‘Ermeni Kadınların Seslerine Kulak Vermek’ paneli düzenlendi

21:04

JINHA

İSTANBUL - "Ermeni Kadınların Seslerine Kulak Vermek" başlıklı panelde 1915'te yaşananların bugüne etkisi kadınların deneyimleri üzerinden aktarıldı.

Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar Dergisi'nin Ekim 2015’te yayımlanan 27. sayısında, Ermeni Soykırımı ve toplumsal cinsiyet alanında son yıllarda çoğalmakta olan çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan dosya çalışması, düzenlenen panelle meraklısı ile buluştu."Ermeni Kadınların Seslerine Kulak Vermek" başlıklı panel Anarad Hığutyun binası Havak Salonu'nunda yapıldı. 1915’te yaşananları ve bugüne etkisini kadınların deneyimlerini yansıtan belgelerin yanı sıra kadınların anlatıları, hikâyeleri aracılığıyla ele alınan dosyaya katkıda bulunan yazarlardan Zeynep Kutluata, Melissa Bilal ve Duygu Dalyanoğlu panele konuşmacı olarak katıldı.

'1915 senesi sonrası yazılan en yaygın arzuhal sürgün...'

Birinci Dünya Savaşı sırasında kadınların yazdıkları arzuhalleri inceleyen Zeynep Kutluata konuşmasında bu çalışmasının bir kısmını aktardı. Arzuhallerin kadın tarihi açısından önemli bir öge olduğunu dile getiren Zeynep konuşmasına şöyle devam etti: "Arzuhaller bize farklı kesimlerden kadınların sesini ulaştırma imkanı veriyor. Arzuhaller arzuhalciler tarafından yazılmış olsa da kadınların dertlerini anlatması açısından önemli. İşleme konulan arzuhallerde devletin nasıl yanıt verdiği ile de karşılaşıyoruz. Kadınlar genel olarak bunları yazarken aile ve akrabalık bağları üzerinden tanıtıyorlar. Dolayısı ile kendilerini anne olarak tanımlıyorlar. Çünkü bugün olduğu gibi devlet gözünde en meşru pozisyon annelik. Çoğunlukla talepleri de oğulları için oluyor. 1915 senesi sonrası yazılan en yaygın arzuhal sürgün edilen çocuklarının geri getirilmesi yönünde. Ermeni kadınların yazdıkları arzuhallerin neredeyse tamamı İstanbul'dan yazılmış. Bu arzuhallerde Ermeni anneleri devlete adil yargılama hakkını ve devletten taleplerini dile getirirken sorumlunun da devlet olduğunu hatırlatıyorlar.”

Kadınların kendileri için yazdıkları veya diğer kadınlar için yazdıkları arzuhallerin ise sınırlı sayıda olduğunu söyleyen Zeynep, konuşmasını kadınların yazdıkları arzuhallerden örnekler vererek tamamladı. ''Ben de Şimdi Yanıyorum": Ermeni Kadınların Soykırım ve Sonrasına Dair Anlatıları" başlıklı yazısı ile dosyaya katkı koyan Melissa Bilal ise Ermeni kadınlardan dinleyerek kaleme aldığı hikayeleri okudu. Hikayelerde yas, kayıp, kopuş, hayatta kalma mücadelesi, anlatma duygusu olduğunu söyleyen Melissa, "Tek tek yerelde ki bireylerin soykırımı nasıl yaşadıklarına dair detaylar barındırıyorlar. Hikayelerin anlatılmasında bazı duygular hafızanın 2. kuşak için anlamını ifade ediyor" diye ifade etti.

Feminist Ermeni yazar Zabel Yaseyan'ın hayatını sahneye koyan isimlerden Duygu Dalyanoğlu ise Zabel isimli oyunu anlattı. Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü tarafından sahnelenen oyunun sahneye taşınma sürecini aktaran Duygu, "Zabel soykırımdan önce ve sonra Ermeni'lerin yaşayışını kadınların perspektifinden sunuyor. Oyun yazarın Silahtarın Bahçeleri isimli kitabı merkezi alıyor. Zabel bu kitabı 1935'te Erivan'da yazmış. Birçok Ermeni aydın kaçamayıp sürgüne giderken o kaçmayı başarıyor. 1933 yılında Sovyet Ermenistan'a yerleşen Zabel, bu tarihten sonra sosyalist gerçekçi edebiyat yapmaya başlıyor" dedi. Zabel'in Silahtarın Bahçeleri isimli kitabında genellikle yaşamındaki kadınları anlattığını söyleyen Duygu, oyunu da bu şekilde ele aldıklarını belirtti. Duygu, ardından oyunu sahneleme aşamasından bahsederek konuşmasını tamamladı.

Panel soru cevap kısmı ile son buldu.

(ck/dc)