Arkasını dönüp gidenlere inat tayinini Diyarbakır'a istedi

09:06

Özlem Çiçek-Ceren Karlıdağ/JINHA

İSTANBUL- İstanbul'daki ebelik görevine Diyarbakır'da devam etme kararı alan sağlık emekçisi Pınar Kara, "Bizim yerimiz bir sağlık emekçisi olarak ezilenden, sömürülenden ve bu uygulamalara karşı ayaklanan halklardan yana olmaktır. Bütün sağlık çalışanlarını gerekirse sokakta, gerekirse hastanede her alanda ayaklanan halkın yanında yer almaya çağırıyorum" dedi.

Kuzey Kürdistan il ve ilçelerinde sıkıyönetim uygulamaları adı altında yaşanan katliamlara tepkiler artarken, abluka altındaki mahallelerde yaşayan yurttaşların da sağlık hakkı engelleniyor. Birçok yurttaş kan kaybından yaşamını yitirirken, sağlıkçıların müdahalesine ise hiçbir şekilde izin verilmiyor. Savaş konsepti kapsamında Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaralı bir kadına yardım ettiği sırada sağlık emekçisi Aziz Yural'ı katleden devlet güçleri, hastaneleri de askeri karargah haline getirdi. Yaşam ve sağlık hakkı başta üzere yaşanan ihlallere karşı toplumun birçok kesiminden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Gidenlere inat tayinini Diyarbakır'a istedi

Sağlık hakkının engellenmesine yönelik Diyarbakır'da sağlık emekçileri tarafından başlatılan "beyaz direniş" eylemi sürerken batı kentlerinden de destek eylemleri yapılıyor. Tüm bunların ötesinde "Halkın sağlık emekçisi olma gayreti içerisindeyim" diyen Pınar Kara ise arkasını dönüp gidenlere inat tayinini Diyarbakır'a isteyen sağlıkçılardan. Pınar hastanede ebe olarak görev yapıyor. Geçtiğimiz hafta Diyarbakır'a giden Pınar, Kürdistan'daki savaş sebebiyle sağlıkla ilgili yaşanan sıkıntıların çok büyük olduğunun söyledi. Aziz Yural'ın katledilmesini kendileri için nerede durmaları gerektiği konusunda yol gösterici olduğunu söyleyen Pınar, "Bizim yerimiz bir sağlık emekçisi olarak ezilenden, sömürülenden ve bu uygulamalara karşı ayaklanan halklardan yana olmaktır" dedi.

'Bazı meslekler göreve başlamadan önce yemin ederler!'

Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçelerini terk eden öğretmenleri hatırlatan Pınar, "Devlet öğretmenleri evlerine gönderirken savaş ortamında yaşayan çocukların da eğitim haklarını ellerinden aldı. Yurttaşların yaşam, sağlık ve eğitim hakları ellerinden alınmamalı. Bu hakların temini için görev alanları terk edilmemeli. Bazı mesleklerde göreve başlamadan önce yemin töreni düzenlenir. Biz sağlıkçılar da Hipokrat yemini ederiz. Bizler din, dil, ırk gözetmeksizin insanlara sağlık hizmeti vereceğimizin yeminini ettik" şeklinde konuştu.

'Kendi koşullarımızı formüle etmemiz gerekiyor'

Kürdistan'ın abluka altındaki bölgelerinde kolluk güçleri tarafından yaralanan halka sağlık hizmeti götürme konusunda devletin bütün engellemelerine rağmen alternatif çözümlerin bulunabileceğini ifade eden Pınar, bir öğretmen arkadaşını örnek gösterdi. Pınar, öğretmen arkadaşının Sur'daki öğrencilerine abluka dışındaki başka okullarda eğitim vermeye devam ettiğini söyledi. "Biz yıllarca devletin memuru olmaya karşı olduk. Biz halkın ve insanlığın eğitimcileri, sağlık emekçileri olma gayreti içerisindeydik" şeklinde konuşan Pınar, "Bunu şu anda yaşama geçirmek, kendi özgür koşullarımızda formüle etmemiz gerekiyor" dedi.

'Bir direniş varsa umut da vardır'

Pınar Kürdistan ziyareti için "Devlet, tankıyla, topuyla, tüfeğiyle var gücüyle savaşmasına karşın Kürdistan'ın tek bir mahallesine dahi giremedi henüz" derken bunun bir umut olduğunu belirtti. Pınar sözlerine şöyle devam etti: "Orada ayaklanan orada bu savaşı karşılayan insanlar sadece inançlarıyla mücadele ederek, devletin orada tek bir mahalleye dahi girmesine izin vermedi. Çünkü korku üzerinden yayılan politika insanları daha çok evlerine hapsediyor. İnsanlar devletin katliamları karşısında daha sessizleşiyorlar daha çok sokaklardan evlerine dönüyorlar. Korkuyla baskı mekanizması yaratılmak isteniyor. O yüzden bir direniş varsa bir umut da vardır."

'Kürdistan halkı sahipsiz değildir'

Pınar Kürdistan'da sağlık emekçilerinin üzerindeki devlet baskısına rağmen, orada görev yapmak istemesini ise şu şekilde aktardı: "Kürdistan'a gitme kararını daha çok halkın yanında olmak istediğim için verdim. Çünkü sağlık emekçileri, eğitim emekçileri artık Kürdistan'ı boşaltmaya başladılar. Kürdistan halkı sahipsiz değildir. Benim gibi düşünen birçok insan olacaktır, yurtsever, devrimci, demokrat insanların bu yönde bir karar alacaklarını düşünüyorum. Birileri çıkarsa birileri de gider. Biz halkımızın yanındayız. Elimizden geldiğince gücümüz yettiğince biz onlara sağlık hizmeti vermeye devam edeceğiz. Bütün sağlık çalışanlarını gerekirse sokakta, gerekirse hastanede her alanda ayaklanan halkın yanında yer almaya çağırıyorum."

(mg)