'Türkiye bu işi ‘kan davası’ gibi çözemez'

09:02

Zeynep Akın/JINHA

ÊLIH - Türkiye'nin hızla büyük bir kaosa sürüklendiğini belirten Saadet Becerikli, " Hiçbir demokratik ve hukuk devleti sorunlara kan davası gibi bakarak intikam peşinde koşamaz " diye konuştu.

AKP ve sarayın savaş konseptine pek çok çevreden tepkiler gelmeye devam ederken, devletin zulmü Kürt kadınlarının zılgıtlarına çarparak direnişe dönüşüyor. Başta kadınlar olmak üzere Kürt halkının öz yönetim iradesini kırmaya çalışan hükümet kanadından ise “ Silopi’yi temizledik”, “Sur’u Toledo yapacağız”, “Cizre’yi süpüreceğiz” şeklinde açıklamalar geliyor. Bu tür açıklamaların sorunu çözmek yerine büyüttüğünü ve hükümetin katletmeye yönelik kararlılığının göstergesi olduğunu söyleyen HDP Batman Milletvekili Saadet Becerikli, "Oysa yüz yıllık Kürt sorununun bu yolla çözülmediğini, on binlerce ölüm yaşanmasına rağmen giderek derinleştiğini görmüş olmak gerekiyordu. Türkiye halklarının birlik ve bütünlüğü için derhal Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecrit kaldırılarak sürece müdahil olması sağlanmalı ve müzakerelere başlanmalıdır” dedi.

‘Sessizlik devam ettikçe….’

Başta iktidar olmak üzere toplumsal ayrışmayı hızlandırarak halkların kutuplaştırıldığını ifade eden Saadet, "Aylardır derinleşen siyasal istikrarsızlık, sorunlar karşısında işletilmeyen meclis, anti demokratik uygulamalarla tek düşünce, tek tip insan dayatmaları, dayatılanın dışındaki yaklaşımlara karşı anında saldıran güdümlü basın yayın organları, adeta intikam alınmalı, barışçıl ve demokratik olanı susturmak… Yaşanan budur. Aylardır sokağa çıkma yasağı olan ve ağır silahların kullanılması ile harabeye dönen Sur'da öldürülen sivilleri insanlar görmedi. Devlet de sesini yükselteni susturarak bir korku politikası yarattı. Sonuç olarak bugün Cizre'de yaşananlara sessiz kalınmasının zemini hazırlandı” diye konuştu. Cizre'de günlerdir bir bodrumda mahsur kalan 28 yaralı için özellikle Türkiye'nin batısının sessiz kaldığını ifade eden Saadet, “Bu sessizlik orada 7 yaralının yaşamını yitirmesine sebep oldu diğer yaralılardan ise haber alınamıyor ve ne yazık Türkiye uyuyor, uyumaya devam ettikçe orada insanlık ölüyor" diye getirdi.

'En tehlikelisi sözün bittiği noktaya gelinmesi'

Türkiye’nin artık ‘tek elden’ yönetildiğini ve Kürt halkının her geçen gün duygusal bir kopuş yaşadığını ifade eden Saadet, “Yaralılara müdahalenin engellenmesi, cenazelerin bekletilmesi, ailelere teslim edilmemesi ile sözün artık fayda etmediği yönünde genel bir kanı yaygınlaşıyor. Sözün bittiği noktaya gelinmesi, işte en tehlikelisi de budur" diye konuştu.

‘Demokratik, hukuki, barışçıl yöntemlerle çözmelidir’

Türkiye halklarının birlikte yaşaması için PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik sürdürülen tecritin kaldırılması ve tekrar müzakere sürecine dönülmesi gerektiğinin altını çizen Saadet, "Hiçbir demokratik ve hukuk devleti sorunlara kan davası gibi bakarak intikam peşinde koşmaz. Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve farklı inançlarla ilgili sorun veya farklı taleplerin karşılanması için devlet öncelikle bunları dinlemeli ve sorunları demokratik, hukuki, barışçıl yöntemlerle çözmelidir. Eğer Sur' da, Cizre'de ve diğer yerlerde ‘öz yönetim ilan edildi, yok efendim hendekler kazıldı barikatlar kuruldu’ diye ağır silahlarla yönelmeyip demokratik çözüm önerileri getirseydi bu kadar sivil yaşamını yitirmezdi” diye belirtti.

(za/ck/fk)