JINHA

AMED- Gazetecilik meslek örgütleri Kürdistan'da çalışan gazetecilerle bir araya geldi. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti yöneticisi Hatice Kamer, ana akım medyanın verdiği haberlerde gerçeğin çarpıtıldığını belirtirken, DİSK Basın-iş Başkanı Faruk Eren de "Zırhlı araçlara binip haber yapmak gazetecilik değildir" dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), DİSK Basın -İş, KESK Haber Sen, abluka bölgelerinde gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması ve gazetecilerle dayanışmak amacıyla Sümerpark Resepsiyon Salonunda Özgür Gazeteciler ve Güneydoğu Gazeteciler cemiyetleriyle bir araya geldi. İlk olarak konuşan TGC Başkanı Turgay Olcayto, Kürdistan'daki gazetecilik koşullarına dikkat çekerek, "Çeşitli baskılara maruz kalıyorlar. Devlet diliyle haber yapmak haberciliği nesneleştirir. Barıştan yana gazeteciler her zaman ezilenlerin tarafıdır. Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Yaşananlar bizleri aşırı şekilde üzüyor. Bu nedenle alanda bulunan siz gazetecilerle dayanışmaya geldik" dedi.

'JINHA ve DİHA saldırı altında'

TGS Başkanı Uğur Güç de bölgede uzun süredir bir savaş hali bulunduğunu ifade ederek, DİHA ve JINHA'ya yoğun saldırıların gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Bölgede gazetecilik yapmanın zor olduğu kadar gazetecilerin can güvenliklerinin de bulunmadığının altını çizen Uğur, "Gazeteciler sadece haber yaparak değil kendi can güvenliğini de sağlamalıdır. Buraya gazeteci arkadaşlarımızla dayanışmaya geldik. Buradaki karartmayı aşmak için batıdan gazeteciler buraya gelip sizlerle dayanışacaklar" diye konuştu.

'Zırhlı araçlardan haber yapmak gazetecilik değildir'

DİSK Basın-iş Başkanı Faruk Eren de "Biz gazetecilerin amacı gerçekleri yansıtmak ama şiddeti uygulayanlar bu gerçekleri yansıtmamızı istemiyorlar. Zırhlı araçlara binip haber yapmak gazetecilik değildir. Halkın içinde gerçekler yansıtılabilir. Refik gibi gerçekleri yansıtan arkadaşlarımız vuruluyor ancak gerçekler için mücadele edeceğiz" diye belirtti.

'Gazeteciler dayanışmalı'

KESK Haber-Sen Genel Sekreteri Osman Yüksel ise gazetecilerin görevinin halka gerçekleri yansıtmak olduğunu söyledi. Gerçeklerin halka ulaşmasını istemeyenlerin gazetecileri hedefine koyduğuna vurgu yapa Osman, "Refik arkadaşımız bu nedenle hedefe alınıp vuruldu. Biz dünyanin neresinde olursak olalım gerçeklerin yansıtılması için çalışacağız. Diğer bölgedeki meslektaşlarımız da burada çalışan arkadaşlarımızla dayanışmalıdır" diye çağrı yaptı.

'Sur'u akreditasyon kartı olanlardan öğreniyoruz'

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti yöneticisi Hatice Kamer de bu dayanışmaların artmasını istediklerini belirterek, "Bölgede gazetecilik yapan arkadaşlarımız yalnız bırakıldıklarını düşünüyorlar. Siyasi düzenin bozulunca gazeteciler olarak kendimizi biran savaş muhabiri olarak gördük. Ana akım medyanın verdiği haberlerin çarpıtılmış olduğunu görüyoruz. Barış dili ve gazeteciliği ortadan kalkmış durumda. Biz gazeteciler Sur ilçesinde neler yaşandığını akreditasyon kartı ile gelip girenlerden öğrenebiliyoruz. Desteğinize ihtiyacımız var ve bizlerle bir arada olmanızı bekliyoruz" diye belirtti.

Özgür Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hakkı Boltan ise emir altındaki gazetecilerin gazeteciliği bitirdiğini kaydetti. Asıl gazetecilerin halkın içerisinde tüm saldırılara rağmen gerçekleri yansıtanlar olduğunu ifade eden Hakkı, "Burada gazeteciliğe yönelik bir saldırı ve savaş yürütülmektedir. Refik doğrudan hedef seçilmesi ve yanındakiler katledilmesi yetmemiş gibi gözaltında tutulması tartışılmalıdır. Tüm engelleyen tutumlara karşı gazeteciler olarak mücadele etmeliyiz" diye konuştu.

Konuşmaların ardından alanda çalışan gazetecilerin soruları ve yaşadıkları sorunlar anlatılarak, destek verileceği kaydedildi.

(be/gc)