek, "Bak bunlar silah değil, meyve ve sebze. Bir de çocuklarıma yeni papuçlar aldım. Kış geldi üşümesin ayakları diye. Mahalleden çıktığımız gibi bize şüpheli gölzerle bakıyorlar. Bizden nefret ediyorlar, bizden nefret edenler sonra kendilerini haklı buluyorlar. Sanırım mahallesini, evini terk etmemek de bir suç haline gelmiş. Evini bırakmamak bence suç değil, çocuklarıma yemek pişirmek suç değil. Artık kadınların her hareketi bir suç haline gelmiş bu ülkede. Elektriğimiz suyumuz yok ama yinde de mutluyuz. Tek isteğimiz sesimizin duyulması ve insanların bizim için mücadele etmesidir. Bu zulüm bitsin artık" diye konuştu.
(mht-zd/fk)