Limontepeliler kentsel dönüşüme değil rantsal dönüşüme karşı!
09:05
Özgü Özütok/JINHA
İZMİR - Karabağlar ilçesi sınırları içinde kalan 540 hektarlık alanın kentsel dönüşüme açılmasına ilişkin kaygılarını paylaşan yurttaşlar, "Bize danışarak yerinde dönüştürülürse karşı değiliz. Buradaki tapusuz yurttaşların tapularının verilmesini, kiracıların da mağdur edilmemesini istiyoruz. Haklarımızı biliyoruz, kentsel dönüşümle ilgili toplantılara, eğitimlere katıldık. Şeffaf bir protokol yapılırsa kabul ederiz" dedi.
Karabağlar ilçesi sınırları içinde kalan 540 hektarlık alan, 6306 sayılı "Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun" kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından "Riskli Alan" olduğu gerekçe sunuldu ve 31 Aralık 2012 tarihli resmi gazetede yayımlanarak kentsel dönüşüme açıldığı ilan edildi. Bu alanın mühendislik hizmeti almadığı, bina kalite ve yaşlarının yetersiz olduğu, binaların ekonomik ömrünü yitirdiği ve herhangi bir afet durumunda ise müdahale imkânı çarpık yerleşemeden dolayı çok zor olduğu tespit edildiği gerekçesiyle, 17 bin 273 hak sahibine 14 Nisan 2014'te tebligatlar gönderildi.
Yurttaşlar kentsel dönüşümü şartlı kabul ediyor
Limontepe, Ali Fuat Erdem, Bahriye Üçok ve Salih Omurtak gibi 15 mahalleyi kapsayan bölgede yürütülen bu çalışmayla ilgili mahalleliler dernekleşip konuyla ilgili bilgi ve belge talebinde bulundu. 60 bin nüfusun yaşadığı bölge henüz örgütlenmesini tamamlamamış olmakla beraber, genel olarak dönüşümü istememekte. Mahallinin de onayı alınarak yeni bir imar planı yapılırsa, yapma ve yaptırma hakkının kendilerinde olması şartıyla kentsel dönüşümü istemekteler. 4 bin kadar mahallelinin tapusuz olduğu bilinmekte ve tapusu olmayan yerler dere yatağında, milli emlak arazisi üzerinde, imar affından faydalanmamış ya da vakıf arazisi üzerinde oldukları iddia edilerek tapu verilmemiş halde. Bin hanede kiracılar bulunmakta ancak kiracılar henüz bir örgütlenme faaliyetinde bulunmamakta. Yaklaşık bin hanede ise Suriye'den gelen savaş mağdurları yaşamakta.
'Dernekleşerek direniyorlar'
Limontepe Mahallesi Kentsel Dönüşüm Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyeleri, Kentsel dönüşüm projesi için 540 hektar alanın 5 etaba bölündüğünü ve ilk olarak 1. etap dedikleri bölgenin plan ve projesi yapıldığını, diğer 4 kısımdaki insanları 1. Etap dedikleri yerde TOKİ yapılıp yerleştirmeyi düşünüldüğünü kaydetti. Haziran 2014'te Limontepe Mahallesi Kentsel Dönüşüm Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin kurulmasıyla kentsel dönüşümün, hak sahipleri için yerinde dönüşüm olması gerektiği ilkesiyle direnme süreci başladı. 500-600 kişilik toplantılar yaparak dernekleşme süreçlerinin başladığını açıklayan dernek yönetimi, halkı bilinçlendirmek istediklerini vurguladı. Daha sonra Cennetçeşme'de, Uzundere'de, Salih Omurtak mahallelerinde de dernekler kurulduğunu söyleyen dernek yönetimi, yapılarla ya da zeminle ilgili test yapamaya hiçbir yetkilinin gelmediğini beyan ettiler. 14. Danıştay'a itiraz davası açtıklarını, şu anda yürütmeyi durdurma davalarının devam ettiğini söylediler.
'Biz ne kadar suçluysak devlette o kadar suçludur'
Limontepe Mahallesi Muhtarı Tacim Öz, "15 Ağustos 2015'te Çevre ve Şehircilik Bakanlığında müfettiş ve denetçiler gelip neden projeyi imzalamadığımızı sordular. TOKİ'nin güzel evler yapacağını söylediler. Projelerinde, şimdiki evlerimizin olduğu yer, yani 2. Etap diye belirttikleri yerdeki evlerin pahalı olacağını, buradan ev satın alamayacağımızı söylediler. Burası zaten bizimdir, evimizin olduğu yerden başka yere göndermek isteyerek bizi buradan çıkaramazlar. Bizi yerimizden istedikleri gibi başka evlere taşımalarını izin vermeyeceğiz. Bize danışarak yerinde dönüştürülürse karşı değiliz. Buradaki tapusuz yurttaşların tapularının verilmesini, kiracıların da mağdur edilmemesini istiyoruz. Haklarımızı biliyoruz, kentsel dönüşümle ilgili toplantılara, eğitimlere katıldık. Şeffaf bir protokol yapılırsa kabul ederiz. Bize 'suçlusunuz, kaçak yapı yaptınız' deniyor. Biz ne kadar suçluysak devlette o kadar suçludur. 1983'te bize imar affıyla tapu verildi ve her türlü vergimizi de veriyoruz" şeklinde durumu açıklıyor.
'Buranın çilesini biz çektik, güzelliğini de beraber yaşamalıyız'
Limontepe'de zeminlerinde herhangi bir risk olmadığını belirten dernek üyesi Bedriye Sığırcı, 1973 yılından beri burada yaşadığını ve buraya yerleşen ilk insanlardan olduğunu söylüyor. Bedriye hikâyesini şu şekilde anlatıyor. "6 kız, 2 erkek kardeşim var. Elazığ'dan ekonomik sebeplerden dolayı buraya göç ettik. Babam inşaat ustasıydı, çobanın birinden buradan bir arazi aldı. Tapu falan da vermemiş tabi babama, satan adam kaçıp gitmiş. Yol yoktu, su, elektrik hiçbir şey yoktu. Babam uzak bir mesafeden evimizi yapmak için çimento taşıdı. Buradaki bir dereden su çekip evimizi hep birlikte, büyük zorluklarla yaptık. İşe giderken, yol olmadığından çizmelerin üstüne naylon geçirip gidiyorduk. Elektrik kurumuna gittik elektrik bağlaması için insanlara yalvardık, 'Biz mi size söyledik o dağın başında ev yapın diye' dendi. Yıllar sonra başka bir insan gelip evimizin arazisinin kendisinin olduğunu söyleyince babam ona da bir miktar para vermiş. Bir süre sonra evler fazlalaşınca bu sefer belediyeden geldiler. Yeminli büro denen yerlere de bir kez daha para ödedik ama hala tapumuz çıkmamıştı. En son imar affıyla tapumuzu verdiler. Suyumuzu tek bir çeşmeden doldurup taşırdık, çok zorluk çektik. Yolları bile kendimiz dozerler çağırıp yaptırdık. Eşimi 1980'de kaybettim. Bir engelli kızım var. Şu anda 35 yaşında. Engelli kızımı yeni yapılacak konutlarda kime emanet edeceğim. Bizim bir fikrimizi sorsunlar istiyoruz. Engelliler için ne yapacaklar burada, bilmiyoruz. Burada herkes beni tanıyor, komşuluk ilişkilerimiz çok iyi ve bunu bozmalarını istemiyoruz. Çevremiz güzelleşsin istiyoruz ama buradan komşularımızdan bizi ayırmasınlar. Buranın çilesini biz çektik, güzelliğini de beraber yaşamalıyız diyoruz."
'Burada yaşayan bir kadın olarak kendimi güvende hissediyorum'
Dernek yöneticisi olan Bircan Salman ise Dersim'den İzmir Çamlık'a göç ediyor. 17 sene pamuk yağı fabrikasında çalışıyor. Tekrar Çamlık'tan da 1983'te Limontepe'ye göç ediyor. Bircan da Limontepe'deki hikâyesini şöyle anlatıyor: "Burada 10-11 evdik. Geldiğimizde burada hiçbir şey yoktu. Her şey bizim çabalarımız sayesinde oldu. Belki de biz gelemesek burası bir dağ olarak kalacaktı ama şimdi buranın üzerinden yapılan rantla elimizden alınmak isteniyor. O zamanlar elektrik, su, yol, okul için mücadeleler verdik. Mahalle ilk kurulduğunda 2 dönem babam muhtarlık yaptı. Buradan Karabağlar'daki çok uzak okullara yürüyerek gidiyorduk. Burada bir kadın olarak kendimi çok rahat ve güvende hissediyorum. Kapılarımızı bile kilitlemezdik. Burada ötekileştirme diye bir şey yok, hep birlikte yaşıyoruz. Anılarımı da burayı bırakıp terk etmek istemiyorum. Ben bir park görmedim, çocuklarımızın görmesini tabi ki istiyoruz. Kentsel dönüşüme karşı değilim ama burada güzellikleri beraber göreceksek değilim."
'Son noktaya kadar direneceğiz'
Bir başka dernek üyesi Azize Akalık ta 11 çocuğunun burada büyüdüğünü söylüyor. Diyarbakır'dan Limontepe'ye 1985'te göç ediyorlar. Azize "Buranın çilesini biz çektik. Yerimizi vermek istemiyoruz. Burada zorla bir şey yaparlarsa gençler için de çok kötü olur. Birçok akrabam burada yaşıyor. Son noktaya kadar direneceğiz. Bizi buradan istemediğimiz bir yere gönderip bizi çıkaramazlar" sözleriyle kentsel dönüşüm hakkındaki görüşlerini belirtti.
(mg)