Kayıp yakınları: Akademisyenlerin 'suç'una ortağız
14:10
JINHA
HABER MERKEZİ - Bu haftada "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" diyerek, alanlara çıkan ve faili meçhul ve gözaltında kayıpların sorumlularının açığa çıkarılıp yargılanmasını isteyen kayıp yakınları, Kürdistan'da devlet eliyle yeni ölümler yaşandığını belirterek, barış istediği için haklarında 'modern çağın cadı avı' başlatılan akademisyenlerin 'suç'una ortak olduklarını belirtti.
DİYARBAKIR
İHD ve kayıp yakınların "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 362'ncisi, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD'liler, kayıp yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde 1994 yılında, köy baskını sırasında yol gösterme bahanesiyle askerlerce alıkonulan ve daha sonra ise infaz edilen Enter Özdemir ve Bapir Çıtak'ın faillerinin bulunması ve cezalandırılması talep edildi. Oturma eylemi öncesi konuşan İHD MYK Üyesi ve Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, çatışmaların çözüm getirmediğini söyledi ve "Çözümün ancak oturup konuşarak ve anlaşarak sağlanabileceğini söylüyoruz. Ancak görünen o ki, geçmişte yaşanan ölümlerden ve gözyaşından ders alınmamış. Bu gün yine bir savaş hali. İnsanlar yine ölüyor. Her yerde kan akıyor. Ağustos ayından bu yana 170 can, sivil insan yaşamını yitirdi. Bunların 30'u çocuk, 40'ı kadın. Sur'da, Silopi'de, Cizre'de tanklarla, toplarla, modern silahlarla bu savaş hali hala devam ediyor, hala insanlar ölmeye devam ediyor. Her sıkılan kurşun, bir yerde bir can'ı alıyor. Bunu kabul edemeyiz. Yaşam hakkı bizim için kutsaldır" diye konuştu.
"Bu suça ortak olmayacağız" diyen akademisyenlere açılan soruşturmaları hatırlatan ve savaş politikalarına karşı toplumsal barış talebinde bulunan insanların, kesimlerin haksız soruşturmalara maruz kaldığını belirten Abdusselam, "Bir grup insan çıkıp 'barış istiyoruz' dedi ve haklarında soruşturma başlatıldı. Bu ülkede barış istemek, insanlar ölmesin demek suç. Bunu asla kabul edemeyiz" dedi.
BATMAN
Batman'da İHD ve kayıp yakınlarının "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemi 362. haftasında devam etti. Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilen ve DBP yöneticileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, insan hakları aktivistlerin de destek verdiği eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Açıklama yapan Batman İHD Başkanı Mehmet Bağadır, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan akademisyenlere yönelik linç girişimlerinı kınadı. Mehmet, "Bu ülke demokrasiyi yaşayamayacak; çünkü tek bir adamın ağzından çıkan talimat olmaksızın hakim ve savcılar görev başına gelmemektedir. Devleti ve hükümeti anayasa ve taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış haklara uymaya çağıran aydınlar neden hain ilan ediliyor çok iyi biliyoruz. Çok iyi biliyoruz; çünkü biz katillerimizi tanıyoruz" diye konuştu.
"Müzakere ve kalıcı bir barış çağrısı yapan akademisyenlerin evlerinden ve fakültelerdeki odalarından yakalanarak gözaltına alınıp kelepçelenerek ve haklarında soruşturmalar, görevden uzaklaştırmalara başvurulması modern çağın cadı avından başka bir şey değildir" diyen Mehmet, "Yine herhangi bir taraf belirtmeden çocuklar ölmesin diyen Ayşe öğretmenin aynı kesimler tarafından önce linç kampanyasına maruz kalması ardından hukuksuz olarak soruşturmaya tabi tutulması çocukların ölmesinden çıkar sağlayan zihniyetlerin geldiği son aşamadır" diye konuştu. Açıklamanın ardından kayıpların faillerinin yargılanması talebiyle 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.
YÜKSEKOVA
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) öncülüğünde bir araya gelen kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 91'incisini gerçekleştirdi. Süleyman Aksu Sokağı'nda gerçekleştirilen ve kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Yüksekova Şubesi yönetici ve üyeleri, Yüksekova Barış Anneleri Meclisi üyeleri, kayıp yakınları ile insan hakları aktivistleri katıldı. Kaybedilenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan eylemde bu hafta, 1996 yılında Yüksekova'da gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Abdullah Canan'ın failleri soruldu. Eylemde ilk olarak söz alan İHD Yüksekova temsilcisi Muhyettin Önal, " Biz her hafta burada adalet istiyoruz, katiller yargılanmadan, failler bulunmadan biz bu davamızdan vazgeçmeyeceğiz" dedi ve barış çağrısı yapan akademisyenlere destek olduklarını söyledi.
Ardından Abdullah Canan'ın oğlu Tayyüp Canan ailesi adına konuştu. Tayyip, "Bugün babam Abdullah Canan'ın katledilişinin 20. yıldönümü ve dünyada en zor şey bir insanın zalimlerce katledilen babasının veya bir yakının hikayesini anlatmaktır. Babamın katilleri olan Yüksekova Çetesinin Elebaşı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul, Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve İtirafçı Kahraman Bilgiç cezaevinde bulunması gerekirken katil unvanları ile beraber aramızda dolaşıyorlar" ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'na başvurduklarını söyleyen Tayyip, "Babamın işkence görmüş ve 7 kurşunla öldürülmüş cenazesini Esendere yolu üzeri Kısıklı (Dilezi) Karakolu yakınında ağzı kapalı, elleri bağlı olarak bir menfezin altında bulduk. Onursuz yaşamaktansa ölmeyi tercih ettin. Seni hep özlüyoruz yiğit ve güzel insan ruhun şad olsun. Sevgili babam Abdullah Canan" şeklinde konuştu. Eylem, kayıp yakınlarına Abdullah Canan'ın çocukları tarafından karanfiller dağıtılması ve ardından 5 dakikalık oturma eylemi ile sona erdi.
(ga-za/fk)