Zehra Doğan/JINHA

MÊRDÎN - Devasa hoparlörler eşliğinde çalınan marşlarla barikat ören çocuklar öncülüğünde yeni yaşamın örüldüğü Nusaybin'de asayiş de çocuklardan soruluyor. Barikatlarla çevrili mahallede kollektif bir yaşam süren halka Qamişlo'da tutulan nöbetlerle destek sürerken, YPS-Jin ise kadına yönelik şiddete karşı harekete geçti.

Sıkıyönetimin sokakları çevreleyen zırhlı araçlarca devam ettiği Mardin'in Nusaybin ilçesinde, kreşler dahi karargaha çevrilirken, çocuklar öncülüğünde barikat inşası devam ediyor. Son zamanlarda her gece mahalleye doğru yoğun saldırıların yaşandığı ilçede şafak söker sökmez, inşaat eldivenli çocuklar barikat başındaki yerini almaya başlıyor. Çocuklar mahalle çalgıcısından temin edilen hoparlörlerden çalınan müzikler eşliğinde el arabalarını parke taşlarıyla doldururken, bir yandan da verilen aralarda hep bir ağızdan söyledikleri stranlar eşliğinde halaya duruyor. Zırhlı araçların geçişlerinin nöbetleşe bekleyerek, mahallelerini olabildiğince barikatlarla donatan çocukların, "Barikatlar olmazsa biz de Cizre ve Silopi'deki çocuklar gibi öldürülürüz" şeklinde sözleri ise oldukça dikkat çekiyor.

'Kadına yönelik şiddete yer yok'

Nusaybin'in en eski mahallesi Zeynelabidin Mahallesi'nde halk direnişi devam ederken, sınırın diğer ucunda bulunan Qamişlo'da kurulan 2 Nusaybin nöbeti çadırından çalınan marşlarla Nusaybin direnişi selamlanmaya devam ediyor. Gece yakılan ateşlerle bir dakika olsun sınırdan ayrılmayan Qamişlo'nun nöbet eylemi, geçtiğimiz yıl Bakur tarafından Kobanê'ye destek için Suruç sınırında gerçekleştiren nöbet eylemini hatırlatıyor. Kuzuların geçiş güzergahının dahi artık yeni barikat modeliyle belirlendiği mahallede, delinen duvarlar ve geçirmeli yeni model barikatlar arasında oyun oynayan çocuk ve koyun sürüsü manzaraları direnişe oldukça farklı hava katıyor. Kadın kenti olarak ilan edilen Nusaybin'de öz yönetimin ilanının ardından kadına yönelik şiddete karşı büyük bir mücadelenin başlatıldığını söyleyen YPS-Jin'den Dünya Sterk, "Kadına karşı şiddet uygulayan karşısında bizi bulur. Kadının beyanı esastır, eşine şiddet uygulayan her erkek artık eşini unutsun, her şiddet geri dönüşü olmayan bir yaptırıma götürecektir elbet" diye belirtiyor.

'Barikattan başka çare yok'

Hozan Dilgeş'in diyarında, onun starnlarının hoparlörlerden yankılandığı Nusaybin'de tandır başında kadınlar, komünal bir şekilde ekmek pişirirken, gençler ise artık çöp arabalarının içeriye girmediği sokaklarını süpürüp çöpleri ateşe veriyor. Sınır hattında yaşlı kadınların zafer işaretleriyle Qamişlo'daki akrabalarını selamladığı mahallede tandır başındaki kadınların sıcak ekmek ikramıyla sohbetlerine konuk oluyoruz. Saldırılara karşı barikat yapmaktan başka çarelerinin kalmadığını söyleyen Gule, "Komşum Müzeyen Kızıl'ı ayağından yaraladılar. Çocuk annesi komşum da mı terörist? Öyle acımasızca saldırıyorlar ki artık bize başka şans bırakmıyorlar. Çocuklarımızın okulu artık okul değil resmen karargah, gidecek yerimiz de yok. Bir gün değil iki gün değil, nereye gidebiliriz ki? Bizim topraklarımız burası. Onlar çıkıp gitsin, Kürtlerin kimseye zararı olmaz bunu hala anlamıyorlar. Biz İstanbul'u mu istiyoruz? Kendi şehrimizde yaşamak istiyoruz" diyor.

'Öldürülmemek için...'

Barikat başında Rojava marşı eşliğinde barikat ören çocuklardan Ronahi ise son dönemlerde yaşadığı savaş ortamını şöyle özetliyor: "Okula gidemedik artık gitmeyeceğiz. Orada polisler var. Her gün ilk işimiz mahallemizi kolaçan etmek. Mahallemizin güvenliğini sağlıyoruz. Daha önce hayatım böyle değildi tabi ki ama arık tüm çocuklar böyle yaşıyor. Öldürülmemek için barikat yapıyoruz."

(fk)