Ensest ve cinsel istismarı meşrulaştıran zihniyete karşı 'alanlara çıkalım' çağrısı
10:04
JINHA
WAN - Diyanet'in ensest fetvasının ardından bir Din Bilgisi öğretmenin 'şehvet' sözlerinin yarattığı skandala tepkiler devam ediyor. Van Rojin Kadın Yaşam Merkezi, "Erkekler Diyanetten aldıkları güç ile kadınlara şiddet uyguluyor, kız çocuklarına da cinsel istismarda bulunuyor. Buna bir 'dur' demek lazım. Alanlara çıkıp taleplerimizi gür bir sesle çıkarmamız lazım" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geçtiğimiz günlerde "Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikahını düşer mi?" sorusuna ilişkin gelen tepkiler üzerine, "Baba şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikaha bir etkisi yoktur ve babanın kızını kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duyması, bir tür haramlık oluşturamaz. Ayrıca kızın 9 yaşından büyük olması gerekir" şeklinde yanıt vermişti. Yine İstanbul Beykoz'da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni, sınıfta "Pantolon-tayt giyen kızlara şehvet duyuyorum" dedi. Sınıfta pantolon giyen bir kız öğrenciyi ayağa kaldırdı ve bir başka erkek öğrenciye, "Sen ne hissediyorsun?" diye sordu.
Ensest, cinsel istismar ve tecavüzü meşrulaştıran söylemlere karşı kadınlar tepkilerini daha gür çıkarma çağrısı yapıyor. Van'da Rojin Kadın Yaşam Merkezi Eğitim ve Araştırma Müdürü Burcu Yılmaz, Diyanetin ve hükümetin aynı zihniyete sahip olduğunu belirterek, bu zihniyet nedeniyle, binlerce kız ve erkek çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını söyledi.
'Kız çocukları hedefte'
Son zamanlarda çocukların cinsel istismara uğramasında bir diğer etkenin de DAİŞ olduğunu hatırlatan Burcu, "DAİŞ'in yaptıklarını gördük, kız çocuklarını kapatmaları, pazarlarda satmaları, tecavüze uğradıklarını gördük, zihniyet aynı zihniyet. Türkiye de Diyanetle birlikte aynı zihniyeti yürütmeye çalışıyor. Kürdistan'da son dönemde yaşanılan savaşlarda kadınların hedef alındığını özellikle kız çocuklarının hedef olduğunu görüyoruz" dedi.
'Diyanete karşı kadınlar örgütlenmeli'
Diyanet eliyle kadınların sessizleştirilmeye çalışıldığını belirten Burcu, kadına yönelik şiddetin ve kız çocuklarına yönelik cinsel istismarın da Diyanetin fetvasıyla artmasına yönelik duyduğu endişeyi dile getirdi. Burcu, "Bu tür söylemler, feodal ve özünden koparılmış toplum üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Dini böyle kullanırlarsa daha çok kız çocukları cinsel istismara uğrar. Diyanetin bu fetvası böyle gündeme geliyorsa bu bizim suçumuz. Erkekler Diyanet'ten aldıkları güç ile kadınlara şiddet uyguluyor, kız çocuklarına da cinsel istismarda bulunuyor. Buna bir 'dur' demek lazım. Alanlara çıkıp taleplerimizi gür bir sesle çıkarmamız lazım" diyerek, Diyanetin fetvasına karşılık kadınların daha fazla örgütlenmesi gerektiğini dile getirdi.
'Diyanetin fetvası meşrulaştırılmak isteniyor'
Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde çalışan Havar Derya ise, Trabzon ve Erzincan'da iki babanın kendi kızlarına cinsel istismarda bulunmasına dikkat çekerek, Diyanetin fetvası ile toplumda meşrulaştırılmak istenen duruma işaret etti. Kürdistan'da geleneksel bir yapının ve erkek egemen zihniyetin yoğun bir şekilde hüküm sürdüğünü kaydeden Havar, "Diyanetin söyleminde bir açıklama olmaması insanlarda bir şeylerin açığa çıkmasına neden oluyor" diye konuştu. Havar, insanlara ensest olayına ilişkin yaptıkları açıklamalarda hassas davranarak insanların bilinçaltında bir şeyleri uyandırmamaya dikkat ettiklerini ifade etti. Havar, "Diyanetin bu söylemi bizi korkutuyor. Biz değiştirmeye çalıştıkça bu söylemleri meşru kılınmaya çalışılıyor" diyerek, buna karşın herhangi bir yasa olmadığı için cinsel istismar olaylarının çoğalması tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını vurguladı.
(db-hk/dc/fk)