'Tanklara karşı kameralarımızla susmayacağız!'

15:32

JINHA

ANKARA - Tanklara karşı kameralarını açan Ankara Özgür Haber Platformu, "Saldırılara karşı yanıtımız; her zaman baskıya uğrayan yoldaşlarımız ve meslektaşlarımız ile dayanışma ve direniş olacak! Yaşasın halkın kayıt, kanıt ve haber hakkı!" dedi.

'Çalışan' Gazeteciler Günü'nde 31 gazetecinin tutuklu olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Patronların engellemelerinden devletin engellemelerine gelinen noktada son bir yılda özellikle Kürt basınından sayısız gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı. Gelinen noktada, çalışan değil çalıştırılmayan gazetecilerin sayısı her geçen gün artarken, son olarak geçtiğimiz günlerde JINHA muhabiri Rojda Oğuz ile DİHA muhabiri Nedim Oruç tutuklanırken, bugün de DİHA Mardin Muhabiri Murat Verim de bugün yapılan ev baskınıyla gözaltına alındı.

Her güne tehdit, gözaltı ev tutuklamaya başladığımız gerçeğinde bugün 10 Ocak için Ankara'da bir araya gelen gazeteciler de, "10 Ocak'ı kutlamıyoruz, arkadaşlarımız tutuklu" dedi. "Haber değil, silah suçtur", "Gazetecilik suç değildir, susmayacağız", "Özgür basın susturulamaz", "Yaşasın halkın haber almak hakkı" yazılı pankartlarla Yüksel caddesindeki insanlık anıtı önünde buluşan gazeteciler, ellerine aldıkları zincirlerle gazeteciliğe vurulan zinciri temsil etti. G-9 Gazeteciler Platformu adına yapılan açıklamada, haber alma hakkının engellenemeyeceği, her türlü baskı, tehdit ve sansüre rağmen susmayacakları dile getirilerek, "Tutuklu gazeteciler onurumuzdur" denildi. Basın açıklamasında tutuklu gazeteciler Erdem Gül ve Can Dündar'ın mektubu okunurken, açıklamaya Can Dündar'ın annesi Öznur Dündar ile Erdem Gül'ün eşi Aslı Gül de katıldı.

'Utanması gereken silahlarını gazetecilere uzatanlardır'

Ankara'daki özgür, muhalif, devrimci basın emekçileri, yurttaş haberciler ve video-eylemcilerden oluşan Ankara Özgür Haber Platformu (AÖHP) ise, "Tanklara karşı kameralarımızla susmadık, susmayacağız" yazılı bir pankart açtı. "O benim kameramanım", "Dünyanın bütün gazetecileri direnin" ve "Tutuklu gazeteciler onurumuzdur" yazılı döviz taşıyan AÖHP, "Kürdistan’dan haber akışını engelleme çabası içinde olan devletin katliam emri verdiği polisler" diye söze başlayarak, Kürt gazetecileri andı. JINHA muhabiri Duygu Erol'un basın kartı için "Bu kartı taşımaya utanmıyor musun?" diyen polislere atıfta bulunan AÖHP, "Utanması gereken ne Duygu Erol meslektaşımız ne de direnenlerin sesi olan özgür basın emekçileridir; silahlarını gazetecilere, hak arayan işçi ve emekçilere, Kürdistan’da kadınlara, çocuklara, annesinin karnında doğmamış bebeklere doğrultan sizlersiniz!" dedi.

"Duygu Erol ne ilk ne de son örnek… Basına yönelik saldırılarda 2015 bilançosunun gösterdiği bir gerçek var, bugün devlet terörünü, toplumun ezilen katmanlarının maruz kaldığı tahakkümü ve şiddeti belgelemeye çalışan özgür basın emekçilerinin payına tutuklama, baskı ve sansür düşüyor!" diyen AÖHP, açıklamasını şöyle sürdürdü:

'Yaşasın halkın kayıt, kanıt ve haber hakkı!'

"Bizler Ankara Özgür Haber Platformu olarak tarihin bu çağrısına yanıt veriyoruz! Yanıtımız: Tahakkümün yalanlarından yana değil,gerçeğin ta kendisinden yana olmak! Yanıtımız: Zulmedenlerden yana değil, zulme karşı direnenlerden yana olmak! Musa Anter, Metin Göktepe, Hrant Dink! Kurşunlarla sınanan gazetecilerin mirasçılarıyız! Tehditlere, baskılara, kaçırmalara, tutuklamalara, işkencelere ve infazlara boyun eğmemiş bir özgür basın geleneğinin devamcılarıyız! Düşüncesi, kalemi ve kamerası özgür olan basın emekçileri olarak kendi özgürlüğümüzün içinde yaşadığımız toplumun özgürlüğünden asla bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu nedenle özgürlüklere nerede bir saldırı varsa, bu saldırıyı kayıt altına almaya ve gerçeklerin sesini duyurmaya devam edeceğiz! Saldırılara karşı yanıtımız her zaman baskıya uğrayan yoldaşlarımız ve meslektaşlarımız ile dayanışma ve direniş olacak! Yaşasın halkın kayıt, kanıt ve haber hakkı!"

(sy)