Güney'de ölüm tehdidi alan kadınlardan mesaj: Yılmayacağız!

09:02

Rojbin Ekin/JINHA

SİLÊMANÎ - Güney Kürdistan'da kadınlar erkeğin şiddet ve katliam tehditleri altında yaşıyor. Tehditlerle susturulmaya çalışıldıklarının altını çizen kadınlar, bu tehdit ve katliamların kendilerini yıldırmayacağını söyleyerek, özgürlük, eşitlik ve hak mücadelesinde kararlı olduklarının mesajını verdi.

Federal Kürdistan Bölgesi'nde aralarında siyasetçi, aktivist ve akademisyenlerinde bulunduğu kadınlar, ölüm tehdidi altında. Sosyal medya üzerinde teşhir edilerek tehdit edilen kadınlar, 14 Ocak tarihinde Otel Perej'de basın toplantısı düzenleyerek, yılmayacaklarının mesajını verdi. YNK (Kürdistan Yurtseverler Birliği) Irak Parlamenteri Rezan Şex Diler, Goran Hareketi (Değişim Hareketi) Parlamenteri ve Bölge Parlamentosu Kadın Komisyonu Başkanı Ewar İbrahim'in de içinde yer aldığı 300 kadın akademisyen, siyasetçi, aktivist ve aydının imzasını taşıyan bir bildiri yayınlandı. Yayınlanan bildiride kadınlar ortak mücadele kararlılığının yanı sıra kendileri şahsında kadınlara yöneltilen hakaretleri, şiddeti ve katliamları kınadı.

'Kadınları susturmayı hedefliyorlar'

Kendisi de bir kadın aktivist ve Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi (REJAK) yönetim kurulu üyesi olan Berivan Muhamed, kadınların günlük olarak katliam, hakaret ve şiddet altında olduğunu belirterek, saldırıların hedefinde akademik kariyeri olan, siyasetçi, aktivist ve aydın kadınların olduğunu söyledi. Kadınların bu yönlü saldırılar altında bırakılmasının amacına ilişkin olarak da Berivan, "Bu saldırıların amacı kadınları mücadeleden uzaklaştırmak, susturmak. Toplumsal baskılar çok fazla, çünkü mevcut toplumsal gerçeklik, erkek gerçekliği egemenliğe, iktidara dayalı" dedi.

'Kadınlara kölelik dayatılıyor'

Saldırıların geliştiği merkeze ve toplumsal gerçeğe de dikkat çeken Berivan, "Güney Kürdistan'da kadınların maruz kaldığı bu yaklaşımlar, bu baskılar mevcut iktidarın yapısal gerçekliğinden bağımsız değildir. Bu iktidar gerçekliği kadının evin sınırlarının dışına çıkıp irade olması önünde engel. Kadınları köle olarak görüyor, ikinci sınıf, cins muamelesi görüyorlar. Özgür olanlar onlar, köle olanlar kadınlardır bu ülkede. Sadece kendilerinin kadınların yaşamı hakkında söz sahibi olabilecekleri kanaatindeler. Burada yaşamın merkezine yerleşen bu mevcut zihniyet yapısıdır" diye konuştu.

'Bu saldırılardan hükümet sorumlu'

Federal Kürdistan bölgesinin kadınlar için oluşturulan yasalara ne mahkemelerin ne de toplumun itibar ettiğini ve dikkate aldığını devamla belirten Berivan, "Kadınların haklarını korumaları ve savunmaları için mevcut yasalardan ve mahkemelerden de bir beklentimiz yok. Çünkü hepsi erkek egemenlikli zihniyet temelinde yapılandırılmış ve hepsi de iktidar sahibi olan siyasi güçlerin güdümünde. Onların denetiminde. Ne parlamento ne de mevcut hükümet bu soruna ne bugün ne de geçmişte çözüm gücü olabilecek bir yapıdaydı. Dolayısıyla kadınlara yönelik gelişen bu hakaret dalgasından, saldırılarından birincil dereceden sorumluluğu bulunan hükümettir" ifadelerinde bulundu.

'Kadınlar faşizmle karşı karşıya'

Kendisi de hakarete ve tehditlere maruz kalan Goran Hareketi eski parlamenteri Kewestan Muhamed de, Federal Kürdistan bölgesinde kadınlara yönelik gelişen saldırı dalgasının kırılabilmesi, kadınların özgür ve eşit temelde yaşayabilmesi için kadınların ortak mücadele çatısı altında toplanmalarına dikkat çekti. Kewestan "Kadına yönelik şiddet dünya genelinde olan bir şey. Fakat Kürdistan bölgesinde bu çok daha fazla yoğun. Yayınlanan yıllık şiddet raporlarında bile bu itiraf ediliyor. Kadınlara yönelik her ne kadar belli yasalar olsa da bu yasalar hala işleme alınmamış ve pratikleştirilmemiş. Kürdistan bölgesi açısından utanç durumu olan kadın siyasetçilerin hakaretlere, tehditlere ve şiddete maruz kalmasıdır. Çirkin töhmetler altında kalıyor kadınlar. Bu faşist bir saldırıdır" dedi.

'Ölümle tehdit edildim, ama geri adım atmadım'

İrade ve belli bir örgütlülük sahibi olan kadınların özellikle hedef seçildiğine dikkat çeken Kewestan, sözlerine şöyle devam etti: "Gelişen bu saldırılar kadınları susturma ve mücadeleden uzaklaştırma amacını taşıyor. Kadınlar bu ülkede demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürütmeye çalıştı sürekli. Mevcut iktidar kimsenin haktan, hukuktan, özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden bahsetmesini istemiyor. Yine yolsuzluklarını kimsenin deşifre etmesini istemiyor. Kadınların birer köle gibi yaşaması için sürekli tehdit ediyorlar, hakaretlerle yöneliyorlar, çirkin ithamlar altında bırakıyorlar. Dünyada çok az geri kalmış, diktatör, faşist ülkelerde kadınlar cinsel içerikli videolarla teşhir ediliyor. Ama maalesef bizim ülkemizde de bugün kadınları sindirmek için bu tür çirkince saldırılar geliştiriliyor. Bana yönelik olarak da çirkin saldırılar, ölüm tehditleri gelişti. Bu bölgenin en üst düzey bir yetkilisi tarafından Hewler'deki bir sitede kıstırılarak ölümle tehdit edildim. Fakat ölüm tehdidine rağmen kimse bana geri adım attıramadı, attıramayacak da."

Son olarak ortak mücadele çağrısı yapan Berivan Muhamed ve Kewestan Muhamed, kadınları köleliği, susturulmayı kabul etmemeye, özgürlük, demokrasi ve eşitlik için yürüttükleri mücadelelerini yükseltme çağrısında bulundu.

(mg)