Tecavüzü meşrulaştıran 'köşe kadısı'na kadınlardan tepki

10:17

JINHA

İSTANBUL - Kadınlar tecavüzü meşrulaştır yazıları ile kadın düşmanlığı yapan Mehmet Şevket Eygi hakkında suç duyurusunda bulunacak. Cinsiyetçi söylemleri ayyuka çıkan yandaş medyanın tecavüzü meşrulaştıran kalemşorlarına dikkat çeken kadın gazeteciler ise medyanın kadın düşmanlığını sistematikleştirmek için kullanılmasına tepki gösterdi.

Medyanın kadın düşmanı kalemlerinin söylemlerine her gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak gerici Vahdet Gazetesi'nde yer alan Mehmet Şevket Eygi isimli kişinin yazısında, "Hiçbir Kadının Fâhişe Kıyafetiyle Gezmeye Hakkı Yoktur" başlıklı yazıda adeta kadınlara nefret kusuldu ve şunlar belirtildi: "Bazı kadınların ve kızların, bazı erkekleri delirtecek, çıldırtacak, kudurtacak tarzda seksî ve şehevî kıyafetlerle dolaşmalarının tecavüz vak'alarını çoğalttığı inkar edilemez bir gerçektir. Bundan birkaç sene önce bir liseli kız, dekolte bir kıyafetle yabancı bir erkeğin evine gitmiş, orada feci şekilde öldürülmüş, cesedi parçalara ayrılmış ve çöpe atılmıştı. Bu cinayette, dolaylı şekilde de olsa kızın ana babasının, bizzat kendisinin suçu yok mudur?"
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tecavüzü meşrulaştıran Mehmet Şevket Eygi hakkında bu gün suç duyurusunda bulunacak.
Kadın gazeteciler özellikle yandaş medyanın kadın düşmanlığının ayyuka çıktığını belirterek, "Kadınları ve kadınlığı her fırsatta aşağılayan ve bunu da kadınların fıtratına bağlayan karanlık iktidar zihniyetinin 'köşe kadısının' böyle bir yazı yazmasına şaşırmadık" dedi.

'Baskının sistematikleştirilmesi için aracı'

IMC TV spikeri Serpil Savumlu, hükümetin aile üzerinden tanımladığı kadın profilinin yandaş medyanın da katkısı ile kadınlar üzerinde baskı mekanizmasına dönüştüğünü dile getirdi. Geçtiğimiz günlerde Caddebostan'da yaşanan cinsel saldırının ardından sosyal medyada tecavüzü meşrulaştıran anketi hatırlatan Serpil, " Medya her yönüyle kadınlar üzerinde ki baskının sistematikleştirilmesi için aracı haline geldi" dedi. Demokrasinin olduğu bir ülkede kadınlar şikâyette bulunmadan bu tür yazılar yazanların cezalandırılması gerektiğini söyleyen Serpil, "Fakat bu olayın ardından da kadınlar adliyelerde suç duyurusunda bulundu. Kadın üzerinde baskı kuran iktidarlar ve onlarla beraber hareket eden medya kadına karşı ortak bir saldırı hattı geliştiriyor" diye konuştu.

Söylemlerin artık çok açıktan yapıldığını ve kadınların direkt hedef alındığı ifade eden Serpil, kadın gazetecilere de seslenerek, "Köşe yazarı çok az kadın var. Kadın gazeteciler aralarında örgütlenerek bu dili kırmaya çalışıyorlar ve çok fazla gelişim kaydedildi. Cinsiyetçi her söylemi teşhir etmeye devam etmeliyiz" diye belirtti.

'Aynı zihniyet devlette de var'

ETHA Editörü Semiha Şahin ise Mehmet Şevket Eygi'nin yazısının bir tecavüz kültürünün yerleşikliğinin göstergesi olduğuna dikkat çekti. Semiha, bunun medya eliyle çoğaltılmasının ise tüm toplumunda tecavüz kültürün yaygınlaştırılmaya çalıştığının göstergesi olduğunu ifade etti. Mehmet Şevket Eygi'nin cinsiyetçi, homofobik, kadın düşmanı, faşizan bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Semiha, "Tek başına gazete veya yazı bakımından değil bunu devletin en üst aşamasında dahi mevcut olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Tecavüz kültürünün sadece kadınlara yönelik değil hayvanlardan, farklı objelere kadar yaygınlaştığını söyleyen Semiha, "Beyin ile penisleri yer değiştirmiş. Bu anlayış penisi ile düşünenlerin yaklaşımı ve bu yazı ile tüm topluma da 'penisinizle düşünün 'diyor" dedi.

'Yazıya şaşırmadık'

Hayat TV sunucusu Sevda Karaca, "Her fırsatta nefret söylemi üreten haberleri manşet yapmasıyla meşhur Vahdet Gazetesi'nin bir kadına tecavüz edilmesi suçunu meşrulaştırmak için en etkili ve yetkili kalemşörünü devreye sokmuş olması ne yazık ki şaşırtıcı değil" diye ifade etti. Sevda, gündelik hayatın dine uygun olup olmadığı kriteriyle yeniden dizayn edildiği bu süreçte, kadınları ve kadınlığı her fırsatta aşağılayan ve bunu da kadınların fıtratına bağlayan karanlık iktidar zihniyetinin 'köşe kadısının' böyle bir yazı yazmasının kendisini şaşırtmadığına değindi.

'Mahkemeler kadın düşmanları ile dolu olmalı'

Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayan ve devlete eşitliğin gerçekleşmesi için geniş sorumluluk tanımlayan İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacısı olmakla övünen Türkiye'nin mahkemelerin kadın düşmanları ile dolu olması gerektiğini söyleyen Sevda "Ancak daha geçtiğimiz gün mecliste grubu olan yasal bir partinin temsilcilerine 'size etek giydirir gezdiririz, bu ülkeyi böldürtmeyiz' diyen kişinin ülkeyi yöneten iktidar partisinin Genel Sekreteri olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız" diye konuştu.

"Etek giymeyi suç unsuru, etek giyeni suçlu durumuna getiren zihniyetin kadınlarla alıp veremediğinin de ne olduğunu biliyoruz" diyen Sevda buna karşı olarak kadınların "Biz varız, sokaktayız, yaşamda söz sahibiyiz" diyerek iktidarı korkuttuğunu ifade etti.

(ck/fk)