Gazeteciler 'Haber Nöbeti'ni anlattı
09:01
Şehriban Aslan/JINHA
AMED - Kürdistan'da çalışan gazetecilere destek vermek için Türkiye'nin batısından gelen gazeteciler Mart'ın sonuna kadar, haber nöbetini sürdürecek. Birlikte çalıştığımız Evrim Kurtoğlu gazetecilerin canları pahasına haber yaptığını belirtirken, BBC muhabiri Hatice Kamer de artan baskıyı anlattı.
Batıda görev yapan gazeteciler Kürdistan'da çalışan gazetecilerin alanlarda ne tür zorluklarla karşılaştığını görmek ve özellikle son dönemlerde artan baskı ve şiddete karşı dayanışmak amacıyla Diyarbakır'a geldi. Gazeteciler Mart ayının sonuna kadar, "Haber nöbetini" her hafta yeni bir grup alanlarda çalışarak devralacak. İlk haber nöbetine Ayşe Yıldırım, Ceren Sözeri, Celal Başlangıç, Ergun Babahan, Evrim Kurtoğlu, Önder Öner, Tunca Öğreten, Said Sefa katıldı. Evrim Kurtoğlu Diyarbakır'da Ceren Sözeri de JINHA'da kadın gazetecilerle haber takip etti.
'Cadde üzerinde bulunan halk tarandı'
Sur ile haber takibine başlayan Evrim gözlemlerini aktararak, "Ben bu defa Sur'a girerken daha sakin ve daha sessiz olacağını sanıyordum. İlk girişimizde polis aramasından geçtik. İlk girişte özellikle erkek polislerin gözünü hiç çekmeden dik dik bakması insanları gerçekten rahatsız ediyor. Bunu hissedebiliyor ve görebiliyorsunuz" dedi. İlk haberinde Melikahmet Caddesi üzerinde keskin nişancıların sokakları taramasını geçen Evrim, "İnsanlar caddede çok yoğun bir şekilde geziniyordu. Alışveriş yapan da vardı, dükkânını düzenleyen ve eşyalarının tozunu alanda vardı. Çok fazla patlama sesleri gelmiyordu. Biz de halkla konuşarak Gazi Caddesi'ne doğru yürüyorduk. Birden nereden geldiğini anlamadığımız kurşun sesleri geldi, o cadde üzerinde bulunan halk tarandı. Herkes bir yana kaçıştı ardından orada bulunanlar, keskin nişancıların tarama yaptığını söyledi. İlk defa bu kadar yakından ateş açıldığına tanık oldum. Daha sonra bunun bir uyarı ateşi olduğunu öğrendim. O günün sessizliğini ve sırf halkın rahatı kaçsın diye polisler ateş ederek bozmak istedi" şeklinde konuştu.
'Gazeteciler canları pahasına haber yapıyor'
Sur halkının yaşadığı yerden ayrılmak istemediğini gözlemlediğini anlatan Evrim, "İnsanlar çıkınca gönülleri Sur'da kalıyor. Gerçekten çıkmak istemiyorlar, fakat göç edenlerin de zoraki ettiğini görebiliyorsunuz. Sur'u terk etmeyeceğini söyleyenler de var. Bir şey daha fark ettim halk da gazeteciler de bir kere gittikleri yolu ikinci defa kullanmıyor" sözlerine yer verdi.
Gazetecilerin polislerin baskı, tehdit, şiddetine maruz kaldığı Sur'da canları pahasına çalıştıklarını vurgulayan Evrim, "Burada ki gazeteciler canları pahasına haber yapıyor, halk da canları pahasına yaşamaya çalışıyor. Aslında çatışmalı bölgeler de gazeteci olmak değil de kadın olmayı sorarsanız; ilk yasakların başlarında mahalleli bir kadınla röportaj yapmıştım. Kadın ısrarla, 'Hendeklerin başında bekliyoruz, bir de hendek kazıyoruz. Bu sadece devlete karşı aldığımız bir tavır değil, evde bulunan ağabeylere, eşlere ve babalara nerde duracağımızı gösteriyoruz. Bizim hakkımızda karar veremeyeceklerini gösteriyoruz' diye yazmamı istedi. Burada ki kadınların verdiği hayat ve çalışma mücadelesi gerçekten çok büyük ve çok değerlidir" dedi.
'Bölgede gazetecilik şu aşamada çok çetin oluyor'
Kürdistan'da çalışan ve BBC Türkçe muhabiri Hatice Kamer de, bölgede kadın gazeteci olmanın zorluklarını anlatı. Son dönemlerde iyice şiddetini artıran baskıya vurgu yapan Hatice, "Erkek kadın ayırmadan aynı şiddet uygulanıyor. Bölgede gazetecilik şu aşamada çok çetin oluyor. Can güvenliğiniz hiç yok, fiziki olarak da ayrıca zorlanıyoruz. Kadın olarak bu çatışmalı ortamlarda daha da ağırlaşarak devam ediyor. 7 aya yakındır hayatımız yasaklarla doldu, tüm şehrin hayatı kilitlendi. Sur'da ya da başka çatışmalı alana gittiğinde haberin kaynağına inemiyorsun. İnmeye çalıştığında ise ya darp ediliyorsun ya da yaralanıyorsun. Buralarda can pazarıyla bu işi yapıyorsunuz bunu kanıksamak istemiyoruz. Bölgede her anlamda yaşamak giderek güçleşiyor" dedi.
Hatice artık ölüm değil yaşam haberleri yapmayı umut ettiklerini de ekledi.
(gc)