'Kadının bedeni üzerindeki söz hakkı kadına aittir'

09:02

Filiz Zeyrek/JINHA

ADANA - Adana Kadın Kolektifi üyesi kadınlar, Başbakan ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kadın bedenine dair cinsiyetçi ve ayrımcı fetva ve söylemlerine tepki gösterdi. Devletin kadın bedeni üzerinden siyaset yapmayı bırakmasını vurgulayan kadınlar, "Bizlerin bedenleri kuluçka makineleri değildir. Kadının bedeni üzerindeki söz hakkı kadına aittir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından son dönemde yayımlanan cinsiyetçi fetvaların arasına, bu kez kadınların bedensel özgürlüğüne müdahale eden bir fetva daha eklendi. Aynı zamanda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Çocuk doğurmak kadının vatani görevidir" demesiyle, kadına karşı cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşım bir kez daha devlet ve AKP zihniyeti ile pekişmiş oldu. Cinsiyetçi ve eril tahakküme tepki gösteren örgütlü kadınlar ise "Devlet, bedenimiz üzerinde siyaset yapmayı bıraksın" dedi.
Kadın bedeni üzerinden siyaset yapan, üstelik cinsiyetçi zihniyetini toplumda meşrulaştıran AKP ile devlet politikalarına karşı isyanda oldukları belirten Adana Kadın Kolektifi'nden kadınlar, bu zihniyet ile sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtti.

'Bedenlerimiz kuluçka makinesi değil'

Kolektif üyesi Hatice Akpınar, bu politikaların kendilerini çok rahatsız ettiğini, çocukları öldüren iktidarın yine öldürmek için doğurmalarını istediğini söyleyerek, "Bizim ne yapacağımıza, kahkahalarımızdan nasıl yürüyeceğimize, neler yiyeceğimize kadar karışacaklar. Bunun üzerinden yapılan bütün politikaların hepsini, ama hepsini kabul etmiyoruz. Bizlerin bedenleri kuluçka makineleri değildir. Bizlerin bedenleri üzerinden 'doğurun' demelerini kabul de kabul etmiyoruz. Bununla da ilgili isyandayız" dedi.

'Bedenimizi değil, katliamlar konuşun'

Ülkede katliam ve ölüm varken bizim kadın bedeni üzerinden siyaset yapıldığını ve bunun da kadınların bedensel özgürlüğüne müdahale edilerek yapıldığını ifade eden Hatice, "Bizim kıllarımız üzerinden diyanetin yayınladığı fetvalar var. Babasının kızından tahrik olmasının yanlış olmadığını söyleyen fetvalar var. Biz artık bizim bedenimiz üzerinden konuşulmasını değil, ülkedeki bu katliamların durmasını istiyoruz" diye konuştu.

'Devlet sürekli kadınları hedef alıyor'

Seda Yüce ise, devletin kadınların bedeni ve kimliği üzerinden yaptığı politikaların yeni olmadığını, 'üç çocuk doğurma' politikasından sonra kürtaj olup olmama hakkının da devlet tarafından belirlendiğini belirterek, "Devlet sürekli kadınları hedef alıyor. Ülkede sadece 2016 yılının ilk ayında 34 kadın öldürüldü" dedi. Çocukların katledildiği, cezaevlerinde insanların işkence gördüğünü söyleyen Seda, katliamları durdurmayan devletin kadınları hedef aldığını belirterek, şöyle devam etti:

'Erk zihniyet ile mücadele edeceğiz'

"Zaten günlük hayatta kadın, sadece bedeni ve emeği üzerinden sömürülüp köleleştiriliyorken, gelinen son noktada kadınların bıyıklarını alması, kaşlarını, tüylerini alması üzerinden ya da 'çocuk doğurması vatani bir görevdir' diyerek bu konu üzerinden konuşuluyor. Bu bizim bedenimiz, biz karar veririz. Ne kadar çocuk doğuracağımıza biz karar veririz. Biz çocuklarımızı devlet eliyle katledilsin diye doğurmuyoruz. Biz kadınız, bir bireyiz. Çocuk doğurmak istersek doğururuz, istemezsek doğurmayız. Kadınları sadece kuluçka makinesi olarak gören bir zihniyete karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün bu erk zihniyeti ile kadınların bedenine dil uzatan, emeğine karşı sömürü üretenlere karşı kadınlar sonuna kadar mücadele edecek."

'Kadınlar bu siyasete karşı çıksın'

"Kadının bedeni üzerindeki söz hakkı kadına aittir" diyen Miray Üstüngör, anneliğin kutsallaştırılarak kadınların mücadele etmelerine engel olunduğunu kaydetti. " Kadınlar bu oyunlara gelmesinler ve bedenleri üzerinden yapılan siyasete karşı çıksınlar" diyen Miray, devletin çözüm sürecini yarıda bırakarak savaşı başlattığını ve bunca sorun, ölüm ve katliam varken kadın bedeninin konuşulduğunu belirtti.

'Senin siyasetine çocuklarımızı kurban etmeyeceğiz'

Miray, "Bence siz görevinizi yapın ve bizim bedenimizden, kadınlığımızdan uzak durun. Böyle bir savaşın olduğu bir ortama 'çocuk doğurun' diyorlar. Kadın da mı senin siyasi politikan? Onu da mı siyasi bir çaba olarak görüyorsun? Biz senin siyasetin için çocuk doğuralım, sen de kendi siyasetin, mevkiin için onları ölüme yolla. Bu asla olmayacak. Biz senin siyasetine çocuklarımızı kurban etmeyeceğiz ve senin için de doğurmayacağız" diye konuştu. Derya Adanalı ise, "Devlet bizim bedenimizin üzerinden politika yürütmekten bıkmadı. Bizimle uğraşmaktan, bedenimize takmaktan başka iş bulamıyor. Bedenimizde şimdi de kılarımıza ve doğurganlığımıza taktı. Sana ne benim kılarımdan. İster kılı gezerim , ister kılsız, ister ağda yaparım, ister epilasyon lazere giderim" dedi.

(sy)