İstanbul'da kadınlar özsavunmayı tartıştı

18:58

JINHA

İSTANBUL - Kadın Özgürlük Meclisi tarafından düzenlenen 'Özsavunma Forumu'nda konuşan KJA aktivisti Ayşe Gökkan ile akademisyen Nazan Üstündağ, Kobanê ve Şengal örneğini vererek, kadınlar için özsavunmanın önemine dikkat çekti.

Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM) Eğitim Sen 2 Nolu Şube'de Ayşe Gökkan ve Nazan Üstündağ'ın katılımıyla 'Özsavunma Forumu' düzenledi. Forumda ilk olarak konuşan KJA aktivisti Ayşe Gökkan, kadının özsavunmasını geliştirdiği alanlarda devletin korktuğuna değinerek, "Bir yerde kadın ne kadar güçlüyse iktidarın saldırıları da o kadar şiddetleniyor. Nerede kadın daha güçlü bir irade sergiliyorsa orası diğer yerlerden daha fazla bombalanıyor. AKP'nin kadın düşmanı bir iktidar olduğunu herkes biliyor. AKP-DAİŞ işbirliğinin de en önemli nedeni budur. DAİŞ de önce kadını hedef alan bir zihniyete sahip ve bu ittifak tesadüf değil. Kürdistan'da 40 yıldır devam eden kadın özgürlük mücadelesi var. Hem devlet hem de DAİŞ bunu çok iyi biliyor. Bu nedenle hedef her zaman güçlü olan oluyor" diye belirtti.

'Kadınlar şiddete karşı örgütlenmeli'

Kobanê direnişinde kadının ağırlıkta yer aldığına ve mücadelenin sembolü olduğuna dikkat çeken Ayşe, "Bu nedenle Kobanê'de kadınlar sonuna kadar kendisini örgütlemeye ve özsavunmasını geliştirmeye devam etti. Şengal'de ise kadınlar örgütlü değildi ve özsavunmalarını geliştirmemişlerdi. Bu nedenle katliam yaşandı ve ardından kadınlar kaçırıldı. Şimdi bir örgütlü bir de örgütsüz örneğimiz oldu. Biz bunlardan çok iyi deneyimler çıkardık" şeklinde ifade etti. Ayşe, Kürdistan'da ilan edilen özyönetim ve hayata geçirilmek istenen 8 boyutun dünyanın birçok yerinde deneyimlendiğini ve yine bu 8 boyutun hiçbir ulus devlet tarafından kabul edilmediğini ifade etti. Ulus devletin sorunları çözmediğini ve evrensel bildirgelerin çiğnenmesi anlamına geldiğini sözlerine ekleyen Ayşe, "Bizler özyönetim ilanı ile birlikte tüm dünyada hazırlanan bildirgelerin boyutlarını hayat geçirmeye çalışıyoruz. Kadının özsavunmasını ve örgütlüğünü sağlamaması halinde kadına yönelik şiddetin bitmeyeceğini biliyoruz. Çünkü devlet değişmiyor ve yasalar işlemiyor. O nedenle inisiyatifin yerellere verilmesi gerektiğini savunuyoruz" şeklinde konuştu.

'Kürdistan'da her zaman kadınlar öncü oldu'

Ayşe Gökkan'ın ardından forumda konuşan akademisyen Nazan Üstündağ ise, Arap baharında ilk sokağa çıkanların kadınlar olduğuna vurgu yaparak, "Tıpkı Rojava'da olduğu gibi Arap baharında da ilk kadınlar sokağa çıktı. Tutuklananlar, işkence görenler, katledilenler, gözaltında taciz ve tecavüze maruz kalanlar oldu nitekim bu kadınlar Türkiye ve diğer ülkelerde şu anda göçmen konumundalar. Kürdistan'da her zaman kadınlar öncü oldu bugün de yine öncü olanlar kadınlardır. Yine aynı şekilde gezi direnişinde kadınları sokaklarda gördük" dedi.

'Kürt halkı ulus devlete karşı mücadelesini büyütüyor'

"Arap baharında sokakları tutan o kahraman kadınlara ne oldu" diye sorun Nazan sözlerinin devamında şunları belirtti: "O zamanın bütün lider kadınları cezaevlerine atıldı, toplu tecavüzlere maruz kaldı ve ailelerinden uzaklaştırıldı. Büyük bedeller ödediler ve Tunus ve Libya dışında hiçbiri geçiş hükümetlerinde yer alamadı. Tüm bu yaşananlardan sonra kadınların kendilerini korumaları gerektiği fikri açığa çıktı. Ulus devlet, kapitalist anlayış ve ataerkil düzen, kadınlar üzerinden, yoksullar üzerinden, sınırlar üzerinden kendini yeniden tahkim ediyor. Burada tam da Kürdistan örneği karşımızdayken özsavunmamızı geliştirmememiz gerekiyor. Kürdistan'da halk özsavunma fikrini çok daha evvelden geliştirdi. Kürt halkı özsavunma, özyönetim ve haklararası müzakere üçlüsü ile ulus devlet, kapitalist anlayış ve ataerkil düzen üçlüsüne karşı mücadelesini büyütüyor."

(sg-dek/mg)