'Tırmanan kadın katliamları faşizmin son çığlıkları'

09:08

Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL - Devletin kadın üzerinde yoğunlaştırdıkları katliamları faşizmin son çığlıkları olarak değerlendiren kadınlar, "Leylaların, Beselerin, Sêvêlerin mücadelesini sürdüreceğiz" dedi.

Kürtajdan, kahkahaya kadar kadın bedeni hakkında her sözü söylemeyi kendine hak gören erkek siyaseti, savaş koşullarında da önce kadınları, örgütlü kadınları hedef alıyor. Günay Özarslan, Dilek Doğan, Dilan Kortak, Yeliz Erbay ve Şirin Öter Türkiye'nin metropollerinde katledilirken, abluka altındaki Silopi'de de Kürt kadın hareketi ve siyasetinin mücadelesini veren Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar aynı zihniyet ve yöntemlerle katledildi. Yaşamlarını kadın özgürlük mücadelesine adayan kadınları geride kalanlar, "Onların katledilmesi bizim için devrimin ve direnişin nedenidir" diye takip ediyor.

'Kürt kadınından korkma ürkme var'

Katliamların özellikle kadınlar üzerine yoğunlaşmasını "Aslında tüm devrim tarihleri incelendiğinde bilinir ki faşizmin ilk vurduğu veya faşizmin ilk darbelemeye çalıştığı kesim direnen kadın gerçekliğidir" şeklinde yorumlayan KJA üyesi Derya Arslan, "Gerçekleşen katliamlar bize şunu gösteriyor; bir firanvunun devrilmesi ve devrilmesinin çığlığının git gide yükselmesi bu süreçte gerçekleşen katliamların temel nedenlerinden biridir" dedi.

"Diğer taraftan bu süreci faşizmin son çığlıkları olarak da nitelendirmek mümkün" diyen Derya, "Bu anlamıyla başta Sakine Cansızlar olmak üzere ve son olarak Sêvê ile birlikte iki kadın yoldaşımızın katledilmesi bizim açımızdan devrimin ve direnişin bir nedenidir. Türkiye cephesinde yer alan tüm Kürt kadınlarını ve Türk kadınlarını bu sürecin bir parçası olmaya, direnişin bir parçası olmaya davet ediyoruz. Bugün ve bundan sonraki tüm devrim süreçleri, devrim günleri bizim açımızdan sokaklarda direnişle ve büyük mücadelelerle yürütülecektir" dedi.

'Kürtsüz demokrasi, kadınsız devrim olmaz'

KJA üyesi Gülistan Aydın da "Dünyada birçok devrimler var. Bu devrimlerde illaki aktif rol alan birçok kadın var. Ama Kürt kadınının rolü ve misyonu özellikle Kürdistan devriminde çok başka bir boyuttaydı" dedi. PKK'nin ilk kurucularından Sakine Cansız'la kadın katliamlarının startının verildiğini belirten Gülistan, "Sakine Cansızların katledilişinde sonraki sürece baktığımızda peşkeşe gelen bir kadın kırımı gerçekliği var. Özellikle Kobanê'de açığa çıkan Kürt kadın direnişi, mevcut eril zihniyeti korkunç ürküttü ve tedirgin etti. Ekin Wan şahsında kadın bedeni üzerinden katliamlar devam etti, İstanbul'da son bir ayda evleri basılıp sadece tutuklanabilecek kadınlar vardı ama o kadınlar evde infaz edildiler" diye konuştu.
Devletin ilk örgütlü kadınları hedef aldığını vurgulayan Gülistan, "Katledilen kadınlar karşısında hem üzüntü hem de gurur duyuyoruz. Bu mücadele Leyla Qasımlardan, Bese Analardan, Sakine Cansız'lardan başladı biz de bıraktıkları yerden devam ettireceğiz" dedi.

'Kadın mücadele sahasından silinmek isteniyor'

"Son üç aydır Suruç'la Türkiye ve Kürdistan'da bir katliam var. Özellikle Kürt halkına dönük topyekûn bir savaş var" diyen Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Fadime Çelebi, "Batıda ses çıkaranların da üzerinde büyük bir baskı var" şeklinde konuşarak, katliamlara ses çıkaranların da susturulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
AKP'nin tamamen kadın düşmanı siyaset izlediğini aktaran Fadime, kadının evine kapatılmaya çalışılarak siyasetten izole edilmek için uğraşıldığına vurgu yaptı. "Kürt kadınının öz yönetim fikri, öz yönetim fikri üzerinden hendeklere sahip çıkması, kadının savaşması, barikat olması AKP'nin işine gelen bir siyaset değil" ifadelerini kullanan Fadime, kadınların mücadelelerini canları pahasına savunduklarını, bu örneği de Sêvê, Pakize ve Fatma, Şirin ve Yelizlerin verdiğini ifade etti. Fadime son olarak "Yaşamını halkı uğruna, öz yönetim uğruna ortaya koyan kadınları da buradan selamlıyoruz" dedi.

(öç/gc)