'Bizler mezar taşına onlar da cenazelere hasret kaldı'
14:38
JINHA
İSTANBUL - Kayıplar için bir kez daha bir araya gelen Cumartesi Anneleri Maksut Tepeli'nin faillerinin yargılanmasını istedi. Bu haftaki eylemde, Kürdistan illerinde sokak ortasında bekleyen cenazelere dikkat çekerek "Bizler mezar taşına onlar da cenazelere hasret kaldılar" dedi.
Cumartesi Anneleri yakınlarının akıbetini sormak için 567. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Anneler bu hafta 2 Şubat 1984 yılında, sırtından vurularak gözaltına alınan ve ardından işkencede katledilen Maksut Tepeli'nin akıbetini sordu. "Failler katiller nerede" yazılı pankart açan anneler, pankartın üzerine Maksut'un fotoğrafı ve beyaz tülbent bıraktı. İlk olarak Cumartesi Annesi Hanife Ana devletin hem geçmişte hem de bugün Kürdistan'da yaptığı katliamları kınadığını söyleyerek, "Mardin'den Nusaybin'e geçerken dağa taşa baktım ve dedim ki; bizim Galatasaray Meydanı'nda aradığımız kan can burada toprak olmuştur" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin'de gerçekleştirdiği toplantıyı hatırlatan Hanife,"Başbakana soruyorum bu toplantıyı kayıpların çok olduğu bir yerde yapıyor. Master planı daha çok bu halkı ne kadar bastırırım planıdır" diye kaydetti.
Kürdistan'da abluka atındaki şehirlerin sokaklarında, bodrumlarında cenazelerin olduğuna vurgu yapan Hanife, "Bıraksınlar devletli, başbakanlığı insanlıklarını hatırlasınlar. İnsanlar bu acılarla yaşarken bunlardan haberi olmayan bir devleti tanımıyoruz" diye konuştu. Hanife, son olarak, batıdaki hakların bu vahşete ses çıkarmaları gerektiğini söyledi.
'Ölülerimizin kemiklerinden korkuyorlar'
Maksut Tepeli 'nin eşi Şehriban Tepeli ise Maksut' u arkadaşının evinde sırtından vurarak gözaltına aldıklarını dile getiren Şehriban, "Maksut' u infaz etmek için gelmişlerdi. Hatta yaralıyken işkence sonucu katlettiler. Her yerde onu aradım. Belki bulurum umuduyla. Ancak 20 yıl sonra katledildiğini kabullendim" dedi. "Bizim ölülerimizin kemiklerinden korkuyorlar" diyen Şehriban, "Kürt halkı çocuklarının, eşlerinin cenazelerini sokak ortasından alamıyor. Bizler mezar taşına onlar da cenazelere hasret kaldılar" diye konuştu. Şehriban, 90'larda faili meçhullerle şimdi de Kürt halkına alenen saldıran zihniyetin aynı olduğunu ifade eden Şehriban, "Bizim yüreğimiz sadece barış isteyen ve sırf bu yüzden çocukları katledilmiş ailelerin yanında. Ölünceye kadar barış ve adalet demeye devam edeceğiz. Bir insanın 32 yıl boyunca nerede olduğunu bilememek çok korkunç bir şey. Ben öldükten sonra da bu mücadeleyi çocuklarım ve belki de torunlarım sürdürecek" diye dile getirdi.
'Dosyaya takipsizlik kararı'
Anneler adına bu haftaki basın açıklamasını Leyla Kaya okudu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin'de yaptığı açıklamayı hatırlatan Leyla , "Davutoğlu herkesin, özgürlüğünü, güvenliğini, hayatını, onurunu teminat altına alan bir kamu düzeni inşa ettiklerini söyledi. Sözleri aynen 30'ların,80'lerin, 90'ların kan ikliminde devleti yönetenlerin söylediği gibi" dedi. Maksut Tepeli'nin 2 Şubat 1984'te İstanbul Küçükbakkalköy'de bir arkadaşının evine gittiği sırada polisin ablukasıyla karşılaşıp kaçma esnasında sırtından vurularak yakalandığını belirten Leyla, "Hastaneye götürülmek yerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1.Şube'ye götürüldü ve 5 Şubat'ta Haydarpaşa Askeri Hastanesine kaldırıldı. Hastanede ölen Maksut Tepeli'nin bedeni kaybedildi. Dosya takipsizlik kararı ile kapatıldı" diye konuştu.
Leyla son olarak,"Maksut Tepeli'nin katledilip kaybedilmesine sebep olan polislerin Rahmi Kaya, Servet Bozkurt, Hasip Dönmez, Zafer Elemen, Şeyhmuz Altın, İlhai Öztürk ve Hikmet Taşdelen'in, hukuk işletmeyen soruşturma savcısı Necdet Camcı'nın takipsizlik kararını vererek olayı kapanmasını hedefleyen askeri hakim Yarbay Muhteşem Savaşan'ın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Terör ve Asayişten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar 'ın yargılanmalarını istiyoruz "diye belirtti.
(dek/ck/fk)