Silopi'deki 'toplama kampı'nda kadınlara ayrı işkence

09:11

JINHA

ŞIRNEX - Silopi'de 37 gün süren göçertme ve soykırım saldırıları sırasında toplam kampına götürülen kadınlar, taciz, saldırı, hakaret gibi birçok insanlık dışı işkenceyle karşılaştıkları anlattı.

Silopi'de 37 gün süren soykırım saldırıları sırasında binlerce yurttaşı evlerinden silah zoruyla çıkaran devlet güçlerinin Nazi Almanya'sına benzer toplama kampı olarak kullandığı Yenişehir Mahallesi Spor Salonu'nda yaşanan işkencelerin her gün başka bir boyutu ortaya çıkıyor. Sıkıyönetim saldırılası sırasında toplama kampına götürülen birçok kadının taciz, saldırı, hakaret gibi bir çok insanlık dışı işkenceyle karşılaştıkları ortaya çıktı. Toplama kampına götürülen kadınlar maruz kaldıkları işkenceyi anlattı.

'İnsanın insana yapmayacağı...'

Başak Mahallesi'ndeki evinden silah zoru ile çıkartıldığını belirten Güzel Kıran adlı kadın, evlerinden çıkartılan onlarca insanla birlikte tek sıra halinde yürütülerek toplama kampına götürüldüklerini söyledi. Kendilerini kampa götüren devlet güçlerinin sürekli "Bu kenti terk edeceksiniz" tehditleri ile karşılaştıklarını belirten Güzel, yürüdükleri yolda devlet güçlerinin katlettiği iki yurttaşın cenazesi ile karşılaştıklarını ve cenazelerin üzerinden atlayarak yollarına devam etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Toplama kampının kapısından girer girmez ise insanlık dışı uygulamalarla karşılaştıklarını vurgulayan Güzel, "Hepimizin kimliğine el koydular. Hepsini GBT kontrolünden geçirdiler. Sırayla üst araması yaptılar. Onların bize reva gördüğü uygulamalar kimse kimseye yapmaz. Bazı insanlar uygulamaya karşı çıktığı için darp ettiler" dedi.

'Terk etmedik, etmeyeceğiz'

Toplama kampına götürülenler arasında bulunduğunu belirten Nuray Balık ise aynı aileden 21 kişinin evden silah zoru ile çıkartıldığını anlattı. Evlerinin sürekli top atışlarının hedefi olduğunu kaydeden Nuray, evlerinin saldırılar sonucu harabeye döndüğünü kaydetti. Hem evde hem de spor salonuna kapısında didik arandıklarını belirten Nuray, "Bizi, evimizi ve eşyalarımız arayan erkek polislerdi. Bizi yürüterek, oraya götürdüler. Hepimizi kameraya aldılar. Bize çıkın gidin nereye gidiyorsanız gidin dediler. Bizi göçe zorladılar. Ama evimizin yıkılmasına kullanılmamasına rağmen biz Silopi'yi terk etmedik. Burada yaşamaya devam ediyoruz. Biz bunları unutmayacağız. Bunlar biz de derin yaralar açtı" diye konuştu.

'Korucular da vardı'

15 kişilik ailesinin hakaret ve darp edilerek, evden çıkarıldığını söyleyen Sabriye Gizer de polis ve onlara eşlik eden korucular tarafından insanlık onuruna yakışmayacak şekilde iç çamaşırlarına kadar didik didik arandıklarını söyledi. Silah zoruyla yürütüldüklerini hatta bazı infazların da yaşandığını belirten Sabriye yaşadıklarını şöyle aktardı: "Silah zoru ile yürütülüyorduk. Orada bizden daha önce yürüttükleri bir kadın bir erkeğe 'Ateş edin ateş edin' diye bağırdı birisi. Ardından ateş ettiler ikisini de vurdular. Öldüler mi ölmediler mi bilmiyoruz akıbetlerini. Biz, çocuklar ve yaşlıların bağrışmaları vardı. Soğuktu. Üşüyorduk. Kafalarına göre bazı gençleri seçip, götürdüler. Onlar spor salonuna da getirmediler. Girdikleri evimizi de yerle bir etmişler. Söylenmeyecek şeyler yaptılar. İç çamaşırlarımıza kadar bizi aradılar. Onlara korucular da eşlik ediyordu"

(ekip/fk)