'Bizim direnen kızlarımız ve oğullarımız var'

09:09

JINHA

WAN - Kuzey Kürdistan'da devam eden sıkıyönetim uygulamalarına tepki gösteren Vanlı kadınlar, "Tüm Kürt halkını da direnen kızlarımız ve oğullarımıza desteğe davet ediyoruz" dedi.

"Bizim direnin kızlarımız ve oğullarımız var" diyen Çaldıranlı kadınlar katliamlara karşı direnişin devam edeceğini belirtiyor. Antika Kara (65), 90'lı yıllarda askerlerin evlerine baskınlar yapıp, eşlerini, çocuklarını, kardeşlerini gözlerinin önünde işkenceden geçirdiğini hatırlatarak, o dönem tehditlerden dolayı yaşatılanlara tepkisiz kalmak zorunda kaldıklarını belirtti. Askerlerin kendilerine yaptığı işkence dolu anları anlatan Antika, "Askerler hemen her gün evlerimizi basıyor, evin içini talan ediyorlardı. Bizleri evimize kapatıyor, hiç kimsenin sağa sola dahi bakmasına dahi izin vermiyorlardı. Bizi öldüreceklerini söyleyip tehditlerine boyun eğmemizi bekliyorlardı. Şuanda Cizre'de de olan tam da budur. Halkı bodruma kapatıp ölüme terk etmişler. Ama Kürt halkı nasıl 90'lı yıllarda boyun eğmedi, tekrar başını kaldırdıysa şimdi de öyle olacaktır" şeklinde konuştu.

'Vicdani olarak herkes tepkisini ortaya koysun'

Yaşının ilerlemiş olmasından kaynaklı sadece yapılan zulme ses çıkarabildiğini kaydeden Antika, her gün sokak ortalarında çocuk cenazeleri duruyorken vicdani olarak kimsenin tepkisiz kalmaması gerektiğini belirtti. Cizre ve Sur'da gençlerin Kürt halkı için mücadele ettiğini söyleyen Antika, "Benim için bu mücadele uğrunda ölmek en büyük şereftir artık. Biz sadece kendi dilimizi istiyoruz. Evlerimizi talan ettiler, yakıp yıktılar. Müslüman'ım diye geçiniyorlar ama Kürt halkını yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama Kürt halkı ayaklandı bir kere. Artık düşman ile dostluk yapmayacağız. Bizler elimizi kimliğimizden, yurdumuzdan ve önderliğimizden çekmeyeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar direneceğiz. Tüm Kürt halkını da direnen kızlarımız ve oğullarımıza desteğe davet ediyorum" ifadelerinde bulundu.

'Sokak ortasındaki cenazeler insanlığa sığmıyor'

Devletin Cizre'deki insanlık dışı katliamına dikkat çekn Feyfuri Şahin (60) ise "Devletin yaptığı insanlık ve Müslümanlığa sığmıyor. Bu yapılan zulüm yanlarına kalmayacaktır" dedi. Ferfuri, son olarak 90'lı yıllarda Türk devletinin Kürt halkını sindirme politikalarının tutmadığını hatırlatarak, Cizre ve Sur'da saldırıların misliyle karşılık bulacağını söyledi.

'İnsan dışı uygulamalara maruz kaldık'

Silopi'de soykırım saldırılarına tanıklık eden Cahide Ökmez (45) de yaşadıklarını anlattı: "Silopi'ye kızımı ziyaret etmek için gitmiştim. Bir gün sonrası da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 15 gün boyunca Silopi'de kaldım. İki hafta boyunca 30 kişiyle küçücük bir odadaydık. Bizimle aynı odada kalan yaşlı bir amca nefes almak için dışarı çıkar çıkmaz keskin nişancılar tarafından vuruldu. Atılan havan topları, silah seslerinden dolayı çocuklar uyuyamıyordu ve sürekli ağlıyorlardı. Ekmeğimiz tükendiği için ateş yakıp ekmek pişirmek istedik. Fakat üzerimize ateş açtılar. Bizi tehdit ederek 'ya gidersiniz buradan ya da sizi öldürürüz' dediler. Bu da yetmezmiş gibi aynı günün akşamı kaldığımız eve baskın yaptılar. Hepimizi sokağa çıkardılar ve evin duvarını yıkarak diğer tarafa geçtiler. Silopi'de adeta insanlık dışı uygulamalara maruz kaldık. Yaralanan kişiyi kurtarmak için beyaz bez sallayarak hastaneye götürmek istedik. Ancak biz daha çıkmadan silah ve su sıkmaya başladılar. Oda yetmezmiş gibi mahallede kim var kim yok herkesi toplayıp bir spor salonuna götürdüler. Orada kimliklerimize baktıktan sonra hepimizi ayrı ayrı araçlarla Şırnak merkezine götürdüler. Bu yaşanan vahşete daha ne kadar sessiz kalınacak. Katliamlara ortak olmamak için herkesin el ele vererek mücadele etmesi gerekiyor."

(cm-ng-db/dc/mg)