JINHA

WAN - Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan muhabirimiz Rojda Oğuz, 4 günlük gözaltı sürecinde cinsiyetçi ifadeler ve sözlü şiddete maruz kalırken, 'örgüt üyeliği iddiası' ile tutuklanmasına ise haberlere ilişkin görüşmeleri ve paylaştığı röportajlar gösterildi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi olan muhabirimiz Rojda Oğuz, kaldığı öğrenci yurduna yönelik polis baskınını ardından 5 Ocak günü 17 kişi ile gözaltına alındı. Rojda daha sonra 4 kişi ile çıkarıldığı mahkemede 'örgüt üyeliği' iddiasıyla tutuklandı. Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutsak olan Rojda, gözaltı sürecinde yaşadığı hukuksuzlukları mektup aracılığıyla anlattı. 4 gün boyunca tutuluğu TEM'de psikolojik baskıya maruz kalan Rojda'ya sözlü şiddette bulunuldu.
Telefonlar yaptığı özel görüşmelerinin dahi önüne suç delili olarak koyulduğunu belirten Rojda, gözaltı süresince daha önce taktığı baş örtüsünü neden çıkardığına dair soruyla karşılaştı. Sürekli ailesiyle ilgili sorular yöneltilen Rojda, cinsiyetçi ve onur kırıcı cümlelere maruz kaldı. Neden JINHA'ya haber yaptığı sorulan Rojda'ya "Eğer paran yoksa sana iş bulalım ya da mevcut basın kuruluşlarında sana yer ayıralım" denildi.

'Basın özgürlüğü olmadan bir ülke özgürleşmez'

Mahkemeye çıkarıldığında basın kimliği göz önünde bulundurulmadan yargılanmaya başlandığını belirten Rojda, sosyal medya üzerinde paylaştığı t24 yazarı Hasan Cemal'in köşe yazısı, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın röportajının suç delili olarak önüne çıkarıldığı belirtti. Paylaşımları ve haber şefi ile yaptığı haber konuşmalarının suç delili sayılıp, basın kimliğinin hiçe sayılarak "örgüt üyeliği" iddiasıyla yargılanmasını, demokrasi ayıbı olarak niteleyen Rojda, "Basın özgürlüğü olmadan bir ülkenin özgürlüğünden bahsedilemez" dedi.

(ng/gc)