Kadınlar: Eril tahakkümün etkisindeki Sema Ramazanoğlu’ndan utanıyoruz
12:47
JINHA
İSTANBUL - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’unun kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran sözlerine kadınların tepkisi büyüyor. Kadınlar, “Varlıklarımızı anne ve eş olarak tanımlamaya kesinlikle karşıyız” diyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Habertürk televizyonunda katıldığı "Gündem Siyaset" programında şiddetin sadece şiddet görmüş kadına indirgenmemesi gerektiğini söyleyerek, “Kadın dediğimiz zaman, kadının istihdam edilmesi var, annelik rolü var, eş rolü var. Bizim kadının bütün rollerini bir tarafa itip, sadece 'kadın ve şiddet' dememiz doğru değil" demişti. Sema’nın açıklamasından cesaret bulan erkek şiddeti ise dün İstanbul’da 3 kadının daha yaşam hakkını elinden aldı. Açıklamaya tepki gösteren kadınlar ise “Ne anneyiz ne eşiz bu rolleri oynamak zorunda değiliz” dedi.
‘Amacının erkek şiddetini makul ve haklı göstermek’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nun "Kadın dediğimiz zaman; kadının annelik rolü var, eş rolü var. Bizim kadının bütün rollerini bir tarafa itip, sadece 'kadın ve şiddet' dememiz doğru değil" sözlerinin ülkedeki kadına şiddet sorununun üzerini örtme çabasını bir kez daha göz önüne serdiğini ifade eden Hazal Selvi, devletin bunu yapmaktaki amacının erkek şiddetini makul ve haklı göstermek olduğunu ifade etti. Bunun için de bu gibi üstü kapalı cümlelerle kadına evlenmediği ve anne olmadığı sürece toplumsal hayatta bir yeri olmadığı, olamayacağının söylenmekte olduğunu belirten Hazal, “Bu kurallara uymazsa şiddet görmesinin kaçınılmaz olduğu öğretilmektedir. Yıllardır süregelen bu politikalar toplumsal hayata örneğin ‘bekar kadına ev kiralamamak’ şeklinde yansımış, şiddet gören kadın evsiz kalmamak için buna boyun eğmek, anne ve eş rollerini oynamaya devam etmek zorunda bırakılmıştır” diye konuştu.
‘Annelik ve eş rollerine sığdırmaya çalışanlara’
Son zamanlarda giderek yoğunlaşan bu ve buna benzer açıklamalarının devletin mevcut düzeni devam ettirmek için var gücüyle çabaladığının göstergesi olduğunu söyleyen Hazal, “Çünkü kadınların giderek bilinçlendiğini fark etmiş ve bu devleti korkutmuştur. Kadınlar ses çıkarsınlar, herkes elinden gelen sesi çıkarsın, annesine babasına, kardeşine, arkadaşına kadınların haklı olduğunu anlatsın ve 8 Mart'ta herkes yanında bir kişi getirsin meydanlara sığmayalım. Bizi annelik ve eş rollerine sığdırmaya çalışanlara cevap verelim” dedi.
‘Anne ve eş olarak varlığımı tanımlamıyorum’
Sema Ramazanoğlu’nun açıklamasının eril zihniyetin bir göstergesi olduğunu ifade eden Mısra Belge ise “Bir kere ben 'anne' ve 'eş' olarak varlığımı tanımlamaya kesinlikle karşıyım” diye belirtti. Konunun yalnız ve yalnızca erkek şiddeti olduğunu söyleyen Mısra “Ne anneyim ne de eş ama bu rollere sahip olmamam erkek şiddetine maruz kalmama engel olmuyor. Bu rollere sahip kadınların da erkek şiddetiyle karşı karşıya olmasına engel olmuyor. Zihni eril tahakkümün etkisinde bir kadının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olmasından çoğu kadın gibi utanç duyuyorum” diye ifade etti.
‘Kadınları evde tutmak istiyorlar’
İzem Yaşın ise kadını toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip bir eş, bir anne olmaktan öteye koymayan zihniyet ile "O saatte orada ne işi varmış ?" diye soran zihniyetin aynı toplumsal örgütlenmenin ürünü olduğunu dile getirdi. “Biz kadınlar olarak bunlardan bıktık” diyen İzem, bu tarz söylemlerin şiddet ve ayrımcılığı sadece meşrulaştırmadığını aynı zamanda zemin de hazırladığını ifade etti. Kadınlara “Kocanın, babanın,devletin yanında değilseniz güvende değilsiniz” mesajı verilmek istendiğini söyleyen İzem, “Bırakın cinayetleri ve tecavüzleri engellemek için çalışmayı, bu algıyı kullanarak kadınları evde tutmak istiyorlar. Bir de algıda seçicilik demiş, sadece benim yaşadığım sokakta bildiğim kadarı ile şiddet mağduru dört tane kadın var, görmemek için kör olmak lazım” dedi.
(ck)