Girêmîra direnişi 10'uncu gününde
09:37
JINHA
MÊRDÎN - Katliamlara karşı direnişe saf tutan binlerin Girêmîra'daki nöbet eylemi 10'ncu gününe girerken, her biri ayrı bir direniş öyküsüne sahip annelerin stranlarıyla büyüyor binlerin nöbeti.
Kürdistan'daki soykırım planlarına karşın DBP'nin çağrısıyla Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Girmeli (Girêmira) Köyü'ndeki binlerin nöbet eylemi 10'ncu gününde. Türkiye ve Kürdistan'ın dört bir yanından akın eden yurttaşların katılımıyla her geçen gün daha da büyüyen direniş nöbetine, çağrıyı duyan herkes, özgürlük yollarına düyüş geliyor. İlk gün boyunca her günün ayrı bir direniş öyküsüyle geçtiği eylemde, Cizre'de yaralıların anneleri belki de olumlu bir haber alma umuduyla televizyonun başından ayrılmazken, gençlerin yaktıkları ateşler etrafından söylenen devrim şarkıları eşliğinde ilerliyor günler.
Rohat ve Mehmet'in anneleri televizyonun başından ayrılmıyor
İki katlı küçük şirin odalarının her birinde onlarca eylemcinin kaldığı Girêmîra Yas Evi, yas yerine şimdi de bir direnişe ev sahipliği yapıyor. Dev kazanlarda yemeklerin pişirildiği mutfakta dengbej annelerin çeşme başında söyledikleri stranları yankılanırken, hemen yan odasında ise Berkin'in, Medeni'nin, Ethem'in annelerinin direniş öykülerini dinliyor gençler. Her birinin rahminde bir yiğidi büyüttüğü direnişin ana kaynağı tanrıça anneler, belki de ilk kez çocuklarıyla aynı saflarda yer almanın heyecanını yaşıyor böylece. Roboskili annelerin acılarını belki de en acı ama en iyi ifade eden, katır üstündeki ceset taşıyan anne sembollü rozetleriyle yer aldığı direnişin bu küçük odasında, soğuğa rağmen birliktelik ruhuyla ısıtılırken, hemen yan tarafında bulunan ana salonda ise Mehmet Yavuzel ve Rohat Aktaş'ın anneleri ise bir an olsun televizyonun başından ayrılmaması nöbetin rutin bir görüntüsü haline gelmiş.
Her katta ayrı bir öykü
Direniş binasının üst katında ise onlarca kent ismiyle adlandırılan kapıların ardından yüzlerce anne karşılıyor bizleri. Memleketlerine dair uzun uzadıya öykülerin döndüğü üst kattaki odalardan birinde ise Cizre'de yaralılardan Rohat Aktaş'ın halası Sabiha Demirel'in stranları yükseliyor. Cizre'deki direnenler üzerine bir ağıt yakan Sabiha ana, "Biz döşek üzerinde yatarken onlar döşeğin pamuklarıyla yaralarını bastırıyor. Boğazımdan bir lokma geçmiyor. Gençlerin direnişine layık olmalıyız" diyor kadınlara.
'Devletten alacaklıyım hesap sormaya geldim'
Direnişçilerden biri de kıvrıldığı köşesinden sessizce gülümseyen İdiye Ayhan. DBP'nin öz yönetime destek çağrısını alır almaz Antep'ten düşmüş yollara İdiye anne. "Bir kızım gerillada, bir oğlum tutsak. Başımıza gelmeyen kalmadı, gençler bunun hesabını sormak için direnişe kalkmış. Ben de bu devletten alacağı olan bir anne olarak direnişe destek olmaya geldim" diyor İdiye ana. Antep'ten gelen Meryem Yiğit ise çocuklarını evde bırakıp gelmiş. "Can feda bu gençlere can feda. Yaşlı titreyen ellerimle inatla zafer işareti yapmaya devam edeceğim. Antep'ten koyuldum direnişin kutsal topraklarına. Bugün hepimizin kalbi Botan'ın kalbi Cizre'ye atıyor tüm yürekler" diye tanımlıyor duygularını.
Gece boyu yakılan ateşler etrafından direniş şarkılarının söylendiği Botan eylemi, yeni umutları ve sıcak paylaşımlarıyla başlıyor yeni bir güne.
(zd/gc)