JINHA

WAN - Kürdistan'ın il ve ilçelerinde uygulanan sıkıyönetim uygulamaları ile barış çağrısında bulunan akademisyenlere soruşturma açılmasına tepki gösteren KESK, DİSK ve TMMBO, saldırılara karşı açlık grevi başlatıyor.

Kürdistan'ın birçok merkezinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları, gerçekleşen katliamlar ve akademisyenlerin barış çağrılarına gözaltılar ile cevap verilmesi Van KESK, DİSK, TMMOB tarafından düzenlenen basın toplantısıyla kınandı. KESK binasının konferans salonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan KESK Dönem Sözcüsü İbrahim Çelik, "Yaşamak yaşatmak istiyoruz" cümlesiyle sözlerine başlayarak, 16 Ağustos 2015 tarihinden bu yana Diyarbakır, Şırnak ve Mardin başta olmak üzere Kürdistan'ın birçok il ve ilçesinde halkın insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını kaydetti.

İbrahim, "Hakkari, Muş, Elazığ ve Batman'ında aralarında bulunduğu toplam 7 ilde en az 19 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 58 gün sokağa çıkma yasağı ilanı gerçekleşmiştir. Bu yasaklardan etkilenen 1 milyon 377 bin kişinin en temel yaşam ve sağlık hakları ihlal edilmiş olup yine Türkiye insan Hakları Vakfı (TİHV) Dökümantasyon Merkezi verilerine göre yaklaşık 5 ay içerisinde en az 162 sivil, (29'u kadın, 32'si çocuk, 24 kişi 60 yaş üstü) sadece resmi sokağa çıkma yasağı ilanı olan zaman dilimleri içerisinde yaşamlarını yitirdiler" dedi.

'Tek dilekleri yaşamak'

Diyarbakır'ın Sur, Mardin'in Dargeçit, Şırnak'ın Cizre, Silopi ve yine Mardin'in Nusaybin ilçelerinde son bir ay içinde en az 170 sivilin katledildiği bilgisini veren İbrahim, tanıkların ifadelerine dayanarak ulaştıkları bilgileri paylaşarak, "En az 22 kişi kendi evinin sınırları ilçesindeyken, açılan ateş ve tanklardan atılan mermilerinin evlerine isabet etmesi veya sokağa çıkma yasağının yarattığı ortamın doğrudan etkisi ile sağlık sorunları sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir. Bu acı tablodan yola çıkarak Diyarbakır'da, Siirt'te, Şırnak'ta yaşama tutunabilmenin neredeyse tek dilek haline geldiğini söyleyebiliriz" şeklinde konuştu.

'Barış isteyen akademisyenlere soruşturma açıldı'

Çatışma bölgelerinde yaşayan kadın, çocuk ve yaşlıların tek dileklerinin sağlıkları olduğunu söyleyen İbrahim, bölgedeki insanların yaşamlarını tank, top ve silah sesleri altında geçirdiklerini ifade etti. İnsanların uzatılan yasak ve saldırılar nedeniyle ekmeksiz ve susuz kaldıklarını belirten İbrahim, insanların sağlık haklarından faydalanamadıkları, hamile kadınların dahi hastaneye ulaştırılmadığını söyledi. Öğrencilerin de eğitim haklarının gasp edildiğini kaydeden İbrahim, yerel yönetimlerin de hizmetlerinin engellendiğini sözlerine ekledi. İnsanların savaşın tüm acımasızlığı ile yaşamaya mecbur bırakıldıklarını ifade eden İbrahim, 89 üniversiteden 1286 akademisyenin "Ülkenin her yanından ağıtlar yükseliyor. Kentsel yaşam alanları kuşatılarak çatışma ve katliamlar ile ülke adım adım savaşa sürükleniyor. Gençlerin, yoksullukların kanının aktığı analarımızın gözyaşının kurumadığı, halklarımızı geri dönülmez bir şekilde kaosa sürükleyen bu gelişmelere seyirci kalınamaz ve yapılan katliamlara ortak olmayacağız" sözlerinin yer aldığı bildiri nedeniyle birçok bilim insanı hakkında soruşturma açıldığını kaydetti.

'Türkiye'nin içerisine girdiği karanlığa dikkat çekiyoruz'

Türkiye'de yaşayan bilim insanlarının tehdit edildiğini söyleyen İbrahim, Türkiye'nin her gün bombaların patlatıldığı, aylarca abluka altında bırakıldığı bir ülke konumuna geldiğini kaydetti. İbrahim ağırlaşan bu tablo karşısında soruşturmalara maruz kalan akademisyenlerin yanında olduklarının belirtti. İbrahim, "Biz işçiler, kamu emekçileri, mimarlar, mühendisler olarak bir kez daha siyasi iktidarın ülkemizi sürüklediği karanlığa dikkat çekmek için buradayız. Ülkemize ve haklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluk gereği içinde yaşadığımız büyük tehlike konusunda tüm sorumluları uyarmak ve sorumluluklarını hatırlatmak üzere KESK, DİSK ve TMMOB olarak salı gününden itibaren beş günlük dönüşümlü açlık grevi başlatacağız. Bu konuda bütün demokratik kitle örgütlerinin duyarlılığını bekliyoruz" diye konuştu.

(ry-mc/dc)