JINHA

İSTANBUL - Sivil halkı katledenlere karşı herhangi bir soruşturma açılmazken, iktidarın barış isteyen akademisyenleri hedef tahtası haline getirdiğini belirten Oyuncu Deniz Türkali, "Bizler barış desteklerini açıklayan akademisyenlerin son birkaç gündür çeşitli çevrelerce aşağılanmalarını, tehdit edilmelerini kaygıyla izliyor ve barış isteklerini cesurca dile getiren akademisyenlerin yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz" dedi.

HDP Cihangir Temsilciliği, Kürdistan'da sürdürülen kuşatma ve katliamlara dikkat çekmek ve barış istediği için hedef haline getirilen akademisyenlere destek için Yazar Vedat Türkali'nin evinde basın toplantısı yaptı. Toplantıya, yazar Vedat Türkali'nin yanı sıra, kızı oyuncu Deniz Türkali, modern dans sanatçısı Zeynep Tanbay, eski vekil Ufuk Uras, Barış Bloku Eşsözcüsü Gençay Gürsoy ve Özgür Gündem yazarı Veysi Sarısözen de katıldı.

Açıklamayı yapan dansçı Zeynep Tanbay, "Bizle bu suça ortak olmak istemeyenlerin yanındayız" diyerek sözlerine başladı. AKP'nin devlet gücünü arkasına alarak Sur, Silvan, Nusaybin, Cizre, Silopi ve Yüksekova'da haftalarca süren sıkıyönetim uygulamaları ile kendi yurttaşlarının yaşam haklarını ihlal ettiğini söyledi. Sivil halkın güvenliğinin devletin önceliği olması gerektiğini ifade eden Zeynep, ancak AKP'nin Dolmabahçe'de masadan kalkarak çözüm sürecini bitirdiğini ve başlattığı operasyonlarla dünya üzerinde kurulu hiçbir sitemin insanlara reva görmediği uygulamaları sivil halka reva gördüğünü dile getirdi.

AKP'nin 21.yy'da Kürdistan'da sivil halka bir ortaçağ karanlığı yaşattığına dikkat çeken Zeynep, "TİHV'in son raporuna göre, 16 Ağustos 2015 tarihinden bu yana en az 1 milyon 377 kişinin en temel haklarının ihlal edildiği belirtilirken başta Diyarbakır, Şırnak ve Mardin olmak üzere Hakkari, Muş, Elazığ ve Batman'ın da olduğu toplam 7 ildeki en az 19 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en z 58 süresiz gün boyu sokağa çıkma yasağının uygulandığı kaydedilmiştir" dedi. Kürdistan'da katledilenlerin 55'inin çocuk yaşta olduğunu kaydeden Zeynep, aynı zamanda bu cinayetleri işleyenlerin hiçbir şekilde soruşturmaya tabi tutulmadığını söyledi. Tanbay, "Açılan sözde soruşturmalarınsa hiçbir işlevselliği olmadığı gibi, hiçbir sonuca ulaşamayacağı da herkesin malumudur" diye belirtti.

Oyuncu Deniz Türkali de, sivil halkı katledenlere karşı herhangi bir soruşturma açılmazken, iktidarın barış isteyen akademisyenleri hedef tahtası haline getirdiğini ifade ederek, şunları aktardı: "Bizler barış desteklerini açıklayan akademisyenlerin son birkaç gündür çeşitli çevrelerce aşağılanmalarını, tehdit edilmelerini kaygıyla izliyor ve barış isteklerini cesurca dile getiren akademisyenlerin yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz." "Bizler, Kürt halkının her türlü baskıya, şiddete, katliam rağmen barış içinde yaşama talebini halen dile getirmesini hayranlık ve saygıyla karşılıyor ve giderek onarılması imkânsız yaralar açan bu uygulamaların derhal son bulmasını istiyoruz" diyerek devam eden Deniz, Kürtlerin yaşadığı kentlerde canlıların yaşam haklarının ellerinden alınmasını, doğanın ve tarihin tahrip edilmesine neden olan savaşa son verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Devletin, Kürdistan'daki sıkıyönetim uygulamalarına derhal son vermesi çağrısında bulunan Deniz Türkali, "Bizler, hükümetin Kürt halkının taleplerini dikkate almasını, kesilmiş olan barış müzakerelerine geri dönülmesini, Öcalan'a uygulanan tecride son verilmesini, hükümet ve İmralı heyetinin tekrar masaya oturmasını, eşit ve özgür yurttaşlar olarak barış içinde yaşayabileceğimiz bir siyasi ortamın oluşturulması için devletin üzerine düşen görevleri acilen yerine getirmesini talep ediyoruz" şeklinde konuştu.

Yazar Vedat Türkali ise, Türk toplumun yapısında faşizmin olduğunu belirterek, bunun da Almanya'da Nazilere kadar dayandığını ifade etti.

Konuşmaların ardından toplantı sona erdi.

(sg/fk)