JINHA

İSTANBUL- Kürdistan'ın uzun süredir kuşatma altında olduğuna vurgu yapan İnsan Hakları Vakfı temsilcisi Ümit Efe, "Katledilen sivillerin bedenleri sokakta bekletiliyor. Günlerce aileler cenazelerini gömemiyor. İnsanların gömülme hakkını, yaşam hakkını tartışır olduk. Karşı çıkan herkes bir şeytana cadıya dönüştürülüyor. Batıdan yükselen sesi kısmak istiyorlar" dedi.

Öz yönetim iradelerini ortaya koyan halklara karşı topyekun imha konsepti devreye konulurken, cenazelerin bile defnedilmesine izin verilmeyen bir düzeyde vahşet yaşanıyor. İnsan hakları savunucuları hazırladıkları raporlar ve gözlemleriyle yaşanan vahşetin boyutlarını gözler önüne seriyor. Kürdistan'ın uzun süredir kuşatma altında olduğuna vurgu yapan İnsan Hakları Vakfı temsilcisi Ümit Efe, Kürdistan'da artık insan hakları ihlalleri değil insanlığa karşı savaş suçları işlendiğini vurguladı. Yaklaşık bir milyon 377 bin kişinin şuanda en temel haklarından ve özgürlüklerinden yoksun olduğunu ifade eden Ümit, akıl alamayacak bir düzeyde devlet terörü uygulandığını vurguladı. Ümit, "Katledilen sivillerin bedenleri sokakta bekletiliyor. Günlerce aileler cenazelerini gömemiyor. İnsanların gömülme hakkını, yaşam hakkını tartışır olduk" dedi.

'Batıdan yükselen sesi kısmak istiyorlar'

İnsanların bodrum katlarında, merdiven aralarında sürekli ateş altında tahmin bile edilemeyecek büyük bir şiddetin içinde yaşamaya mecbur bırakıldıklarına değinen Ümit , "Devletin kendi resmi rakamlarına göre on binin üzerinde askeri teçhizat, asker ve lojistik destek bölgeye yığılmış durumda. Ve bütün bunların sonucu itibariyle karşı çıkan herkes bir şeytana cadıya dönüştürülmekte, akademisyenler hakkında davalar açılmakta. Batıdan yükselen sesi kısmak istiyorlar" şeklinde konuştu. Ümit, insan hakları savunucuları olarak her zaman barış istediklerini süresiz ve kalıcı bir çatışmasızlık ortamı talep ettiklerini belirtti.

'Şiddet karşısında cesaretimizi toplamalıyız'

"Annesinin kucağında vurulan bebeklerin donuk gözleri bize insanlığımızı sorgulatıyor" diyen Ümit, "Buzdolabında saklanan çocuklarımızı unutmayacağız. Bu ülkenin bir tarafı ağrıyor bizim bir yanımız ağrıyor" dedi. Ümit, İşkence yapılmış cenazelerin ortaya çıktığını ve yaşanan bu korkunç vahşete herkesin üç maymunu oynayarak karşılık verdiklerini belirterek, "Hep duyuyoruz görüyoruz ve biliyoruz. Sadece bu şiddet karşısında cesaretimizi toplamak ve gerçekleri söylememiz gerekiyor. İnsan Hakları Savunucuları Vakfı aktivistleri olarak söylemeye devam edeceğiz " dedi.

'Kimsenin ölmesini istemiyoruz'

Hiçbir bireyin, hiçbir canlının ölmemesi ve öldürülmemesi, insanlığa karşı işlenen suçlardan vazgeçilmesi, savaş suçlarının işlenmemesi gerektiğini belirten Ümit, "Derhal orada bir olağan hale geçilerek insanların temel haklarına ulaşma koşullarının yaratılması gerekiyor. Yaşam hakkının ve gömülme hakkının sağlanması gerekiyor. Sürekli çatışmasızlık ortamına geçilmesi için gerekli müzakere sürecinin başlaması gerekiyor" dedi. Ümit son olarak, Meclisin görevini yapmasını hemen hemen bütün kurumların, sivil toplum örgütlerinin ve kendisine insan diyen herkesin bu duruma duyarlı olmasını ve sesini yükseltmesini istedi.

(dek/sg/gc)