Zeynep Kıvılcım: Başvuru halinde BM harekete geçebilir

09:03

JINHA

İSTANBUL - Kürdistan'da devam eden sokağa çıkma yasakları ve saldırılarla Türkiye'nin altında imzası bulunan birçok sözleşmeyi ihlal ettiğini belirten İstanbul Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım, uluslararası yolların hızla kullanılması gerektiğini belirtti ve "Başvuru halinde bunların harekete geçmesi sağlanabilecektir. BM'nin harekete geçmesinde farklı farklı ihlaller konusundaki komisyonlara başvuru yapılması gerekir" dedi.

Kürdistan'da devreye konulan savaş konsepti ve soykırım uygulamalarıyla Türkiye'nin tarafı olduğu pek çok uluslararası sözleşmeyi yok saydığını belirten İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım, AİHM'nin savunma istemesinin önemli olduğunu belirtti ve "Etkin iç hukuk yolunun olmadığı meselesi AİHM tarafından nasıl görülecek bilmiyoruz ama tedbir talebinin ardından hükümetten savunma istemesi çok önemlidir" dedi.

'Türkiye taraf olduğu sözleşmeleri ihlal ediyor'

Öncelikle hali hazırda devam eden süreci bir yurttaş, hukukçu, akademisyen olarak savaş değil, devlet eliyle yürütülen bir katliam olduğu yönünde düşündüğünü belirten Zeynep, "Süreçle ilgili hukuki analiz yapabilecek bir durumda değiliz. Ama elimize ulaşan sınırlı sayıda bilgiden dahi Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış tüm insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiğini, Türkiye'nin kendi anayasası başta olmak üzere iç hukukunu ihlal ettiğini, ayrıca Cenevre Sözleşmesi'nin kapsamında koruma altına alınan hakların ihlal edildiğini söyleyebilirim. Bunun dışında bölgeye girişler mümkün olduğunda etraflıca bir şeyler söylenebilecektir" diye konuştu.

Annesinin karnında doğmamış bebekten, öldürülmüş cenazeye kadar tüm hak ihlallerinin muhatabının devlet olduğunu dile getiren Zeynep "Bunun yanı sıra katliamlarla ilgili söz söyleyen herkesin üzerindeki büyük baskı var" şeklinde konuştu.

'Ortak üçüncü madde ihlal ediliyor'

Cenevre Sözleşmesi'nin uygulama alanları ile ilgili farklı hukuki görüşlerin ileri sürülebildiğini dile getiren Zeynep, "Fakat AİHM'in benzer ve diğer kararlarında Cenevre Sözleşmesi'nin 'ortak üçüncü maddesi' etkili olmuştu. Bu da hem sivillere karşı ihlalleri yasaklayan, çatışmayı bırakmış, yakalanmış ve ya yaralı ele geçirilmiş kişilere karşı işkence yapılamayacağı, cenazelere dokunulamayacağı gibi en çekirdek ve temel kısmındır. Dolayısı ile bu madde şu anki katliamlarla ihlal ediyor" diye belirtti.

'Hükümetten savunma istemesi çok önemli'

Devletin devam eden katliamları ile ilgili AİHM' e yapılmış olan 'tedbir talepli' başvuruların olduğunu söyleyen Zeynep, "Sokağa çıkma yasağının kaldırılması üzerinden Anayasa Mahkemesi olumsuz yanıt vermişti. AİHM'e tedbir talepli başvurular oldu. Bunların iki tanesi ile ilgi AİHM Türkiye'den savunma istedi. Hükümet savunmayı verdi ve bunun üzerine mahkeme karar verecek. Ayın 21'ine kadar da esasa ilişkin belgelerin de sunulabileceği söylendi. AİHM'de bu konunun nasıl değerlendirebileceğini bilmiyorum. Çünkü tedbir talebi dışında iç hukukun da tüketilmesi gerekir. Etkin iç hukuk yolunun olmadığı meselesi AİHM tarafından nasıl görülecek bilmiyoruz ama tedbir talebinin ardından hükümetten savunma istemesi çok önemlidir" dedi.

'BM müdahil olabilir'

"Birleşmiş Milletler'e (BM) nasıl başvurular olabilir diye kafa yoran avukatlar var" diyen Zeynep şunları belirtti: "Hem insan hakları üzerinde ki sözleşmeler, hem takiple ilgili özel sözleşmeler var. Hangisi nasıl yapılacak şeklinde avukatların da çalışmaları var. Burada tanıklık ve delil toplama ilgili sıkıtı var. Buna rağmen ben uluslararası yolların hızla kullanılabileceğini görüyorum. BM'nin yetki alanına giren bir komite veya içerisinde ki bir oluşuma başvurulduğu takdirde BM müdahil olabilir. Türkiye'nin taraf olduğu BM İnsan Hakları sözleşmeleri var. Türkiye, bunların ihlal edilmesi hakkında bireysel başvuru hakkı veren protokollere de taraf. Kişiler hem bireysel başvuru yapabilirler hem de bunun yanı sıra İnsan Hakları Konseyi diye bir çatı yapı var. Hepsi kendi konularında uzman raportörler bu çatı altında. Başvuru halinde bunların harekete geçmesi sağlanabilecektir. BM'nin harekete geçmesinde farklı farklı ihlaller konusundaki komisyonlara başvuru yapılması gerekir. Türkiye'de bu farklı hak ihlallerinin yetki alanına giren konularda ihlaller gerçekleşiyor."

Zeynep sözlerini "Türkiye'de yaşayan bir yurttaş olarak önce adalet sonra barış diyorum. Nasıl bir barış olduğu da önem taşıyor. Bu katliam devam ederken ben nefes alamaya utanıyorum" diyerek tamamladı.

(ck-dek/fk)