Sêvê'nin çalışkan Pakize'sinin mücadelesi şimdi annesi ve kardeşinde

09:05

JINHA

ŞIRNEX - Silopi'de katledilen 3 Kürt kadın siyasetçiden biri olan Pakize Nayır'ın annesi kızını anlatırken, Pakize'nin mücadelesini devam ettireceğini haklı davasının takipçisi olacağını söylüyor. Annesi, "Keşke bir 5 yıl daha partiye hizmet etme şansı olsaydı. Ama demek ki nasibi bu kadarmış. Onun mücadelesinden gurur duyuyorum. Pişman değilim, bir damla kanımız olduğu müddetçe onun davasının takipçisiyim" dedi.

Şırnak'ın Silopi ilçesinde 4 Ocak günü yaralı haldeyken infaz edilen 3 Kürt kadın siyasetçiden biri olan Pakize Nayır, 1990 yılında 8 çocuklu bir ailenin 4'üncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarından beri çalışkanlığı ile tanınan Pakize, ailesinin geçimini kolaylaştırmak adına kuaför dükkanı açtı. Bütün ailesine ve köyde olan kardeşine de bakan Pakize, yine aynı yıllarda da parti çalışmaları içerisinde yer alıyordu. Bir süre bu şekilde çalışan Pakize'nin yolu yine aynı gün yan yana infaz edildiği Sêvê Demir ile kesişti. Pakize'nin çalışkanlığından etkilenen Sêvê, "Pakize heval sen bu kadar çalışkansın neden partide daha aktif yer almıyorsun" diye sordu. Sêvê'nin bu sorusundan sonra Pakize, parti çalışmalarında aktif olarak yer almaya başladı. O zamanları Pakize'nin annesi Behiye Nayır anlatıyor: "O ile Sêvê çok samimiydiler. Sêvê de devamlı bizim eve geliyordu. Birlikte çalışıyorlardı. Birlikte örgütleme çalışmalarında yer alıyorlardı. Partileri için birlikte çalışıyorlardı. Birlikte Mala Jinê'yi (kadınevi), akademiyi açtılar. Ne iş olsa Pakize geri durmuyordu. Pakize işine ve davasına sadıktı. Sêvê ile birlikte çalışıyorlardı. Sêvê onun kent meclisi eşbaşkanı olması için de önermişti."

Behiye kızını anlatırken sürekli onun çalışkanlığından bahsediyor. Kızının çocukluğundan beri çalışkan biri olduğunu söyleyen Behiye, "Çok değerli bir insandı. Kuaför dükkanı vardı. Parti çalışmalarına başladıktan sonra da orada da başarılıydı. Partisine sadık bir insandı."

'İsteseydi kendini kurtarırdı ama arkadaşlarını bırakmadı'

Pakize'nin amcasının eşi Seyrani Nayır'da söze girerek şunları kaydediyor: Çalışkandı. Onun çalışmalarıyla başımız dikti. Yurtsever bir insandı. Güvenilirdi, her şeyden önce. Arkadaşlarına çok bağlıydı. Mesela şehit düştüğü olayda da yaralanmıştı. İsteseydi kendisini kurtarabilirdi ama arkadaşlarını bırakmadı."

Anne Behiye, kızının halkı için çalıştığını ifade ederek, "Her zaman halkın içindeydi. Halkımız zor durumda kalmasın diye sürekli çalışıyordu. Nerede bir eksiklik olsa oraya koşuyordu. Halkımız bu bodrumlarda perişan olmasın diyordu. Ben kaç defa kızım hadi gel kendini kurtar, bak devlet üzerinize gelmiş, dedim. Ama o hayır halkımızın içinde olacağız ve sonuna kadar onlara hizmet edeceğiz diyordu" şeklinde konuştu.

'Sêvê yaralı ve biz onu bırakmayacağız...'

Pakize'nin son anlarını anlatan Behiye şunları kaydetti: "O ile Sêvê heval ve birkaç kadın arkadaş daha birlikteydiler. Beni aradılar, etrafımız sarıldı dediler. Ben de teyzenin evi o mahallede oraya gidin dedim. O gece teyzesinin evine gitti ve orada kaldı. Sêvê heval o akşam yanlarında değildi. Ertesi gün Sêvê heval ile diğer birkaç arkadaşı bulundukları yer için 'buradan çıkalım' diyorlar. Sonra birlikte çıkıyorlar. Aşağı mahalleye gelince top patlıyor tahminimce. Heval Sêvê'ye parça isabet ediyor ve yaralanıyor. Onlar da Sêvê heval'i bırakmıyorlar. Milletvekillerini arıyorlar. Gülşen başkan'ı (DBP Silopi İlçe Eşbaşkanı) arıyorlar. Ambulans göndermelerini istiyorlar. Heval Sêvê yaralı ve biz onu bırakmayacağız diyorlar. Demek ki o arada yerlerini tespit ediyorlar. Düşman daha sonra gelip orada infaz ediyor."

Pakize,Fatma ve Sêvê'nin infaz edilmelerinin kabul edilemez olduğunun altını çizen Behiye, "Pakize küçüklüğünden bu yana partinin içerisindeydi. Ama parti çalışanı olarak yer almıyordu. Son iki yıldır kendini partiye adamıştı. Yani siyasi çalışmalardaydı. Başka da bir şey yoktu. Teslim olun deselerdi o şekilde yakalayabilirlerdi. Bunlar siyasetle uğraşan insanlardı farklı bir şey yoktu ki. Ama infaz edilmiş olmaları kabul edilemez. Kalkıp da üç genç kadını infaz ediyorsan bu kabul edilmez" diye kaydetti.

'Onunla Sêvê devamlı gülüyorlardı...'

Behiye, kızını son olarak yasakların ilan edildiği gün gördüğünü anlatarak, "Yasak başladıktan sonra bizler evden çıktık, Pakize ise halkın içine gitti. Hendeklerin ardına gitti. O günden sonra da görmedik. Ama her gün telefonla konuşuyorduk. Düşman çok gelmiş üzerinize dediğim zaman devamlı bana moral verecek şeyler söylüyordu. O ile Sêvê gülüyorlar devamlı. Bana sen de gel bak yemek yapmışız diyorlardı. Halkımızın içindeyiz, sonuna kadar da halkımızın içinde olmalıyız diyorlardı. Zaten o sokakta yaptığı son röportajında da 'kanımızın son damlasına kadar halkımızın yanındayız' diyor. Demek ki nasibi bu kadarmış, kaderi buymuş" diye konuştu.

'Serok Apo'nun başı sağ olsun'

"Bir hafta anlatsam kızımı, bitiremem" diyen Behiye, "Mademki parti çalışmalarına başlamıştı; keşke bir 5 yıl daha partiye hizmet etme şansı olsaydı. Ama demek ki nasibi bu kadarmış. Onun mücadelesinden gurur duyuyorum. Pişman değilim, bir damla kanımız olduğu müddetçe onun davasının takipçisiyim. Serok Apo'nun başı sağ olsun, Kürt halkının başı sağ olsun" şeklinde ifade etti.

'Birlik, birlik, birlik...'

Son olarak Kürt halkına çağrıda bulunan Behiye, şunları kaydetti: "Çağrım gençlere, yaşlılara, kadınlara herkese: Ayağa kalkmalı ve bu davaya sahip çıkmalılar, katliamların önüne geçmeliler. Bizim çocuklarımız öldü başkasının çocukları ölmesin. Kürt halkından isteğimiz budur. Kürt halkı birliğini kurmalı. Birlik, birlik ve birlik diyorum."

'Onun gözünü arkada bırakmayacağız'

Pakize'nin kardeşi Fidan Nayır ise başlarının dik olduğunu ifade ederek, "Kanımızın son damlasına kadar da onun mücadelesinin takipçisi olacağız. Pakize halkına hizmet ediyordu. Bugüne kadar bizleri üzmedi. Bizler de onun mücadelesini sürdürerek, onun gözünü arkada bırakmayacağız" dedi.

Pakize en son 'ölümden öte yok' dedi

Pakize ile arkadaş gibi olduklarını belirten Fidan, "Hiçbir zaman üzmedi bizi. Kuaför dükkanını bana bıraktı, o çalışmalara katıldı. Ben de orayı çalıştırmaya başladım. Pakize herkesin kızı gibiydi. Herkes onu çok seviyordu. Mesela Şengal ve Kobanê savaşlarında da sürekli olarak göç eden halkımızla ilgileniyordu. Onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyordu. Pakize yardım etmede, destek sunmada hiçbir zaman geri durmuyordu" diye konuştu. Pakize'nin infaz edildiği gün konuştuklarını anlatan Fidan, "Katledildiği gün mesajlaştık. 'Nasılsın' diye sordum. O da 'iyiyim' dedi. 'Kendine dikkat et' dedim. O da 'Ölümden ötesi yok. Davamızın takipçisiyiz ötesi yok. Anneme sahip çık' dedi. En son konuşmamız böyle oldu" şeklinde konuştu.

'Korucular ve halkına ihanet edenler geri dönsünler'

Devlete, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a herhangi bir çağrının olmadığını söyleyen Fidan, "Ben sadece koruculara, halkına ihanet edenlere çağrıda bulunuyorum. Ne kadar geç de olsa geri dönsünler o yoldan. Artık hainlik yapmasınlar. Kürt halkı da ayağa kalksın ve bu katliamlara göz yummasın" diye ifade etti.

(dk-aı/fk)