Bêrîtan Elyakut/JINHA

AMED - Avrupa'da bir dizi görüşmeler gerçekleştiren KJA SözcüsüAyla Akat Ata, Kürt kadınlarının mücadelesi ile dünyanın her yerinden kadın hareketleriyle sağlam bağlar oluşturduğunu belirterek, kadınlar olarak halkların diplomasisini yürüteceklerini söyledi.

KJA Diplomasi Birimi Avrupa Büyükelçiliği’de çeşitli ülkelerden büyükelçiler ve diplomatlar ile yaşanan son süreci ve kadın katliamları üzerine bir buluşturma gerçekleştirdi. Büyükelçilikte bir araya gelen kadınlar Kürdistan'da yaşanan katliamları ve kadınlara dönük saldırıları ele alırken, KJA Sözcüsü Ayla Akat Ata karşılıklı olarak edinilen temasları JINHA’ya değerlendirdi. Ayla, Kürdistan'da yaşananları tüm gerçekliği ile gerek dünya gerek Türkiye kamuoyun sunma yönünde önemli bir sorumluluk yüklendiklerini söyleyerek, İmralı'da başlayan ve İmralı'da sonlandırılan sürecin tüm Türkiye kamuoyuna kaybettirdiğinin altını çizdi.

'Cenevre'de yaşanan kriz kaybın somut göstergesidir'

Sürecin sonlanmasının Türk, Arap ve Fars Devletleri’nin de kaybetmesine neden olduğunu belirten Ayla, Cenevre'de yaşanan krizin kaybın somut göstergesi olduğunu söyledi. 2015 Nisan ayından itibaren yaşanan tüm gelişmelere ilişkin olarak gerek yurt içinde gerek yurt dışında bir takım temaslarda bulunduklarını dile getiren Ayla, son olarak 3 ay arayla yaptıkları Büyükelçilik görüşmesini gerçekleştirdiklerini aktardı. Yaşanan sürecin uluslararası bir boyutunun da olduğunu ifade eden Ayla, Hollanda Büyük Elçiliği'nden talep ettikleri randevuya dönüşün olmadığının bilgisini verdi.

'Kadın hareketine dönük büyük bir ilgi bulunuyor'

Randevularının kabul edildiği Büyükelçilik tarafından kadınların sürece nasıl baktıkları, nasıl ele aldıkları ve eleştirilerinin neler olduğu gibi konuları ele aldıklarını söyleyen Ayla, "Bu sürecin başından itibaren dünya ölçeğinde kadın hareketine dönük büyük bir ilgi bulunuyordu. Yıllardır ortaya koyduğumuz mücadele ve bu mücadele ekseninde dünya kadınlarıyla buluşmalarımız oldu. Özellikle Kürdistan kadın yürüyüşünün Nusaybin'de başlaması bunun en büyük göstergesiydi. Yürüyüş Kürdistan'dan başlayıp Portekiz'de tamamlandı. Bu önemli süreçte dünya kadın yürüyüşünü tamamlayan ve kendilerini Nusaybin'de ağırlayan Sêvê arkadaşımızın katledilişini tüm büyük elçilikler önünde protesto edeceklerini belirttiler. Bunu çok anlamlı ve değerli buluyoruz" dedi.

'Kadınlar olarak bu süreçte aktif rol alacağız'

Bu sürecin sonunda tekrardan müzakere masası etrafında buluşulacağına inan bir cephenin olduğunu dile getiren Ayla, kadınların bu süreçte aktif rol oynadığını ve bu nedenle örgütlü mücadelelerini büyütme kararlılığında olduklarını vurguladı. Kadın mücadelesinin sınırlarının sadece Kürdistan ile bitmediğini belirten Ayla, Türkiye Kadın Hareketinin, Avrupa Kadın Hareketinin ve Dünya Kadın Hareketinin de sürece ortak olduğunu söyledi. Ayla, İmralı adasındaki tecridin ağırlaştırılmasıyla dünyadaki herkesin katliam gerçekliğiyle yüz yüze kaldığını ifade etti. Ayla, "Uzun yıllardır kadınlar olarak dünyadaki kadınlarla birlikte kurduğumuz temaslar sonucunu göstermiştir ve bu ilginin devamını da arzu etmektedirler. Bize düşen de bunun zeminini oluşturmaktır" diye konuştu.

'Devletli diplomasiye karşı halkların diplomasisi'

Halkların diplomasisini oluşturma kararlılığında olan ve mevcut devletli diplomasinin alternatifini ortaya koyup halklara mal etmeye çalışan bir yapıya sahip olduklarını belirten Ayla, bu nedenle sorumluluklarının daha büyük olduğunu söyledi. Ayla, temasların bir boyutunun büyükelçilikler ile gerçekleştiğini ancak bunu halkların ve ezilen tüm kadınları kapsayan bir diplomasinin aşacağını dile getirdi. Ayla, "Sonucu ne olursa olsun bu diplomasiyle devam edeceğiz. Tüm kadınlar bugüne kadar gösterdiler ki zorlu süreçte yanımızdalar. İnanıyoruz ki ilerleyen süreçlerde Kürdistani halkların kaybetmemesi ve ortak mücadelenin onurlu bir kazanımla sonuçlanması için de yanımızda olacaklar. Bizler halkların diplomasisini yapıyoruz. İnanıyoruz ki bizim ulaşabildiğimiz halklar diğer bir halka bizim adımıza da diplomasi yapıyordur" dedi.

(ck/fk)