'Devlet bin bir oyunla bizi kandırdı'
09:09
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - Çocuklarının cenazelerini almak için 12 gündür açlık grevlerinde olan aileler, dün cenazelerini almak için Sur'a götürüldü ancak "güvenlik" gerekçesiyle verilmedi. "Devlet bizi kandırdı" diyen aileler tepkili.
Sur ilçesinde halkın 43 gündür direnişi devam ederken, 22 Aralık tarihinde Sur ilçesinde katledilen Mesut Seviktek, İsa Oran'ın, 30 Aralık'ta katledilen Ramazan Öğüt'ün ve 8 Ocak'ta katledilen Rozerin Çukur'un cenazeleri hala ailelerine teslim edilmedi. Cenazelerin dün teslim edilmesi adına valilik tarafından 2 saatlik yasağın kaldırıldığı söylense de ailelerin tüm girişimine rağmen mahalleye girişler engelledi. 12 gündür açlık grevinde olan ve cenazelerini alamayan aileler devletin oyununa geldiklerini ve cenazeler üzerinden kirli politikaların hayata geçirildiğini söyledi. Rozerin Çukur'un (16) annesi Fahriye Çukur, Rozerin'in ilk çocuğu ve ilk göz ağrısı olduğunu söyledi.
'Ben kızımın resmini elime aldım başka analar almasın'
Lise son öğrencisi olan Rozerin'in en büyük hayalinin Psikolog olmak olduğunu dile getiren Fahriye, çocuğunun duygusal ve topluma bağlı bir çocuk olduğunu ifade etti. Fahriye, "Kestiğimiz tavuk etini dahi yemezdi ve 'Sizde vicdan yok. Siz nasıl bu tavuğa kıyıp onun etini yiyorsunuz' derdi. Biri et yediği zaman ağlıyordu ve gözyaşları akıyordu. Ama başbakan ona ve bu gençlere acımadı. Her gün gençleri öldürüyor. Masum insanları öldürüp 'terörist' ilan ediyor. Benim kızım kendi üniformasıyla vurulmuş. Üniforma üzerinde olan bir öğrenci nasıl oluyor da 'terörist' ilan ediliyor. Ben bir anne olarak buradan sesleniyorum tüm dünyaya artık sesimizi duysunlar. 23 gündür cenazelerimiz yerde insanlık ölmüş kimse sesini çıkarmıyor. Bir anne olarak bu acımla bile barış istiyorum. Ben çocuğumun resmini almışım kucağıma başka analar almasın" dedi.
'Anneler cenazeleri alacak diye seviniyor insanlık ölmüş'
"Devlet ne istiyor bizden" diye soran Fahriye, cenazeler üzerinden politika yapan bir devletin karşısında halkın silahlanmasının doğal olduğunu vurguladı. Cenazeler üzerinden oynanmaya devam ederse anneler olarak silahlanacaklarını dile getiren Fahriye, Rozerin için gözyaşı dökmediğini ve çocuğuyla gurur duyduğunu arkasında dik duracağını kaydetti. Barışa da savaşa da ölüme de hazır olduklarına vurgu yapan Fahriye, tüm anneleri açlık grevine davet etti. Sadece çocukları katledilen annelerin değil tüm annelerin katliamlara karşı açlık grevine destek vermesi gerektiğinin altını çizen Fahriye, "Yalnız buradaki anneler bu eziyeti çekmemelidir. Bütün annelerin bizim acımıza ortak olmaya ve sahip çıkmaya çağırıyorum. Bugün valilik izin verdi cenazelerimizi almamız için ve bunu duyduğumuzda çok sevindik. Düşünün artık bir anne çocuğunun cenazesini alacağı için seviniyor. Böyle bir şey olur mu? Bu an insanlık ölmüş demektir. Ancak çocuklarımızın cenazeleri alınmadı. Biz cenazelerin tuzaklandığını düşünüyoruz. Halkımız oraya çekip öldürmek istiyorlar ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz" diye konuştu.
'Annelerin çığlıklarını duyun'
Ramazan Öğütün halası Zara Baran, cenazelerin alınacağını duydukları an sevindiklerini dile getirerek, cansız bedenleri alırken sevinen bir ülke yaratıldığı için herkesin utanması gerektiğini söyledi. "Cenazelerini almak için bile sevinen anneler Türkiye'de var" diyen Zara, vicdanı olan herkesin açlık grevinde olan annelerin çığlıklarını duyması gerektiğini vurguladı. Tüm girişimlere rağmen cenazelerini alamadıklarını ifade eden Zara, bugün yasağın kaldırılmasının oyun olduğunu ve devletin kendilerini kandırdığını kaydetti. Cumhurbaşkanın cenazeler üzerinden iradelerini teslim almaya çalıştığını dile getiren Zara, "Bizi esir alamaz. Biz var olduğumuz sürece burada olacağız ve ölene kadar da olsa eylemimizden vazgeçmeyeceğiz. Sırf Kürt olduğumuz için bize bu işkenceyi yaşatıyor. Çocuklarımızı tank ve toplarıyla vuruyor ve katlettikleri cenazeleri vermiyorlar. Demek ki cenazelerimizden de korkuyorlar ama biz korkmuyoruz. Ramazan, Rozerin, İsa ve Mesut katledilmiş olabilir ancak bu halk bitmez. Hiç bir güç bizi mücadelemizden geri adım attıramaz" dedi.
'Devlet bin bir oyunla bizi kandırdı'
Mesut Seviktek'in ablası Güler Seviktek, cenazelerin alınacağını duydukları an bir ağlayıp bir güldüklerini söyleyerek, kendilerine yaşatılan vahşetin boyutunu kimsenin görmek istemediğinin altını çizdi. Devletin bin bir oyunla kendilerini kandırdığına vurgu yapan Güler, devletten beklenti içinde olmanın saçmalık olduğunu ve güvenmekle hata ettiklerini belirtti. Güler, "Heyecana girdik bir an sanki çocuklarımıza kavuşuyoruz gibi hissettik. Gidip onları görecekmişiz gibi olduk. Onları hala sağ oldukları gibi hayal ediyoruz. Oysa 23 günde nasıl bir hala geldiklerini düşünmedik. Belki onlara çok işkence yapılmış ama biz onları ilk gün gibi hayal ediyoruz. Bu işgalci devletin yaptıklarını asla unutmayacağız. Tamam dedikleri heyeti eli boş gönderiyorlar. Ancak bunu iyi bilsinler ki bizim cenazelerimiz bir yılda orada kalsa biz yinede mücadelemizden geri dönmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Erdoğan'da kendi eliyle kendine darbe vurmuştur'
12 gündür açlık grevinde olduklarını ve cenazelerine ilişkin hiçbir bilgi alamadıklarını belirten İsa Oran'ın annesi Zahide Oran, devlet yetkililerin Kürt halkının cenazelerine dahi tahammül edemediklerini ve korktuklarını söyledi. Kürt halkının katledilmesine tüm insanlığın sessiz kaldığına vurgu yapan Zahide, Kürt annelerinin askerlere dahi siper olurken asker annelerinin kendilerine yaşatılan vahşete sessiz kalmasını kınadı. Zahide, "Açlık grevimizi sonuna kadar sürdüreceğiz ama cenazelerimiz verilmediği süre içinde bunu ölüm orucuna çevireceğiz. Çocuklarımız için her şeyi yaparız çünkü biz onları para ile satmadık. Çocuklarımız vicdanları ile gittiler. Zulmü kabul etmedikleri için gittiler. Kürtçe de bir deyim vardır, 'kendi elinle kendine vurduğun darbenin ilacı, dermanı yoktur' derler. Erdoğan'da kendi eliyle kendine darbe vurmuştur. Çocuklarımızı kendine düşman etmiştir. 14-15 yaşında ki çocuklarımız bile zulmü kabul etmeyip bedenlerini siper ediyor, Erdoğan'ın zulmüne direniyor. Onun askerleri 50-60 yaşlarında bizimkiler ise 15 -20 yaş arasında bakmaya kıyamadığın gençlerimiz şehit oluyor" diyerek ateşin sadece kendilerini değil herkesi yakacağını ifade etti.
(şa/gc)