'Polisler evlere zorla girip eşyalarımızı yağmalıyor'

10:53

JINHA

AMED - Sur'da halkın evlerine giren asker ve polisler, evlerde bulunan ne varsa kırıp, yağmalayıp kullanılmaz hale getiriyor. Polisin evde ne varsa kullanıp kırdığını söyleyen Hidayet İganlı, "Kullanacak eşya bırakmamışlar, kanepemizi bile kırıp yakmışlar" dedi.

Sıkıyönetim uygulamalarının sürdüğü Sur ilçesinde, Alipaşa, Lalebey, Süleyman Nazif , Ziya Gökalp, İskenderpaşa ve Melikahmet gibi mahallelerde sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla yaşananlar gün yüzüne çıkıyor. Mahallelerde kapısı kırılmayan ev, işyeri hatta oda bırakılmadı. Evinin yağmalandığını kullanılamaz hale getirildiğin dile getiren kadınlar, evdeki bütün eşyalarının özel harekat polisleri ve tarafında yağmalandığını, kullanılmaz hale getirildiğini ya da çalındığını söyledi.
'Bilmediğimiz bir çanta yüzünden eşim tutuklandı'

Sokağa çıkma yasağının olduğunu duyduktan sonra evlerinden çıktıklarını söyleyen Meliha Özçellik, "Polis 'evinizi boşaltın' dedi biz de çocuklarımızla çıktık eşim kaldı. Eşim polis evimize zarar vermesin diye çıkmadı. Ama polis evin kapısını kırarak içeri girmeye çalışmış. Televizyonumuzu, jeneratörü kırmaya çalışmışlar. Evde bulunan iki telefonu silah mermileriyle kırmışlar, telefonlar da silah mermileriyle delikler oluşmuş. Yataklarımızı bıçakla yırtarak dağıtmışlar. Evin duvarına astığımız duvar saatini kırmışlar, onu hapiste oğlum yapmıştı. Renklerinden midir nedir bilmiyorum ama kırmışlar. Evimize nasıl geldiğini bilmediğimiz bir çantadan çıkan kimlik nedeniyle eşim tutuklandı. Bu çanta bizim evimizde yoktu, nasıl geldi, kim koydu bilmiyoruz. Eşim tutuklanırken hakaret ve darp edip işkence edilmiş. Dükkânımızı açıp içini dağıtmışlar, orada bulunan sigaraları kullanmışlar" dedi.

'Polis elbise dolabımı kırıp sobada ısınmak için kullanmış'

Evini yerle bir edildiğini söyleyen Hidayet İganlı da "Evimde bulunan elbise dolabımı kırıp onunla ısınmışlar, kanepelerimizi kırmışlar, zarar vermişler. Tabak çanaklarımızı çalmışlar, yiyeceklerimizi kullanmışlar. Yataklarımıza zarar vermişler, bazılarını da almışlar, evimizde sadece iki tane yastık kalmış. Evde bulunan sobayı dışarıya, avluya çıkarmışlar, elbise koyduğumuz dolapları çıkarıp sobada yakmışlar. Duvar aynalarını, kapıları, fırını hepsine zarar vermişler. Hiçbir şeyimizi sağlam bırakmamışlar. Bizim gidecek bir yerimiz yok zaten, artık kullanacak bir eşyamız da kalmadı" dedi.


'Üç evimizi bozdular, damdaki çanakları bile kırmışlar'

Evde kullanacağımız hiçbir şeyin kalmadığını dile getiren Şazime İganlı ise "Üç evimizi bozdular. Damda bulunan uydularımızı, çanaklarımızı ne varsa hepsini kırmışlar. Tabaklarımızı, çaydanlıklarımızı, minderlerimizi, halılarımızı hepsini almışlar. Duvardaki boyaları bile sökmüşler, evin her yerine zarar vermişler. Evimizin dış kapsını zorla kırarak içeriye girmişler, o da yetmemiş odaların kapılarını da kırmışlar. Kapı kapatacak bir kapımız da yok. Ne yere serecek bir halımız, oturacak kanepemiz ne de uyumak için kullanacak bir yatak bırakmışlar" dedi.

(ea-mm/gc)