Kampüs Cadıları'ndan 'Sur'a ses ver' kampanyası

09:05

JINHA

AMED - Sur'da 43 gündür devam eden sokağa çıkma yasaklarıyla zor durumda kalan insanlara Kampüs Cadıları ve üniversite öğrencileri tarafından dayanışma kampanyası düzenlendi.

Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 43 gündür devam eden sokağa çıkma yasakları ve artan sivil, çocuk ölümleriyle birlikte yasak durumu tüm şehri etkilemiş durumda. İlçeye tank ve top atışları nedeniyle yurttaşların evleri yakılıp, yıkıldı. 18 sivilin yaşamını yitirdiği ilçede insanların can güvenliği kalmazken, yurttaşlar yakılıp, yıkılan evlerinden çıkmak zorunda kaldı. Yanlarına tek bir eşyalarını bile alamadan evlerini bırakan yurttaşlar, kendi kentlerinde zor koşullar altında hayatlarına devam ediyor. Özellikle çocuklar durumdan çok etkilenirken, Kürdistan'ın çoğu bölgesinden insanlar özyönetim alanlarında yaşayan ve mahallesinden çıkanlar için dayanışma kampanyaları düzenliyor.

Yurttaşlara çağrı yapılıyor

Sur'da yaşananlara sessiz kalmak istemeyen üniversite öğrencileri ve Kampüs Cadıları 'Sur'a ses ver' şiarıyla dayanışma kampanyası başlattı. Sur'daki yurttaşlarla dayanışmak ve destek olmak isteyen öğrenciler yurttaşlara da bu konuda çağrı yapıyor. Destek kampanyası kapsamında yiyecek, içecek ve para yardımları toplanıyor.
Kampanya hakkında konuşan üniversite öğrencisi Leyla Dakçık "Biz buradan Sur'u görüyoruz, silah çatışma seslerine tanık oluyoruz. Orada neler yaşandığını az çok biliyoruz. Biz de bir ses vermek için 'Sur'a bir ses ver' kampanyası başlattık. Oradan göç eden ve evleri bile olmayan insanlara buradan yiyecek giyecek ve para desteği yapıyoruz. Daha çok çocuklara yönelik kampanya yürütüyoruz. Bu kampanyayı yürütürken çok büyük zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Bize izin verilmiyor insanlar korkuyorlar ve kaçıyorlar" dedi.
Herkesin vicdanını dinleyerek elini taşın altına koyması gerektiğini ifade eden Leyla, "Biz Kampüs Cadıları ve üniversiteli kadınlar olarak bu duruma sessiz kalmadık, yardım kampanyamız devam edecek ve pes etmeceğiz" dedi.

'Sur artık her yerde'

Kampüs Cadıları'ndan Pınar Küçükkaya da, ilçeden gelen patlama ve silah seslerini sürekli duyduklarını ifade ederek, "Gerçekten de Sur tam karşımızda ve biz her gün çatışma sesleriyle uyanıyoruz. Buna daha fazla sessiz kalamazdık. Aslında Sur artık her yerde ve Diyarbakır'ın tamamında yasak olmasa bile bu savaş tüm şehre yayılmış durumda. Sur bir savaş alanı ve savaşta insanlar yiyecek ve içecek bulamıyor. Yaşamını yitiren çocuklar dışındaki çocuklar da ya soğuk havadan ya da açlıktan ölecek. Bu yardımlar inşallah istediğimiz yerlere gidecektir. Biz de buradan ne topladıysak onlara ulaştırmaya çalışıyoruz. İçerde izin verilmediği için kampanyamızı yurt durağında yapmak durumunda kalıyoruz" ifadelerini kullandı.

'İnsan olmakta ideoloji aranmaz'

Kampanyayı zorlu koşullar altında yaptıklarını söyleyen Pınar, desteğin yanında kendilerine yönelik tehditler de olduğunu ifade etti. "İnsanlar sırf içinde Sur geçtiği için bile bize ters baktıkları oluyor" diyen Pınar, polisler tarafından da tehdit edildiklerini ifade etti. Pınar "Polisler bize bunu bir ideolojiye bağlı olduğumuz için yaptığımızı düşünüyor ama bunda bir ideoloji yok, insanlıkta bir ideoloji yok. 'Çocuklar ölmesin' demek bir ideolijiye bağlı kalmak mıdır? Polisler az kişi olmamızdan dolayı bize şiddet uyguladı. Ben buradan kendisini insan olarak gören herkese sesleniyorum. Vicdanlarını dinleyip Sur'da ki insanlara el uzatmaları gerekiyor" dedi.
Yardımlarını kendi eleriyle insanlara vereceklerini söyleyen genç kadınlar kampanyalarını tüm şehre yayacaklarını ve destek beklediklerini söyledi.

(mm-tt/gc)