JINHA

ANKARA - Bugün barış talebini dile getiren bin 128 akademisyen, önce yandaş medya ardından da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 'hain' ve 'ihanet eden' ilan edildi. Bundan 32 yıl önce de bin 383 aydından demokrasi talebi için imza toplamış ve dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından 'hain' ilan edilmişti. Mevcut iktidar, 12 Eylül darbesinin devamı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oluyor.

Kürdistan'da süren abluka ve katliamları 'dur' demek için Türkiye ve yurtdışından bin 128 fazla akademisyenin imza attığı "Barış İçin Akademisyenler Girişimi"nin açıklamasının ardından, önce yandaş medya ardından da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan akademisyenleri hedef gösterdi. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasının ardından ise Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Genel Kurulu, akademisyenlerin barış bildirisi ile ilgili olarak rektörleri ve Üniversitelerarası Kurul'u topladı. Toplantının ardından YÖK, "Teröre destek veren bildiri ile ilgili olarak hukuk çerçevesinde gereği yapılacak" açıklamasını yaptı.

Bugün medyanın ve Cumhurbaşkanının hedefi haline gelen akademisyenlerin barış talebi ve faşizm karşıtlığı üzerine yapılanlar, Türkiye devletinin en faşizan yöneltiği dönemlerden biri olan darbe döneminde de yapılmış, hatta dönemin Cumhurbaşkanı darbeci Kenan Evren, 1984'de demokrasi talep eden bin 383 aydını hedef göstermişti. Bugün Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklama, 32 yıl önce yapılan açıklamayla oldukça benzer durumda. Bu durum, mevcut iktidarın yalnızca söylemleriyle değil, aynı taleplerde bulunulduğu için uygulamalarıyla da 12 Eylül'ün bir devamı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. O dönem, aydınlardan 59'una dava açıldı ve dava tam 19 ay sürdü. 7 Şubat 1986 tarihinde bütün sanıklar beraat etti.

32 yıl aradan sonra benzer söylem: Hain

1984'de bin 383 aydının demokrasi talep eden dilekçesine dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in cevabı: "Vatan hainliği yapan bazı aydınlarımız var. Ne yapayım ben böyle aydını? Bu millete hükmetmek için aydın olmak gerekmez. Son padişah Vahidettin de aydındı. Ama memleketi düşmanlara teslim etti. Ne yapayım ben böyle aydını?”

2016'da bin 128 akademisyenin acil barış talebi içeren bildirisine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın cevabı: "Bu aydınlar gelişmeleri takip etmek üzere yabancıları ülkemize davet ediyor. Bunun adı müstemleke zihniyetidir. Bunun adı mandacılıktır. Bu zihniyetin ihanetiyle 100 yıl önce de karşılaştık. O zamanlar da kendisine aydın diyen ve ülkemizi sadece yabancıların düzeltebileceğini söyleyen bir güruh vardı Bu aydın müsveddeleri kalkıp devletin bir katliam yaptığından bahsediyor. Ey aydın müsveddeleri, siz karanlıksınız karanlık. Aydın falan değilsiniz. Sizler oraların adresini bilemeyecek kadar karanlık ve cahilsiniz.”

(sy/fk)