JINHA

İSTANBUL- Kanal D'nin 'provokasyona maruz kaldık' diyerek yaptığı açıklamayı değerlendiren Ceren Sözeri,"Bu kadar barışçıl bir konuşmaya bile tahammül gösteremeyip kendilerini aklama çabalarına girmeleri çok ayıp. Umarım daha büyük seyirci protestoları ile karşılaşırlaşırlar. Aslında onlardan bir şey beklemenin de faydası yok" dedi.

Geçtiğimiz günlerde Kanal D'de yayımlanan Beyaz Show isimli programa telefonla bağlanarak Kürdistan'da yaşanan katliamlara, "Çocuklar ölmesin" diyerek tepki çeken Ayşe Çelik'in duyarlılık çağrısı Kanal D tarafından 'provakasyon' olarak değerlendirilmişti. Yaptıkları yazılı açıklamada "Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü ilke edinmiş Kanal D olarak hem böylesi bir provokasyonun hedefi olmanın hem de akla hayale gelmeyecek senaryolarla yıpratılma gayretinin üzülerek farkındayız. Doğan TV ve Kanal D ilk günden bugüne devletin yanında yer almıştır" ifadelerine yer veren Kanal D yönetimi, tarafsız gazetecilik yapmadıklarını ve katliamların karşısında değil devletin yanında durduklarını bir kez daha kanıtladı. Galatasaray Üniversitesi Öğretim üyesi Etik Gazetecilik Network üyesi Ceren Sözeri, Kanal D'nin açıklamasıyla ilgili, "Ana akım medya arasında hükümeti biraz da olsa denetleyebilecek, eleştirebilecek Doğan Grubu vardı. Ama bu süreç gösterdi ki artık onlardan da bir şey beklemenin bir faydası yok" dedi.

Programa Diyarbakır'dan bağlanarak "Çocuklar ölmesin, ses verin" diyen Ayşe Çelik'in eylemini başarılı bulduğunu belirten Ceren, "Özellikle Doğan Grubunun doğuda olan olayları, sokağa çıkma yasaklarını, insanların cesetlerini alamamasını ve bütün hak ihlallerini görmemesine bir tepki olarak yapılan bir eylemdi. Biz Kanal D'nin açıklamasından görüyoruz ki başka sorular soracağını söyleyerek yayına bağlanmış. Bence kimseye zararı olmayan, var olan duruma dikkat çeken başarılı bir eylemdi" dedi.

'1 Kasım'dan sonra yayın çizgileri ise tamamen değişti'

Kanal D 'nin açıklaması ise çok büyük bir panik hali olarak yorumlayan Ceren, "Kanal D bir haber kanalı değil daha çok eğlence ağırlıklı bir kanal. Ama açıklamada Doğan TV 'nin isminin geçmesi çok daha vahim. Çünkü Doğan TV içerisinde haber kanalları da var" diye belirtti. "Bu kadar barışçıl bir konuşmaya bile tahammül gösteremeyip kendilerini aklama çabalarına girmeleri çok ayıp" diyen Ceren, "Umarım daha büyük seyirci protestoları ile karşılaşırlar" dedi.

Doğan Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seçimden önce 'aradaki buzları eritmek' adına mektup yazdığını hatırlatan Ceren,"1 Kasım'dan sonra yayın çizgileri ise tamamen değişti. Haber Türk, Milliyet, Doğuş Grubu çoktan kaybedilmişti zaten. Dolayısı ana akım medya içinde hükümeti biraz da olsa denetleyebilecek, eleştirebilecek Doğan Grubu vardı. Ama bu süreç gösterdi ki artık onlardan da bir şey beklemenin bir faydası yok kimseye" diye konuştu.

'Ben orada gazetecilik yapmak istiyorumun peşine düşsünler'

Gazetecilere çağrıda bulunan Ceren, "Medya gruplarına değil ama bölgede çalışan gazetecilere çağrım var. Sadece gazetecilik yapma hakkına sahip çıkma haklarına sahip çıksalar yeterlidir. Herhangi bir yerin tarafı olmalarına gerek yok ama patronlarına ve iktidara karşı işlerini yapma haklarına sahip çıkmaları lazım. Uluslararası sözleşmelere göre, çatışma halinde gazetecilerin haber üretme hakları hükümetler tarafından korunur. Gazeteciler, yalnızca ve yalnızca 'ben orada gazetecilik yapmak istiyorumun' peşine düşseler bile pek çok problem çözülecek" diye konuştu.

(ck/fk)