JINHA

İSTANBUL- "Bu suça ortak olmuyoruz" diyen akademisyenlerden Nil Mutluer, metnin içeriğinden çok binden fazla akademisyenin ortak bir taleple bir araya gelmesinin önemini vurgulayarak, "Demek oluyor ki herkesin acil bir çağrısı var" dedi.

"Bu suça ortak olmuyoruz" şiarı ile barışa imza atan 89 ülkeden bin 128 akademisyen ilk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 'vatan haini', 'sözde aydın' gibi söylemlerle hedef haline getirildi. Ardından gelişen süreçte ise akademisyenlere yönelik adeta 'cadı avı' başlatıldı. Kocaeli, Bursa ve Bolu'daki akademisyenler gözaltı terörü ile karşı karşıya kalırken, Gazi ve Selçuk üniversitelerindeki akademisyenler ise kapılarına asılan notlar ile tehdit edildi. Tüm bunlara karşın akademisyenlere, feministler, gazeteciler, hukukçular, LGBTİ örgütleri, meslek odaları gibi pek çok kurum da desteklerini açıkladı.

"Bu suça ortak olmuyoruz" diyen akademisyenlerden Nil Mutluer, metnin içeriğinden ziyade Kürdistan illerinde ki katliamlara karşı bir ses yükselmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Artık kimsenin ölmemesini istediğini ifade eden Nil, "Çocuk, kadın, yaşlı, asker, gerilla, polis, sivil kimsenin ölmesini istemiyorum" dedi.

Binden fazla akademisyenin ortak bir metinde buluşmasının normal şartlarda imkansız olduğunu dile getiren Nil, " Bu demek oluyor ki herkesin acil bir çağrısı var. Bu artık bir şeylerin istenmediğinin göstergesidir. Yoksa bin tane farklı düşünceden akademisyenin anlaşabilmesi zaten mümkün değil. Metnin içeriğini tartışmanın bir anlamı yok asıl mesele budur" diye belirtti.

İlk olarak bir linç kampanyası ile karşılaştıklarını ve özellikle küçük şehirlerdeki akademisyenlere yönelik tehditleri hatırlatan Nil, "Yapılan muamele demokratik ülkelerde görmek istemediğimiz bir manzaradır. Hukuk devleti bütün mekanizmaları ile devreye girsin ve şiddet son bulsun" dedi.

(ck/fk)