JINHA

WAN – Her geçen gün artan kadın katliamlarına dikkat çeken DBP Van İl Örgütü üyesi Ümran Kurt, bu katliamlara karşı başta Rojava olmak üzere Şengal ve Kürdistan'daki kadınların eril zihniyet karşısındaki direnişini örnek gösterdi. Ümran, "Hepimiz el ele vermeliyiz ve kadın katliamlarının önüne geçmeliyiz" dedi.

AKP ve sarayın devreye koyduğu savaş konsepti Kürdistan il ve ilçelerinde önce kadınları hedef alırken, devlet şiddetinden beslenen erkek şiddeti ise batı illerinde kadınları hedef alıyor. Savaş koşullarında katledilen kadınların sayısı 70’in üzerindeyken son bir yıl içinde 303 kadın erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdi. Yaşanan kadın katliamlarının AKP hükümetinin politikaları doğrultusunda daha fazla arttığını belirten Demokratik İslam Kongresi üyesi Münteha Bildirici, kadınların toplumda bir meta, bir obje olarak gösterildiğini ve bunu yaparken İslamiyet’in de öne sürüldüğünü ifade etti.

'Ayetler eril zihniyet tarafından kadına karşı kullanılıyor'

İslamiyet'te kadına verilen değere ilişkin Kuran-ı Kerim'de birçok ayetin yer aldığını söyleyen Münteha, ayetlerin günümüzde eril zihniyet tarafından yeniden uyarlayarak toplum içerisinde kadına karşı kullanıldığına dikkat çekti.

'Devlet kadını eve hapsetmek istiyor'

Kadın katliamlarının ilk olarak ‘namus’ kavramıyla ortaya çıktığını söyleyen DBP Van İl Örgütü Üyesi Ümran Kurt ise, bu kavramın ‘baba’, ‘kardeş’ ‘eş’ sözcükleri ile birleştirilerek toplumda kadın katliamlarının meşrulaştırıldığına işaret etti. Ümran, "Bir yerlere gitmek için babadan, abiden ya da eşten izin almak zorunda kalıyoruz. Üstelik namus adı altında katlediliyoruz. Kadının gücünden korkan devlet kadını her zaman eve kapatmak istiyor. Kadını sadece evde çocuğuna bakan ve yemek yapan biri olarak görmek istiyor" diye konuştu.
Ümran, yaşanan katliamlar karşısında herkesin kendisini sorgulaması gerekliliği üzerinde durarak, "Hepimiz el ele vermeliyiz ve kadın katliamlarının önüne geçmeliyiz" dedi.

(ekip/dc/ck)